 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Sekizinci Hukuk Dairesi
E. 1991/7899
K. 1992/9765
T. 18.6.1992
* TAPU İPTALİ VE TESCİL
* YENİ ARAZİ TEŞEKKÜLÜ
ÖZET : Denizin etkisi ile oluşan yerler denizin devamı sayılacağından, bu tür
yerlerin zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün değildir.
(743 s. MK. m. 636, 639)
Hüseyin ile Hazine ve Yeşilyalı Belediye Başkanlığı aralarındaki tapu iptali
ve tescil davasının kabulüne dair, (Arsin Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen
28.2.1991 gün ve 20/66 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Hazine
tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi gereği görüşüldü:
Dava konusu taşınmazın kuzeyinde deniz bulunduğu bildirilmiş ve deniz sınır
olarak gösterilmiştir. Davacı taraf bu taşınmazın öncesinin kendisi adına
tapulama yoluyla tesbit ve tescil edilen taşınmazlarla bir bütün olduğunu,
sonradan bölünmek suretiyle ayrı parça haline gelmiş bulunduğuna, ancak diğer
gayrimenkullerin tapuya müsteniden kendisi adına tesbit edildiğini, bu
taşınmazın ise tapusuz olması nedeniyle Hazine adına yazıldığını
bildirmiştir. Jeolog bilirkişi tarafından düzenlenen raporda taşınmazın, kum,
çakıl ve toprak karışımından meydana gelmiş bir yer olduğu bildirilmiştir.
14.3.1972 tarih, 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, denizin uzantısı
ile oluşan ve denizin devamı sayılan yerler bilimsel bir şekilde
açıklanmıştır. Denizin etkisi ile oluşan yerler denizin devamı sayılacağından
bu tür yerlerin zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün değildir.
Gerek içtihadı birleştirme kararında gerekse 3086 ve 3621 sayılı Kıyı
Kanunlarında kıyı şeridinin kültür arazisi ile birleştiği noktaları ayıran
sınır kıyı kenar çizgisi olarak tanımlanmış ve denizden kıyı kenar çizgisine
kadar olan kısım kıyı şeridi şeklinde nitelendirilmiştir. Kıyı şeridi kıyı
çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasında kalan ve herkesin istifadesine mahsus
kamu malı sayılan yerlerdir. Raporda kıyı kenar çizgisinin nereden geçtiği
veya nereden geçmesi gerektiği hakkında bir açıklama yapılmamış az önce
açıklanan içtihadı birleştirme kararında belirtilen esaslara göre bir
değerlendirmeye gidilmemiştir. Bu bakımdan mahkemece yapılan inceleme
yetersizdir. Davacının paydaş olduğu 7,12 ve 225 numaralı parsellerin
dayanağı olan tapu kaydında nizalı kısmın deniz olarak gösterildiği hususu da
gözönünde tulularak, gerekiyorsa yeniden bir bilirkişi kurulu kabul edilmek
suretiyle az önce açıklanan yönlerin incelenmesi ve taşınmazın kıyı alanı
içerisinde bulunan denizin etkisi ile oluşmuş bir yer olup olmadığının
belirtilmesi ve bundan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi
gerekirken bunlardan zuhul ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm
verilmiş olması isabetsiz ve temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile
hükmün (BOZULMASINA), 18.6.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|