 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu
Sayı:
E.92/1-586
K.92/782
T.30.12.1992
Özet:Davalının üçünçü sahıştan tapu memuru huzurunda ihtisap ettiği ve
fakat bedeli muris tarafından ödenen taşınmaz mal murisin mülkiyetine
geçmediğinden muris muvazaası sebebiyle istenemez.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan
yargılama sonunda Çerkezköy Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair
verilen 14.6.1990 gün ve 1989/63 e. 1990/106 K. Sayılı davanın red kararının
incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk
Dairesinin 2.7.1991 gün ve 1991/16841/8449 sayılı ilamiyle (... toplanan
kanıtlar ve tüm dosya içeriğine göre, 1899 doğumlu olup, 1988 senesinde
yaşamını yitiren murisin dört kızı ve beş oğlu olduğu dava konusu 6 parça
taşınmazın satış bedeli ile temlik giderlerini kendisi ödediği halde tapuda
doğrudan davalı beş oğlu üzerine işlem yaptırdığı, dava dışı başka
taşınmazlarını dahi onlara aynı yolla aktardığı davalılardan üçünün o tarihte
esasen kendi yanında barındırdığı davalıların gerek bireysel gerekse birlikte
satış bedelini ödeme güçlerinin bulunmadığı ve davacı kız çoçuklarından mal
kaçırma amacının güdüldüğü duraksamaya meydan bırakmıyacak biçimde
kanıtlandığının kabulü gerekir.
Hal böyle olunca, davanın kabul edilmesi gerekirken reddilmesi doğru
değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden
yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : Davacılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü:
Dava, Borçlar kanunun 18. maddesinden kaynaklanan muris muvazası
hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yerel mahkeme ile özel daire arasındaki uyuşmazlık miras bırakanın
parasını vererek üçünçü şahıstan satın aldığı taşınmazların sicilini
çoçukları üzerine oluşturması durumunda 1.4.1974 gün 1/2 sayılı muris
muvazaasına ilişkin Yargıtay inançları birleştirme kararının uygulanmasının
mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hemen belirtmek gerekirki kural olarak Yargıtay İnançları birleştirme
kararları konuları ile sınırlı, gerekçeleri ile aydınlatıcı ve sonuçları ile
bağlayıcıdır. Yine ifade edilmelidirki en sade anlatımla muvazaa irade ile
beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. 1974 tarihli
Yargıtay İnançları birleştirme kararında bir kimsenin mirascısını miras
hakkından yoksun bırakmak amacıyla gerçekte bağışlamak istediği tapulu
taşınmazı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda
açıklamış olduğunun gerçekleşmesi halinde saklı pay sahibi olsun yada
olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirascıların görünürdeki satış sözleşmesinin
danışıklık (muvazaalı) olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de biçim
koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilecekleri ve bu dava
hakkının geçerli sözleşmeleri için söz konusu olan Medeni Kanunun 507 ve 603
maddelerinin sağladığı haklara etkili olmayacağı hükme bağlanmıştır.
Görüleceği üzere butlan sonucunu doğurarak, murisin temliki
tasarruflarının iptaline imkan tanıyan bu tevhidi içtihat kararının
uygulanabilmesi için temliki tasarrufa konu yapılan taşınmazın murisin tapulu
malı olması, gerçekte bağışlamak istediği bu malı ile ilgili olarak, resmi
memur huzurunda, iradesini satış doğrultusunda açıklaması icap eder.
Oysa somut olayda miras bırakanın parasını ödeyerek üçünçü şahıstan 30
seneyi aşkın bir süre önce 1957de aldığı taşınmazların sicilini davalı erkek
evlatları adına oluşturduğu ileri sürülmüştür. Bu ileri sürüşe göre;
tapudaki temlikte üçünçü şahıs durumundaki murisi yorum yoluyla taraf
durumuna getirmek suretiyle 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay inançları
Birleştirme kararının uygulama yerinin bulunmadığının kabulü icap eder.
Bu itibarla mehakemece mevcut delillerin değerlendirilmesi suretiyle
davanın reddine karar verilmesi doğrudur.
O halde usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.
S O N U Ç : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme
kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam
harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına
30.12.1992 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
B.B.Vekili 18.H.D.Bşk. 20.H.D.Bşk. 2.H.D.Bşk
İ.Teoman Pamir B.Rezaki F.Atbaşoğlu Tahir Alp
|