 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onaltıncı Hukuk Dairesi
E. 1992/102
K. 1992/12392
T. 2.11.1992
* KADASTRO TESBİTİ
* TAPU DIŞI SATIŞ
ÖZET : Bir tasfiye kanunu olan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b
maddesinde öngörülen şartların varlığı halinde, tapu dışı satıma geçerlilik
tanınmıştır. Bu şartlardan biri tapu dışı satıma dayanan zilyedin,
zilyedliğinin en az 10 yıl çekişmesiz olarak sürdürülmesidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 13/B-b)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün
Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu
anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında, 160 ada 41 parsel sayılı 663.60 metrekare yüzölçümündeki
taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı olduğu söz edilerek malikhanesi
açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Davacı Salim tapu dışı satışın
geçersizliğine dayanarak Selam aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı
dava, görevsizlikle kadastro mahkemesine devredilmiştir. Mahkemece, davanın
reddine ve dava konusu parselin davalı Selam adına tesciline karar verilmiş;
hüküm, davacı Salim tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli parselin davacı tarafın dayandığı tapu kaydı kapsamında
kaldığı, parselin harici taksim sonucu davacıya isabet ettiği, davacı
tarafından davalıya satıldığı ve tapu dışı satım şartlarının davalı yararına
oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Çekişmeli parselin davacı tarafın
dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığı mahkemece toplanan ve doğru olarak
değerlendirilen delillerle saptanmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık tapu
dışı satım şartlarının davalı yararına oluşup oluşmadığına ilişkindir. Tapulu
taşınmazın mirasçılar arasında harici paylaşılması, o taşınmazı tapusuz hale
dönüştürmez. Tapulu taşınmazın tapu dışı satımı kural olarak geçersizdir. Bir
tasfiye Kanunu olan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinde
öngörülen şartların varlığı halinde, tapu dışı satıma geçerlilik tanınmıştır.
Bu şartlardan biri, tapu dışı satıma dayanan zilyedin, zilyetliğinin en az 10
yıl çekişmesiz olarak sürdürülmesidir. Davalı, taşınmazı 10.5.1978 tarihinde
satın almış, davacı 2.4.1984 tarihinde davalı aleyhine elatmanın önlenmesi
davası açmış, tescil ise 20.12.1984 tarihinde yapılmıştır.Satış tarihinden
dava ve tesbit tarihlerine kadar 10 yıllık süre dolmamıştır. Bu nedenle, tapu
dışı satıma değer verilemez. Hal böyle olunca, davanın kabulüne ve taşınmazın
davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar
verilmesi isabetsiz olduğundan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün
(BOZULMASINA), 2.11.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|