 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1992/10-103
K. 1992/161
T. 25.5.1992
* KARŞILIKSIZ ÇEK VERMEK
* DÜZELTME HAKKI
ÖZET : 3167 sayılı Yasanın 7. maddesinde, düzeltme hakkının kullanılmasına
yönelik ihtarın "iadeli taahhütlü mektupla" yapılabileceği hükme
bağlanmıştır.
Ancak, 7201 sayılı Yasanın 32. maddesine göre, "usulüne aykırı yapılan
tebligatın muhatabın tebliği öğrenmesiyle geçerli sayılacağından" keşidecinin
(hesap sahibi) ihtarı aldığını sarahaten kabulü veya tebligata ilişkin belge
okunduğunda itirazı bulunmadığını açıkça söylediği takdirde usulüne aykırı
yapılan tebligat geçerli sayılmalıdır.
(3167 s. Çek K. m. 7) (7201 s. Tebligat K. m. 32)
3167 sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmak suçundan sanık Erol'un, aynı
Yasanın 16/1. maddesi uyarınca 1 sene hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 1
sene süreyle çek hesabı açmasının ve çek keşide etmesinin yasaklanmasına
ilişkin, (İzmir Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesi)nce verilen 22.4.1991 gün ve
1989/949-1991/292 sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı
inceleyen Yargıtay Onuncu Ceza Dairesi 13.2.1992 gün ve 1991/1721, 1992/819
sayı ile Üyeler M.İ. Ünal ve H. Demirörs'ün; "3167 sayılı Kanunun 7. maddesi
yeterli karşılığı olmadığı için çeki kısmen veya tamamen ödemeyen muhatap
bankanın ibraz tarihini izleyen bir işgünü içinde hesap sahibine madde
içeriğine uygun ihtarnamenin iadeli taahhütlü mektupla tebliğini zorunlu
kılmıştır.
Muhatap bankaca suça konu çeklerde ilgili olarak ihtarname çekildiği ve hesap
sahibinin düzeltme hakkını kullanmadığı bildirilerek ihtarname ile alındı
belgeleri yazı ekinde gönderilmişse de;
22.4.1991 günlü duruşmada sanık adres değişikliğini bankaya bildirmediğini bu
nedenle tebligatın kendisine ulaşmadığını beyan etmiş olup alınan belgelerin
incelenmesinde ihtarnamenin tebliğ edildiği veya 3167 sayılı Yasanın 12.
maddesi uyarınca tebliğ edilmiş sayıldığına dair bir kayıda rastlanmamıştır.
Böylece, anılan Yasanın 7. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak zorunlu
ihtaratın yapıldığını kabul etmek mümkün değildir.
Bu durum karşısında şikayet hakkının belirlenmesi bakımından düzeltme hakkını
kullanması için sanığa çıkartılan ihtarnamenin tebliğine veya tebliğ edilmiş
sayıldığına ilişkin belgeler celp edilmeden, eksik soruşturma ile yazılı
şekilde mahkumiyet hükmü kurulması yasaya aykırı bulunduğundan hükmün
bozulması görüşünde bulunduğumuzdan onama şeklinde tecelli eden çoğunluk
kararına iştirak etmiyoruz" biçimindeki karşı oylarıyla ve oyçokluğu ile
kararı onamıştır.
Bu karara karşı 9.4.1992 gün ve 43984 sayı ile itiraz yoluna başvuran C.
Başsavcılığı; "şikayet hakkının varlığını belirlemek bakımından sanığa
düzeltme hakkını kulanması için iadeli taahhütlü mektupla ihtarname
çıkartılması ve tebliğine veya 3167 sayılı Yasanın 12. maddesi uyarınca
tebliğ edimiş saylıdığına ilişkin belgenin banka şubesinden celp ve hükme
dayanak alınan belgenin CMUY.nın 250. maddesi uyarınca huzurda sorgusu
yapılan sanığa okunarak ne diyeceğinin sorulması yasal olarak zorunludur.
Sanığın sorgusunda "Süre verilirse ödeyeceğim şeklindeki kabulü nedeniyle
ihtarnamenin tebliğ edildiğine ilişkin belgenin önemi ortaya çıkmaktadır.
İhtarnamenin tebliğ edildiğine veya tebliğ edilmiş sayıldığına ilişkin hükme
dayanak alınması mümkün dosyada bir belge mevcut değildir. Temyiz
dilekçesinde de tebligat yapılmadığı ileri sürülmüş olmasına göre mücerret
ikrarı mahkumiyet hükmü kurulmasına yeterli değildir" görüşüyle Özel Daire
onama kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar
verilmesini istemiştir.
Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Karşılıksız çek vermek suçundan sanığın cezalandırılmasına karar verilen
olayda Özel Daire ile C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlığın konusunu
"Düzeltme hakkını kullanması için sanığa yapılan bildirimin geçerli sayılıp
sayılmayacağı" hususu oluşturmaktadır.
3167 sayılı Yasanın 7. maddesinde, düzeltme hakkının kullanılmasına yönelik
ihtarın "İadeli taahhütlü mektupla" yapılabileceği hükme bağlanmıştır.
Ancak, 7201 sayılı Yasanın 32. maddesine göre, "Usulüne aykırı yapılan
tebligat muhatabın tebliği öğrenmesiyle geçerli sayılacağından" keşidecinin
(hesap sahibi) ihtarı aldığını sarahaten kabulü veya tebligata ilişkin belge
okunduğunda itirazı bulunmadığını açıkça söylediği takdirde usulüne aykırı
yapılan tebligat geçerli sayılmalıdır.
İncelenen dosyada muhatap banka 18.4.1989 ve 28.6.1989 günlü cevabi
yazılarında sanığa (keşideciye) suç konusu çeklerle ilgili olarak ihtarda
bulunulduğunu, ancak sanığın düzeltme hakkını kullanmadığnı bildirerek
ihtarname ve alındı belgelerini göndermişse de alındı belgelerinde tebligatı
alan şahsın adı yazılı olmadığı gibi tebliğ tarihi de bulunmamaktadır.
22.4.1991 günlü oturumda sanık tebligatın kendisine ulaşmadığını bildirdiğine
göre, bu tebligatın geçerli sayılmasına olanak yoktur.
Bu nedenle, C. Başsavcılığı itirazının kabulüyle Özel Daire onama kararının
kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı itirazının kabulüne,
Özel Daire onama kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün (BOZULMASINA),
27.4.1992 günü yapılan birinci müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından
25.5.1992 günü yapılan ikinci müzakerede oybirliğiyle karar verildi.
|