 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2.HUKUK DAİRESİ
SAYI
Esas Karar
91/7334 91/9832
Özet :Tam kusurlu eşin boşanma davası ile boşanmaya karar verilemez.
Temyiz eden:Davalı
Mehmet koca ile Kibariye Koca arasındaki boşanma davasının yapılan
muhakemesi sonunda tarafların boşanmalarına dair verilen hüküm davalı
tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Bilindiği gibi genel boşanma nedeniyle ilgili Medeni Kanunun 134.
maddesinin eski şeklinde [ifadesinde] şiddetli geçimsizliğe ilişkin boşanma
davası, ilke [unsur] olarak doğrudan kusura dayanmıyor görünse de ikinci
fıkrası ile dava hakkını kusuru olmayan yada, daha az olan tarafa tanımak
suretiyle kusuru gizli bir unsur haline getirmiştir. Nitekim ilk bakışta dava
hakkına yönelik görünse de, söz konusu 134. maddenin eski biçiminde, kusura
ilişkin hükmün böylesine "katı bir tarzda uygulanması şikayetlerin odak
noktasını teşkil etmişti" [3444 sayılı kanunun Hükümet tasarısı 4. madde
gerekçesi] İşte bu ve benzer düşüncelerle 3444 sayılı kanun, Medeni Kanunun
134. maddesini değiştirir ken, kusur unsurunun boşanmada yarattığı güçlüğü
önemli ölçüde hafifletmiş; kusur yerine evlilik birliğinin onarılmaz bir
biçimde sarsılmasına önem vermiş, özetle kusurlu eşe de dava açma hakkı
tanımıştır.
Ne varki, bu değişikliği tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve
yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve
değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi
eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemiyeceği
yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir
düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya
çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve
davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek
derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten
boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.
Öyle ise Medeni Kanunun 134. maddesine göre boşanmayı
isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha
fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya
karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun
belirlenmesi kaçınılmazdır.
Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden
beklenmiyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne varki bu
sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış
olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda
açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda
yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma
sebebine görede diğer yönlerin incelenmesin yer oldığına 3.7.1991 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ö.N.Doğan Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukcuoğlu Hakkı Dinç
|