 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
92/10062 92/9875
ÖZET : Anlaşmak boşanma sonunda oluşan yoksulluk nafakasının artırılma
koşulu.
Taraflar arasındaki nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda
mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
"Evlilik en az bir yıl sürmüşse... bir eşin diğerinin davasını kabul
etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma
kararı verilebilmesi için hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerin
serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları
hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır... Bu
halde l50.maddesinin 3 numaralı bendi hükümleri uygulanmaz." (M.K.l34/3) Mali
konulara eşlerden birinin diğerine ödeyeceği yoksulluk nafakasının (M.K.l44)
dahil olduğu şüphesizdir. "İrad şeklinde... nafaka ... değişen durumlara göre
ve hakkaniyet gerektiriyorsa... artırılması da istenebilir." (M.K.l45)
Tarafların mali konularda özellikle yoksulluk nafakasında aralarında
yapacakları anlaşma geleceğe şamil bir tarafın diğerine yapacağı ödemeleri
düzenleyecektir. Dikkat edilecek tek nokta hakimin bu anlaşmayı tarafların
mali ve içtimail durumları ile bağdaşır nitelikte bulmasıdır. Tarafların
gelişecek ihtiyaçları veya ekonomik şartları gözeterek değişken bir nafaka
tayin etmelerini engelleyen bir kanun hükmü yoktur.
Şüphesiz bütün akti ilişkilerde olduğu gibi bu anlaşmada tarafları
bağlar. Kanunda belirlenen istisnalar ortaya konmadıkça tarafların hak ve
sorumlulukları kararlaştırılan kadardır. Bu hukuki güvenlik, doğruluk ve
dürüstlük kuralının da bir gereğidir. Sözleşmenin yapıldığı anda kurulan
edimler arasında mevcut olan denge sonradan olağan üstü değişmesi ile büyük
ölçüde bozulmuş ve taraflardan biri yönünden katlanılamayacak bir hal almışsa
akte sıkı sıkıya bağlılık adalet hakkaniyet ve objektif iyiniyet kurallarına
aykırı bir durum yaratır hale gelir. İşte bu hukuki zıtlık sözleşmenin
değişen şartlara uydurulmasını zorunlu kılar. Medeni Kanunun l45.maddesinin
son cümlesini bu ölçüler içinde değerlendirmek gerekir. Tarafların görüp
gözettikleri veya hayatın olağan akışı içinde görüp gözetebilecekleri halleri
(fevkalede) olağan üstü kabul etmek mümkün değildir. Belli veya
belirlenebilir, şartlar içinde yapılan sözleşmede, edimlerin o şartlara uygun
kararlaştırıldığını kabul etmek zorunludur. Bu cümleden olarak ülkede onbeş
yılı aşkın bir süreden beri oluşan yüksek enflasyonun dikkate alınması mümkün
olmayan bir olgu kabulü mümkün değildir.
Taraflar l2.9.l989 tarihinde kesinleşen boşanmaları sırasında bu
davanın davalısı tarafından, davacıya ayda 250.000 Tl.yoksulluk nafakası
ödenmesinde, yoksulluk nafakasının her sene bir Temmuzdan itibaren l0
artırılmasında anlaşmışlardır. Bu anlaşma M.K.l34/3.maddesi uyarınca hakim
tarafından da uygun bulunmuş ve boşanma kararına geçirilmiştir. Bu anlaşmadan
henüz iki yıl geçmeden oluşan fiat artışlarının sözleşme sırasında dikkate
alınmadığını söylemek hayatın olağan akışı ile bağdaşmaz. Enflasyonun &70 ler
civarında devamlılık gösterdiği bir dönemde davalının edimini &10 artış ile
sınırlamak suretiyle vaki anlaşmayı, reel olarak nafakanın gittikçe
azaltılmasına yönelik bir anlaşma olarak yorumlamakda mümkündür. Anlaşmanın
oluştuğu günle dava günü arasında geçen kısa sayılabilecek süre içinde oluşan
şartları tarafların gözetemediği "değişen durumlar ve hakkaniyet" (M.K.l45)
gerekleri olarak kabul etmek mümkün değildir. (Doc.Rd.İ.Kaplan hakimin
sözleşmeye müdahalesi, 1987 sh.152) Açıklanan sebeplerle yoksulluk
nafakasının anlaşmada gösterilen 10'dan fazla artırılmasına karar verilmesi
doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazlarının bu sebeple kabulü ile hükmün
BOZULMASINA, l9.l0.l992 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Tahir Alp Ş.D.Kabukçuoğlu Hakkı Dinç Ferman Kıbrıscıklı A.İhsan Özuğur
(Muhalif) (Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Taraflar anlaşmalı boşanma sonucu boşanmışlardır. Yaptıkları anlaşmada
bu davanın davalısı tarafından davacıya ayda 250.000 Tl. yoksulluk nafakası
ödenmesini ve bu nafakanın her yıl bir Temmuzdan itibaren 10 nisbetinde
artırılmasını kararlaştırmışlar, bu anlaşma Medeni Kanunn l34/3.maddesi
gereğincede hakim tarafından uygun bulunmuş ve boşanma kararına
geçirilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf yoksulluk nafakasının anlaşma gereği olan
10'luk artışın üzerinde olup olamayacağı hususundan doğmaktadır.
Medeni Kanunun 145.maddesi nafakayı gerektiren sebebin ortadan
kalkması, önemli ölçüde azalması veya borçlunun mali gücünün önemli ölçüde
eksilmesi halinde iradın indirilmesine veya kaldırılmasına karar
verilebileceğini,
Değişen durumlara göre hakkaniyet gerektiriyorsa iradın artırılmasının
da istenebileceğini öngörmüştür.Bu itibarla çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
ÜYE ÜYE
Hakkı Dinç Ferman Kıbrıscıklı
|