Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu

	E.	1991/9-79
	K.	1991/148
	T.	15.5.1991

*  TERÖRLE MÜCADELE KANUNU
*  BAZI EYLEMLERİN SUÇ OLMAKTAN 
    ÇIKARILMASI
*  CEZA YASASININ ZAMAN BAKIMINDAN 
    UYGULANMASI İLKESİ

ÖZET : 12.4.1991 gün ve 20843 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak
 yürürlüğe giren 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 23/c maddesi ile 765
 sayılı Türk Ceza Kanununun 140, 141, 142 ve 163. maddeleri yürürlükten
 kaldırılmıştır.

TCY.nın 2. maddesinde; Ceza Yasasının zaman bakımından uygulanması ilkesi
 düzenlenmektedir. Buna göre yasalar, yürürlüğe girdikleri tarihten itibaren
 uygulama alanı bulurlar. Ceza Hukukunda failin lehine olan yasaların geçmişe
 uygulanırlığına karşılık, failin durumunu ağırlaştıran yasalar geçmişe
 uygulanamazlar.

(3713 s. TMK. m. 23/c)  (765 s. TCK. m. 140, 141, 142, 163, 2)  (1412 s. CMUK.
 m. 260/6)

Laikliğe aykırı olarak Devletin temel nizamlarını dini esas ve inançlara
 uydurmak amacı ile kurulmuş cemiyete üye olmak suçundan sanık Sıtkı'nın,
 TCY.nın 163/2-5, 59. maddesi uyarınca 5 yıl 6 ay 20 gün ağır hapis cezası ile
 cezalandırılmasına ilişkin, (Konya Devlet Güvenlik Mahkemesi)nce 26.9.1990
 gün ve 9-19 sayı ile verilen hüküm, sanık müdafii tarafından tem-yiz
 edildiğinden dosyayı inceleyen Yargıtay Dokuzuncu Ceza Dairesi'nce, 29.1.1991
 gün ve 3569-240 sayı ile;

(Sair itirazlar yerinde görülmeyerek,

Suçun mahkemece kabul edilen niteliğine, işlendiği yer ve oluş biçimine göre,
 olayda TCY.nın 163. maddesinin 5. fıkrasının uygulama yeri bulunmadığı
 gözetilmeden tayin edilen cezanın bu fıkra ile artırılarak hükmedilmesi
 isabetsizliğinden, oyçokluğuyla bozulmuş, 
C. Başsavcılığı ise, 12.3.1991 gün ve 20 sayı ile; karşı oy düşüncesi
 doğrultusunda, TCK.nun 163/5. maddesinin uygulanması gerektiği görüşüyle
 itiraz etmiştir.

Dosya, Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği
 konuşulup düşünüldü:

İncelenen dosyaya göre;

Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasında oluşan ve içeriği yukarıda
 açıklanan uyuşmazlığın, birinci müzakerede yasal oy çoğunluğu
 sağlanamadığından çözülememesi nedeniyle ikinci müzakereye kaldığı ve ikinci
 müzakerenin yapıldığı 13.5.1991 gününden önce 12.4.1991 gün ve 20843 mükerrer
 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 3713 sayılı Terörle
 Mücadele Kanununun 23/c maddesi ile 765 sayılı Türk Ceza Yasasının 140, 141,
 142 ve 163. maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.

Bu yasal değişiklik karşısında Özel Daire ile C. Başsavcılığı arasındaki
 uyuşmazlığın çözümü yerine, TCY.nın 2/1. maddesi hükmü uyarınca verilecek
 kararın ne olması gerektiği konusu gündeme gelmiştir.

TCY.nın 2. maddesinde; Ceza Yasasının zaman bakımından uygulanması ilkesi
 düzenlenmektedir. Buna göre, yasalar yürürlüğe girdikleri tarihten itibaren,
 uygulama alanı bulurlar. Ceza Hukukunda failin lehine olan yasaların geçmişe
 uygulanırlığına karşılık, failin durumunu ağırlaştıran yasalar geçmişe
 uygulanamazlar. Bu itibarla Ceza Hukuku kurallarının zaman bakımından
 uygulanmasında iki ilkenin yer aldığı görülmektedir. Bunlar;

a- Ceza Yasalarının geçmişe uygulanmazlığı: İşlendiği zaman yasasına göre suç
 sayılmayan bir fiilin, sonradan yürürlüğe giren bir yasayla suç sayılmış
 olması halinde failin cezalandırılamayacağı;

b- Failin lehindeki yasanın geçmişe uygulanırlığı: İşlendiği zamanın yasasına
 göre suç sayılan bir fiil, sonradan yürürlüğe giren bir yasayla suç olmaktan
 çıkarılmış veya sonradan yürürlüğe giren bir yasa suçun işlendiği zamanın
 yasasına göre suçlunun lehinde ise, sonraki yasanın önceden işlenmiş fiillere
 uygulanacağı kurallarıdır.

Bunlar suçun, işlendiği zamanın yasasına tabi olması kuralının istisnalarını
 oluşturmaktadır.

Sosyal, ekonomik, politik, ahlaki düşünceler zaman içerisinde
 değişeceklerinden, yasa koyucu toplumdaki bu değişiklikleri izleyerek
 gereklerine uygun yasalar yapmak veya varolan yasaları değiştirmek
 zorundadır. Bütün yasalar gibi Ceza Yasaları da Resmi Gazete'de yayımlanarak
 yürürlüğe girerler. Yürürlükten kaldırılmaları ise ancak bir yasa hükmü ile
 olabilir.

3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 23/c maddesi ile TCY.nın 163. maddesi
 yürürlükten kaldırılmıştır. Böylece, TCY.nın 163. maddesinde tanımını bulan
 eylem suç olmaktan çıkarılmıştır.

Sonraki yasa ile suçun yürürlükten kaldırılmasının sonucu olarak;

1- Önceki yasa zamanında işlenmiş fiiller, sonraki yasanın yürürlüğe
 girmesinden sonra ortaya çıkmış ise, fail hakkında ceza koğuşturmasında
 bulunulamaz.

2- Mahkumiyet hükmü kesinleşmiş ise sonraki yasanın yürürlüğe girmesi ile
 Devletin cezayı infaz etme hakkı ortadan kalkar.

3- Fail hakkında kamu davası sürmekte iken, sonraki yasa yürürlüğe girmiş ise
 ne yapılmalıdır? TCY.nın 2. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesine göre,
 "işlendikten sonra yapılan kanuna göre cürüm veya kabahat sayılma-yan bir
 fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz..." hükmü yer almaktadır. Bu durumda
 verilmesi gereken karar ne olmalıdır. Bir başka anlatımla, fail hakkında
 beraat mı, yoksa davanın düşmesine mi karar verilmelidir?
Bilindiği üzere, Usul Yasasının 253. maddesinde, hüküm niteliğindeki kararlar
 açıklanırken, beraat, mahkumiyet, davanın reddi, düşmesi ve yargılamanın
 durması kararlarına yer verilmiştir. İnceleme konusu olayda, mahkumiyet,
 davanın reddi ve yargılamanın durması kararlarının verilmesi sözkonusu
 olamayacağına göre fail hakkında beraat kararı mı, yoksa davanın düşmesi
 kararı mı verileceği tartışılmalıdır.

Davanın düşmesine karar verilebilmesi için, dava ve ceza ilişkisini düşüren
 nedenlerin gerçekleşmesi gerekir. Bunlar:

a- Sanığın ölümü (TCY.nın 96. maddesi), 
b- Genel af (TCY.nın 97. maddesi)

c- Şikayetten vazgeçme (TCY.nın 99. maddesi),

d- Zamanaşımı (TCY.nın 102. maddesi)

e- Önödeme (TCY.nın 119. maddesi) koşullarının gerçekleşmesi halidir.

Beraat kararı verilebilmesi için aşağıdaki koşulların bulunması gerekir:

a- Fail kendisine yüklenen suçu işlememişse,

b- Yüklenen fiilin, fail tarafından, işlendiği kesin olarak anlaşılamamışsa,
 (kuşkudan sanık yararlanır ilkesi uyarınca),

c- Fiil suç oluşturmuyorsa,

d- Sonradan yürürlüğe giren yasa fiili suç olmaktan çıkarmışsa.

Mahkeme, iddianame ile davanın açılması üzerine, yapacağı yargılama sonucunda
 hüküm vererek uyuşmazlığı çözmek durumundadır. yukarda açıklandığı üzere,
 inceleme konusu olayda mahkumiyet veya durma yahut red kararları verilmesi
 sözkonusu değildir. Dava ve ceza ilişkisini sona erdiren nedenlerde
 bulunmadığından davanın düşmesine de karar verilemez.

Usul Yasasının 260/6. maddesinde açıklandığı üzere, fail hakkında sabit kabul
 edilen fiilin, yasada bir mahkumiyeti gerektirmediği hallerde beraat kararı
 verileceği, hüküm altına alınmasına, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun
 23/c maddesine göre TCK.nun 163. maddesindeki eylemler suç olmaktan
 çıkarılmış bulunmasına ve TCY.nın 2. maddesi açık hükmüne göre, fail hakkında
 sabit görülen fiil sonradan yürürlüğe giren yasa ile suç olmaktan
 çıkarıldığından CYUY.nın 260/6 ve 253. maddeleri uyarınca beraat kararı
 verilmesi gerektiğinden, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına ve bozmanın
 içeriğine göre yeniden yargılama yapılmasına gerek görülmediğinden, CYUY.nın
 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanığın beraatine karar
 verilmelidir.


*  Kurul Üyesi Ş. GÜNGÖR; (Ceza hukuku, ceza yaptırımının uygulanmasını
 zorunlu kılan hukuki ihlallerin, sapmaların nelerden ibaret olduğunu, bu
 husustaki kuralları gösteren bir hukuk dalıdır.

Suç ise; tipe uygun hukuka aykırı kusurlu hareketler olup karşılığında ceza
 veya güvenlik önlemlerinden oluşan yaptırım hükmünü beraberinde getirmesinin
 doğal olduğu, gerek doktrinde, gerekse uygulamada ortak biçimde
 açıklanmaktadır.

Ceza Kanununun ana ilke ve özelliklerinden en önemlisi, suçların kanun
 tarafından tesbit edilmesi (suçta kanunilik) ceza veya güvenlik önlemlerinin
 de kanun tarafından tesbit edilmesi (cezadan kanunilik) ilkeleri teşkil
 etmektedir.

Bu ilkenin asıl amacı, bireylerin yasak sayılan eylemleri öncekden bilip
 hareketlerini önceden düzenleme olanağı bulabilmesi, bunun sonucu olarak da
 işlemiş olduğu fiilden dolayı kusurlu sayılabilmesidir.

Suçun diğer bir ögesi de "HUKUKA AYKIRILIK" tır. Hukuka aykırılık ise yasak
 sayılan eylemlerin ve karşılığında öngörülen yaptırımların açık bir hükümle
 önceden belirlenmiş olmasına bağlıdır. Aykırılığı belirleyen kural
 bulunmuyorsa bunun ihlal edildiğinden de söz edilemez.

Açıklanan bu nedenlerle ve TCK.nun 2. maddesinde gösterilen ilke doğrultusunda
 ancak failin lehine olan kaynakların geçmişe uygulanabileceğinden söz
 edilebilir.

Olayımızda uygulanması söz konusu olan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun
 irdelenmesine gelince:

A- Terör suçu ve suçlusu tanımı ile yeni bir suç tipi ortaya konulmuştur.

B- Yeni ve kısıtlayıcı usul hükümleri getirilmiştir.

C- İnfaz kurallarında lehe ve aleyhe değişiklikler yapılmıştır.

D- Bazı kanunlar ile TCK.nun 140, 141, 142, 163. maddeleri de yürürlükten
 kaldırılmıştır. Yeni kanun, dosyamıza konu benzer eylemleri terör suçu
 kapsamına almakta ise de, yukarıda açıklanan Ceza Hukukunun ana ilkeleri
 karşısında 3713 sayılı Kanunda gösterilen yaptırımların yürürlüğe girdiği
 12.4.1991 tarihinden önceki fiillere uygulanma olanağı bulunmadığında kuşku
 yoktur.

Şu hale göre, mahkemelerin yapacağı iş ne olmalıdır?
MAJNO, "Ceza Kanunu Şerhi, cilt: 1, Sayfa: 25'de Yeni Kanun suçu ortadan
 kaldırmış veya yeni kanun hükümlerine nazaran ceza davası sukut etmiş ise
 temyiz mahkemesi bittabi, yeni kanunun tatbiki için, davayı iade etmeksizin
 mahkumiyeti iptal edecektir" demekte, ancak iptalin ne şekilde olacağı
 yolunda açıklama bulunmamaktadır.

Prof. Dr. Faruk EREM, Muhtar ÇAĞLAYAN Nejat ÖZTÜRK'ün açıklamalarına göre de:
"İşlendiği zamanın kanununda suç sayılan bir fiil sonraki kanunda suç
 sayılmadığı takdirde faile ceza verilemez, fail hakkında ceza takibi devam
 etmekte olduğu esnada sonraki kanun yürürlüğe girmişse cezai takibata devam
 edilemez. "KAMU DAVASININ DÜŞMESİNE KARAR VERİLMEK LAZIMDIR" denilmektedir.

Tanımı Anayasada açıkça yapılan ve bu nedenle de halen yürürlükte bulunan suç
 tipine uygulanacak yaptırım hükmü TCK.nundan çıkarılmış olmasına göre,
 eylemin suç sayılmadığı veya suç olmaktan çıkarıldığı ifadelerinin, Anayasa
 bu haliyle yürürlükte kaldığı sürece hukuk normuna uygun görülmediğinden,
 beraat kararı yerine kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilmesinin
 daha uygun olacağı düşüncesindeyim) demek suretiyle; Y. ALASU ise benzer
 gerekçe ile hükmün bozularak davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği
 görüşü ile karşı oy kullanmışlardır.

S o n u ç : Açıklanan nedenlerle, C. Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe
 ile kabulüyle, Özel Daire onama kararı kaldırılarak, hükmün (BOZULMASINA);
 bozma, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, CYUY.nın 322.
 maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanığın beraatine, 13.5.1991 gününde
 yapılan ikinci müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini