 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onuncu Hukuk Dairesi
E. 1991/7755
K. 1993/876
T. 8.2.1993
* MESLEK HASTALIĞI SONUCU İŞVERENİN
RÜCU TAZMİNATINDAN SORUMLULUĞU
ÖZET : 506 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca, işverenin rücu tazminatından
sorumlu tutulabilmesi için sigortalının çalıştığı işte meslek hastalığına
tutulduğunun ve meslekte kazanma gücü kaybının bu hastalıktan
kaynaklandığının ve eski işten fiilen ayrılma zamanı ile hastalığın meydana
çıkması arasında o hastalık için S.S.Sağlık İşlemleri Tüzüğünde belirlenen
süreçten (yükümlülük süresinden) daha uzun bir zamanın geçmemiş olması
şarttır.
(506 s. SSK. m. 18)
Davacı, meslek hastalığı sonucu malul kalan sigortalı işçi için yapılan
harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hükmün, taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteklerinin
süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla
dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar
tesbit edildi:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici
nedenlere göre, davacı Kurum'un temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Sigortalının 1951 yılında işyerine girdiği ve 24.4.1978 tarihinde işten
ayrıldığı ve çalıştığı dönemde meslek hastalığına neden olacak zararlı
etkenlere maruz kaldığı ve işten ayrıldığı sırada kendisinde meslek hastalığı
saptandığı, ne var ki, bu hastalığının meslekte kazanma gücü kaybını
gerektirmediği veya gelir bağlanmasına yol açacak ağırlıkta olmadığı, dosya
içeriğinden anlaşılmaktadır. Sonradan 2.12.1988 tarihinde meslek hastalığı
sebebiyle 35 oranında meslekte kazanma gücünü yitirdiği saptanınca, Sosyal
Sigortalar Kurumunca iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortası kolundan
kendisine gelir bağlanmış ve bu gelirlerin peşin sermaye değerleri ile
giderlerin işverenden 506 sayılı Kanun m. 26 çevresinde rücuan tahsili
istenilmiştir.
İşverenin bu maddeye göre rücu tazminatından sorumlu tutulabilmesi için,
anılan Yasanın 18. maddesi uyarınca, sigortalının çalıştığı işte meslek
hastalığına tutulduğunun ve meslekte kazanma gücü kaybının bu hastalıktan
kaynaklandığının ve eski işten fiilen ayrılma zamanı ile hastalığın meydana
çıkması arasında o hastalık için S.S. Sağlık İşlemleri Tüzüğünde belirlenen
süreçten (yükümlülük süresinden) daha uzun bir zamanın geçmemiş olması
şarttır.
Olayda, meslek hastalığı işyerinden ayrılmadan, diğer bir deyimle sigortalı
olarak çalışırken meydana çıkmıştır. Fakat meslekte kazanma gücünü
kaybettirecek, yada gelir bağlanmasını gerektirecek ağırlıkta değildir.
Ne var ki, işten ayrıldıktan 10 yıl sonra meslekte kazanma gücü kaybını ve
aylık bağlanmasını gerektirir bir ağırlığa ulaşmıştır. Böyle hallerde,
meslekte kazanma gücü kaybı oranının oluşmasında, işte çalışırken saptanan
meslek hastalığının payı öngörülebilir ise işyerinden ayrıldıktan soraki
zamanda, sigortalının meslekte kazanma gücü kaybını gerektirebilecek, yada
hızlandırabilecek, kimi işlerde çalışması, yada sigortalının 506 sayılı Kanun
m. 17 çevresinde hakimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması, tedavinin
kabul edilmemesi gibi olgularda etkili olabilir. Diğer bir deyimle, müterafik
illiyet ve kusur konusu edilebilir. Nitekim davalı taraf bu anlamda
savunmalar yapmıştır. Bu nedenle, sigortalının işyerinden ayrıldıktan sonraki
zaman diliminde, kişisel yaşantısı ve iş hayatının mahkemece araştırılması ve
bu gibi müterafik illiyet ve müterafik kusur olgularının ayıklanabilmesi
için, bu etkenlerin, meslekte kazanma gücü kaybındaki paylarının belirlenmesi
gereklidir.
Meslek hastalığının giderek artan ve meslekte kazanma gücü oranı kaybına yol
açan bir karakteri var isede, sigortalı işyerinden ayrılmakla, işyerinin
zararlandırıcı etkenlerinden de uzaklaşmış olacağından, sonuçla, işyeri
arasındaki nedensellik bağının ve başka nedenlerin rolü olup olmadığının
inandırıcı ve hiç bir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak biçimde ve ilim ve
fenne uygun bir şekilde saptanması zorunludur. Öte yandan, işyerinden ayrılma
tarihi ile kazanma gücü kaybının tesbiti tarihi arasında geçen zamana göre,
meslek hastalığının tıp ilmine göre ulaşılabileceği seviye ve oran yol
açacağı kayıp oranı makul ve ilim ve fenne uygun görülemiyorsa, özellikle
öteki etkenlerin katkısı gözönünde tutulmalıdır. Değişik etkenliğin sonuçtaki
meslek kazanma gücü kaybındaki paylarına göre sorumlular saptanmalıdır.
İşyerinden ayrılmadan önceki çalışmaları nedeniyle oluşacak kaçınılmaz
maluliyet payı ile, varsa işverenle ilgili olmayan etkenlerin yol açtığı
maluliyet payları toplamı, meslekte kazanma gücü kaybından düşülerek, kalan
kazanma gücü kaybı oranına göre, işverenin kusuru belirlenmeli ve bu kusur
oranı, rücu tazminatının hesabında esas alınmalıdır.
İşbu fiili ve hukuki gerekçeler gözönünde tutulmaksızın eksik araştırma ve
incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul
edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S o n u ç : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle davalı yararına
(BOZULMASINA), sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz
harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 8.2.1993 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
|