Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
Y A R G I T A Y
Dördüncü Ceza Dairesi

	E.	1991/73
	K.	1991/1007
	T.	15.2.1991

*  GECELEYİN KONUT DOKUNULMAZLIĞINI
    BOZMAK
*  SALDIRGAN SARHOŞLUK

ÖZET : Toplanan delillere göre; yakınanın akrabası ve komşusu olan sanık,
 geceleyin ve sarhoş olarak yakınanın konutuna onun izni olmaksızın girmek
 suretiyle geceleyin konut dokunulmazlığını bozmak ve saldırgan sarhoşluk
 suçlarını işlemiştir. Sanık hakkındaki hükümlerin onanması gerekir.

(765 s. TCK. m. 193/2, 572)

Geceleyin konut dokunulmazlığını bozma ve saldırgan sarhoşluk suçlarından
 sanık Yakup hakkında, Türk Ceza Yasasının 193/2, 572/1, 59/2, 647 sayılı
 Kanunun 4. maddeleri uyarınca 750.000 lira ağır, 150.000 lira hafif para,
 cezalarıyla hükümlülüğüne ilişkin, (Silifke Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen
 esas 1989/130, karar 1990/113 sayılı ve 23.10.1990 tarihli hükmün temyiz
 yoluyla incelenmesi sanık Yakup müdafii tarafından istenilmiş ve temyiz
 edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 17.1.1991 tarihli bozma
 isteyen tebliğnamesiyle 21.1.1991 tarihinde daireye gönderilen dava dosyası,
 başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve
 gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:

Sanığa yükletilen sarhoşluk ve gece konut dokunulmazlığını bozma eylemleriyle
 ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık
 tarafından işlendiğinin yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu
 saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların
 temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri
 değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen
 verilere dayandırıldığı,

Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve yasada öngörülen suç tiplerine
 uyduğu,

Cezaların yasal bağlamda uygulandığı, 
Anlaşıldığından, sanık Yakup müdafii'nin ileri sürdüğü nedenler yerin-de
 görülmemiş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN
 REDDİYLE HÜKÜMLERİN (ONANMASINA), 15.2.1991 tarihinde oyçokluğuyla karar
 verildi.

KARŞI OY YAZISI

*  1- Sanık, yakınanın akrabası ve komşusudur. Bu nedenle, mahkemenin kabulüne
 göre, yakınanın evine serbestçe girip çıkmaktadır. Yakınanın kızı Hatice ise,
 1966 doğumlu olup ergindir ve serbestçe eve giren sanık ile rızasıyla
 sevişmiştir. Bu nedenle de sarkıntılık eylemi aklanmayla sonuçlanmıştır.

Bu durumda; yakınanın, kızı üzerinde hukuki bir otoritesi ve kızının cinsel
 özgürlüğünü sınırlama yetkisi yoktur. Eğer, sevişen karısı olsaydı, evlilikte
 bağlılık nedeniyle, elbette durumu değişik olacaktı. Ancak, ergin mağdurenin
 erkek ve kız arkadaşlarını kabule ve onlarla özgürce ilişkiye girme hakkı
 vardır. Bu yüzden de, paylaştığı ortak konutun dokunulmazlığının bozulup
 bozulmamasında kendi rızası başat rol oynayacaktır. Elverir ki, konutu ortak
 paylaşanlar arasında tersine bir anlaşma bulunsun ve bu nedenle de failin
 konuta girmesine izin verilmesin.

Bundan başka, konut dokunulmazlığını bozma cürmü için genel kast yeterlidir.
 Failin amacının (saikin) kötü olması suçun oluşmasını etkileyemez. Tersi
 durumda, failin iç dünyası cezalandırılmış olur.

Bu nedenlerle geceleyin konut dokunulmazlığını bozma suçu oluşmamıştır.

2- Kabul edilen geceleyin konut dokunulmazlığını bozma suçu bireysel özgürlüğe
 karşı işlenen suçlardandır. Bu evrensel görüş T.C. Yasasınca da
 benimsenmiştir. Korunan değer budur. Suç aile ya da bireylerin onurlarına
 karşı bir cürüm olmadığından, işleniş biçimi ne denli kınanacak biçimde
 olursa olsun, manevi ödenceye konu olmaz. Çünkü, T.C. Yasasının 38. maddesi
 aile ya da bireylerin onurlarına karşı bir cürüm nedeniyle kurulan hükümlülük
 kararına bağlıdır. Nitekim, tehdit suçu da yalnızca kişi özgürlüğüne karşı
 bir cürüm olduğu ve onuru ihlal etmediği için, bu suçtan dolayı verilen
 hükümlülüklerde de manevi ödenceye hükmedilmemektedir. Dahası, kimileyin
 konut dokunulmazlığını bozma suçu hırsızlıkla birleştiğinde, hırsızlığın
 ağırlaşmış biçimi olan bileşik (mürekkep) suçlar (md. 491/4, 492/1) ortaya
 çıkmaktadır. Eğer konut dokunulmazlığını bozma suçu nedeniyle manevi ödenceye
 hükmedilirse, bu suçlarda da aynı yola gidilmesi gerekecektir. Bugüne değin
 ne öğretide ve de uygulamada bunu savunan bir görüşe rastlanmamıştır.

Bu nedenlede kararın  b o z u l m a s ı  görüşündeyim.

Sami SELÇUK
Başkan


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini