 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1991/8-320
K. 1991/347
T. 9.12.1991
* MAHKEME KARARLARININGEREKÇELİ OLMASI
* KANUNA MUHALEFET
ÖZET : Anayasa'nın 141 ve CMUK.nun 32 ve 260. maddeleri uyarınca mahkeme
kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi,
CMUK. nun 308/7. maddesi gereğince "kanuna muhalefet" halini teşkil eder.
Yerel mahkemece özel dairece bozma kararına hangi nedenlerle uyulmadığı
belirtilmeden ve direnme gerekçeleri gösterilmeden bozulan önceki kararın
tekrarı ile yetinilmesi yasaya aykırı olduğundan hükmün sair yönleri
incelenmeksizin öncelikle açıklanan bu nedenle bozulmasına karar
verilmelidir.
(2709 s. Anayasa m. 141) (1412 s. CMUK. m. 32, 260, 308/7)
Hakikate muhalif beyanda bulunmak suçundan sanık Kemal'in İİK.nun 338 ve 352/a
maddeleri uyarınca 1 ay hafif hapis cezasıyla cezalandırılmasına, cezanın
paraya çevrilmesine ve ertelenmesine yer olmadığına, takibe konu borcun
temyiz incelemesinden önce ödenmesi veya şikayetten vazgeçilmesi halinde
cezanın tamamen ortadan kaldırılmasına, hükmün onanmasından sonra ödenmesi
halinde yarısının indirilmesine ilişkin, (Mersin İcra Ceza Mahkemesi)nce
verilen 24.12.1990 gün ve 1363/2128 sayılı hükmün sanık tarafından temyizi
üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Sekizinci Ceza Dairesi, 2.4.1991 gün ve
3220/3761 sayı ile;
"Sanığın 15.6.1990 günlü dilekçesi ile İİK.nun 74. maddesindeki koşulları
taşıyan bir mal beyanı niteliğinde bulunmadığı gözetilmeden bu dilekçeye
dayalı olarak yalan beyanda bulunduğundan sözedilip yazılı şekilde hüküm
kurulması" isabetsizliğinden kararı bozmuştur.
Yerel Mahkeme ise, 4.7.1991 gün ve 958/1347 sayı ile; gerekçe göstermeksizin"
önceki hükümde direnmiştir.
Bu hüküm de sanık tarafından süresinde temyiz edildiğinden, dosya Yargıtay C.
Başsavcılığı'nın bozma istemli 20.11.1991 gün ve 5255 sayılı tebliğnamesiyle
Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu gereği
konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Sanık hakkında İİK.nun 338. maddesi uyarınca kurulan mahkumiyet hükmü Özel
Dairece suçun oluşmadığından bahisle bozulmuş, Yerel Mahkeme bu bozmaya karşı
hiç bir gerekçe göstermeden önceki hükümde direnmiştir.
Anayasanın 141 ve CMUK.nun 32 ve 260. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının
gerekçeli olması zorunludur. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi CMUK.nun 308/7.
maddesi gereğince "kanuna muhalefet" halini teşkil eder.
Gerekçe hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun
açıklamasıdır. Gerekçenin mevcut bilgi ve belgelerin yerinde
değerlendirildiğini gösterir biçimde geçerli yeterli ve yasal olması gerekir.
Yasal ve yeterli gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi uygulamada keyfiliğe
yol açar. Tarafları tatmin etmek, denetim yapılmasına kolaylık sağlamak ve
keyfiliği önlemek için hüküm gerekçeli olmalıdır.
Yerel Mahkemece, Özel Daire bozma kararına hangi nedenlerle uyulmadığı
belirtilmeden ve direnme gerekçeleri gösterilmeden bozulan önceki kararın
tekrarı ile yetinilmesi yasaya aykırı olduğundan hükmün sair yönleri
incelenmeksizin öncelikle açıklanan bu nedenle bozulmasına karar
verilmelidir.
S o n u ç : Sair yönleri incelenmeksizin öncelikle yukarıda açıklanan
nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün (BOZULMASINA), 9.12.1991 günü istem
gibi oybirliğiyle karar verildi.
|