Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



      T.C.
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu

	E.	1991/9-107
	K.	1991/168
	T.	3.4.1991

*  KIDEM TAZMİNATI

ÖZET : 15 yaşından ve kimi koşullarda hafif işlerde 13 yaşından küçük
 çocuklarla hizmet sözleşmesi kurulması olanağı yoktur. Böyle bir sözleşme
 yapıldığında baştan itibaren geçersizdir. Bu nedenle 1966 doğumlu davacının,
 işyerinde çalışmaya başladığı 1975 yılından 13 yılını doldurduğu 1979 yılına
 kadarki çalışması İş Yasası kapsamı dışında kaldığından bu dönem, kıdem
 tazminatı hesabında gözözünde tutulamaz.

(1475 s. İş K. m. 14, 67)

Taraflar arasındaki "ihbar ve kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti"ne ilişkin
 davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, (Adana Birinci İş Mahkemesi)nce
 davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.4.1990 gün ve 1985/997-1990/334
 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
 Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesi'nin 8.11.1990 gün ve 7464-11901 sayılı ilamı
 ile; (...Mahkemece, davacının 1975-1985 yılları arasındaki çalışması
 işçilikte geçmiş gibi kabul edilerek hüküm tesis edilmiş ise de, davacının
 1966 doğumlu olduğu, 1975 yılında 9 yaşında bulunduğu görülmektedir. 1475
 sayılı İş Kanununun 67 ve 80. maddeleri de dikkate alınmak suretiyle (13)
 yaşından sonraki hizmetlerinin değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken,
 13 yaşını doldurduğu tarihten önceki sürenin hesaplara dahil edilmesi doğru
 değildir...) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle yeniden
 yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz eden: Davalı vekili.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği
 anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Davacı, davalıya ait işyerinde 13.6.1975 tarihinden beri çalışmakta iken,
 13.4.1985 tarihinde hizmet akdinin haksız feshedildiğini ileri sürerek ihbar
 ve kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti olarak toplam 709.000 TL nin
 davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının iddia
 edilen dönemde değil, 10.7.1984-31.3.1985 tarihleri arasında işyerinde
 çalıştığını, istenen hakların dayanıksız olduğunu, zamanaşımına uğradığını,
 davacının yaşı itibariyle işçi sayılamayacağını savunmuştur.

Öncelikle belirtmek gerekir ki; 1966 doğumlu olan davacı, hizmet sözleşmesinin
 sona erdiği 13.4.1985 tarihinde 19 yaşında olup, 13 yaşından sonraki
 çalışması üç yıldan fazladır. Bu durumda, ihbar tazminatının sekiz hafta
 üzerinden hesaplanması gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan; fazla mesai
 ücreti, zamanaşımı def'i dikkate alınarak davacının 13 yaşını doldurduktan
 sonraki 28.6.1980-13.4.1985 tarihleri arasındaki süre için hesaplanmıştır.
 Özel Dairece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutularak yerel mahkeme
 kararının ihbar tazminatı ve fazla mesai ücretine ilişkin bölümü, ilamın 1.
 bendi kapsamına alınmış ve dolayısıyla bu hak türleri bozma kararı dışında
 bırakılmıştır. Yerel mahkeme kararının sadece kıdem tazminatına ilişkin
 bölümü usul ve yasaya aykırı bulunarak bozulmuştur. Belirtilen nedenlerle,
 direnme kararında ihbar tazminatı ve fazla mesai alacağı ile ilgili
 açıklamaları dosya içeriğiyle bağdaşmamaktadır. Bu durumda, yerel mahkeme ile
 Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, sadece kıdem tazminatının hesabından 13
 yaşından önceki çalışmaların değerlendirilip değerlendirilmeyeceği noktasında
 toplanmaktadır.

7.11.1982 günlü, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, önceki 1961
 Anayasası gibi, güçsüzlerin ve çocukların korunması için, Devleti gerekli
 tedbirleri almakla yükümlü tutmuştur. 25.8.1971 günlü, 1475 sayılı İş
 Kanununda, bu anayasal buyruk doğrultusunda küçüklerin beden ve ruh sağlığını
 koruyucu ayrıntılı kurallara yer verilmiştir. Gerçekten anılan Yasanın 67.
 maddesinin birinci fıkrasında; "15 yaşından aşağı çocukların çalıştırılmaları
 yasaktır" biçiminde genel ilkeyi koyduktan sonra, ikinci fıkrasında; "Ancak,
 çocukların sağlık ve gelişmelerine, okul veya mesleki eğitim ve mesleğe
 yöneltme programlarına devamlarına yahut öğrenimden faydalanma
 kabiliyetlerine zarar vermeyecek nitelikteki hafif işlerde 13 yaşını
 doldurmuş çocukların çalıştırılmaları mümkündür" hükmüne yer vermiştir.
 Görüldüğü gibi 67. madde, 15 yaşından küçüklerin çalıştırılmalarını
 yasaklamakla birlikte istisnai olarak hafif işlerde 13 yaşını doldurmuş
 çocukların çalışmalarına olanak tanımaktadır. Bu kurallara göre İş Kanunu,
 çalışma yaşının alt sınırını 13 olarak saptamıştır. Aynı Yasanın 80.
 maddesinde de, 13'den 18 yaşına kadar çocukların doktor raporu olmadan
 çalıştırılmalarını yasaklamakta ve bunların en az altı ayda bir doktor
 muayenesinden geçirilmelerini kurala bağlamaktadır. Bu kurallara aykırı
 davranışlar için de, 100. maddede cezai yaptırımlar öngörülmüştür. Küçüklerin
 belli bir yaştan önce çalıştırılmaları yasağını koyan İş Kanununun bu
 kuralları koruyucu nitelikte olup, kamu düzeni ile ilgilidir. Bu kurallar
 uyarınca, 15 yaşından ve kimi koşullarda hafif işlerde 13 yaşından küçük
 çocuklarla hizmet sözleşmesi kurulması olanağı yoktur. Böyle bir sözleşme
 yapıldığı takdirde baştan itibaren geçersizdir. Anılan buyurucu kurallara
 aykırı biçimde yapılan bir hizmet sözleşmesinin ya da görülen hizmetin İş
 Kanununun kapsamı dışında kalması kaçınılmazdır. Böyle bir çalışmanın
 çıraklıkta geçmiş sayılması düşünülebilirse de, bunun için de yöntemine uygun
 biçimde çıraklık sözleşmesi düzenlenmesi zorunluğu vardır. Ayrıca belirtmek
 gerekir ki, 931 sayılı İş Kanununda olduğu gibi, 1475 sayılı İş Kanunu da 18
 yaşını bitirmemiş çırakları kapsamına almamıştır. Bu nedenledir ki, 18 yaşına
 kadar çıraklıkta geçen sürenin, kıdem tazminatı hesabında gözönünde tutulması
 olanağı yoktur.

Bu açıklamaların ışığı altında somut olay ele alınacak olursa; 1966 doğumlu
 olan davacı, işyerinde çalışmaya başladığını iddia ettiği 1975 yılında 9
 yaşındadır. 1975 yılından, 13 yaşını doldurduğu 1979 yılına kadarki çalışması
 1475 sayılı İş Kanununun kapsamı dışında kaldığı için, bu dönemin kıdem
 tazminatının hesabında gözönünde tutulması mümkün değildir. Bu durumda,
 sadece 1979-1985 yılları arasındaki sürenin dikkate alınmasıyla
 yetinilmelidir.

Bu itibarla, Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan
 nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma
 kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O
 halde, usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.

S o n u ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme
 kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı
 HUMK. nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin
 harcının geri verilmesine, 3.4.1991 gününde oyçokluğu ile karar verildi.



    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Suçlar] Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı 
  • 25.04.2024 13:09
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini