Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



          T.C.
    Y A R G I T A Y
   19. HUKUK DAİRESİ
  B A Ş K A N L I Ğ I
Esas        Karar
1992/10288 1993/8465
                  

                            
                            Y A R G I T A Y      İ L A M I


      Mahkemesi :Bucak Asliye Hukuk Mahkemesi
      Tarihi    :17.4.1992
      Nosu      :405-95
      Davacı    :Şaban ve Fatma Gündüz vek.Av.Adem şengül
      Davalı    :1-Ramazan Sezgin 2-Mustafa Öğütcü 3-Durmuş Aykul vek.
                 Av.Mehmet Özmen
                 
	Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda
 ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine yönelik
 olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar  vekilince temyiz edilmesi
 üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu:      
                               
                               K A R A R	
                                                             
	Davacılar vekili; davalıların müştereken malik oldukları otobüsün
 davalı Ramazan Sezgin yönetiminde iken Pamukova yakınlarında şarampola
 yuvarlanmak suretiyle devrildiğini, davacıların oğlu Orhan Gündüz'ün bu
 otobüste şoför muavini olduğunu ve öldüğünü, kusurun tamamının davalı
 Ramazan'da olduğunu belirtip, her biri için ayrı ayrı 15.000.000 TL.
 destekten yoksunluk, 10.000.000 TL. manevi tazminata hükmolunmasını
 istemiştir.
	Davalılar Mustafa Öğütçü ve Durmuş Aykul vekili; zamanaşımı,
 davacıların desteğe muhtaç kişiler olmadıkları, otobüsün daha sonra da kaza
 yapmış olması ile mali müzayakaya düştüklerinden manevi tazminatın yersiz ve
 fahiş olduğu nedenleriyle davanın reddini istemişler, davalı Ramazan Sezgin
 cevap vermemiş, duruşmalara da gelmemiştir.
	Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, karar
 davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
	1-Maddi tazminat yönünden 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun
 109/2 ve manevi tazminat yönünden ise aynı kanunun yollamasıyla B.K.nun 60/2.
 maddeleri hükümleri, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması halinde
 zamanaşımını uzamış ceza zamanaşımına tabi tutmuştur. Kanun müteselsil
 sorumlu durumunda bulunan işletenler ile sürücü arasında bir ayırım
 yapmamıştır. Olayda davalı sürücünün fiili suç teşkil etmekle, burada
 zamanaşımı süresi ceza zamanaşımı süresi olup, davada uzamış ceza zamanaşımı
 dolmuş olmadığı halde  davanın  maddi  ve manevi tazminat isteklerine ilişkin
 
olarak reddi isabetsizdir.
	2-Öte yandan, zamanaşımı hukuki mahiyeti itibarı ile bir def'idir.
 Yani borcu yerine getirmekten kaçınma selahiyetidir. Bu selahiyet borcun
 kendisini ortadan kaldırmamakla birlikte borca bağlı dava hakkını ortadan
 kaldırır. Ancak davada ileri sürülüş biçimi esasa cevap süresi içinde verilen
 cevap dilekçesi ile olmalıdır. Cevap süresinden sonra ileri sürülen
 zamanaşımı def'i savunmanın tevsii (genişletilmesi) itirazı ile
 karşılaşmadıkça hakim tarafından incelemeye tabi tutulmalıdır. Bu
 özelliklerine göre ileri sürülmedikçe dikkate alınamayacağı (B.K.m.140) gibi,
 aynı nedenle aralarında teselsül bulunsa bile davalılardan biri tarafından
 ileri sürülen zamanaşımı def'inden (kişisel bir savunma nedeni olup, ortak
 savunma olamayacağı için) diğer davalılar (müteselsil borçlular)
 yararlanamaz. Değişik bir anlatımla, teselsül kuralları zamanaşımı def'ini
 ileri sürmeyenin, diğerlerinin ileri sürdüğü zamanaşımı def'inden
 yararlanmasını mümkün kılmaz.
	Davada zamanaşımı def'i sadece davalı Mustafa ve Durmuş tarafından
 süresinde verilen cevap dilekçesinde ileri sürülmekle, bundan, onlarla
 birlikte müteselsil sorumlu davalı sürücü Ramazan'ın, mahkemenin kabul şekli
 itibarı ile de yararlanması mümkün olmadığı halde, davanın adı geçen hakkında
 dahi reddedilmiş olması bu  yönden de doğru değildir.
	3-Hükümde tarafların iddia ve savunmalarının ve talep sonuçlarının
 gösterilmesi gerekir (HUMK.m.388/3). Mahkeme kararında ana hatları ile özet
 olarak tarafların iddia ve savunmalarının gösterilmiş olmaması da
 isabetsizdir.
	SONUÇ:Yukarda yazılı nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının
 kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde
 iadesine 9.12.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan               Üye        Üye      Üye          Üye
Cengiz Kostakoğlu    N.Sucu     K.Acar   K.O.Şengün   Y.Özdilek

    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini