 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
91/7168 91/10297
ÖZET : Yabancı ülke mahkumiyet kararı üzerine de kişi hacir altına
alınmalıdır.
Taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda
mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere
ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde
bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan
hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,
oyçokluğuyla karar verildi. 10.7.1991
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
N.K.Yalçınkaya Tahir Alp Ş.D.Kabukçuoğlu A.Naci Tuncer Hakkı Dinç
(Muhalif) (Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Davalının Almanya'da 6 yıl hapis cezasına mahkum olduğu, cezasını
halen Almanyada çekmekte bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bir sene veya daha ziyade hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile mahkum olan
her reşit için bir vasi tayin olunur. (M.K. 357)
Yabancı ülke ceza mahkemesi mahkumiyet kararının kanunun öngördüğü
mahkumiyet niteliğinde olup olmadığı tartışılmıştır. Her ne kadar Türk Ceza
Hukuk uygulaması bakımından hakim görüş (Kunter Sf.1005) Dönmezer, Erman
Cilt; 11.sf.178) Yabancı mahkemelerden verilen mahkumiyet kararlarının
Türkiye'de sonuç doğurması için Türk mahkeme kararı ile tamamlanması (C.K.8)
şartına bağlı isede, Bu görüş münhasıran Ceza Kanunun uygulanmasına
yöneliktir. Medeni Kanun olaya farklı yaklaşma imkanı vermektedir. Medeni
Kanunun koruma amacına uygun yorumlamak mümkündür. Medeni Kanun vesayet
hükümleri ile serbest hareket etmekten veya serbest irade ile karar vermekten
mahrum olanlar korunmuştur. Bu cümleden olarak 357.madde ile de uzun süre
mahkum olanlar koruma altına alınmıştır. Şu halde normun amacına uygun
uygulanması için kişinin serbestçe hareketine imkan vermeyen mahkumiyetin
bulunması kafidir. Serbest hareketi engelleyen ceza mahkumiyetinin yabancı
olup olmaması kişinin korunmasına etkili olmamalıdır. Her ne kadar yabancı
ülke mahkumiyetine geçerlilik tanımak devletin hakimiyet prensibi ile
bağdaşmaz isede devletin birde vatandaşlarını koruma görevi vardır. İşte bu
görev fiili durum sebebiyle korunmaya muhtaç vatandaşın yararları bakımından
ön plana gelmekte, hakimiyet prensiplerinde taviz verme zorunluluğu
doğmaktadır. Nitekim Medeni Kanunun mehazı İsviçredeki uygulaması sebebiyle
Dr.A.Eğer şerhinde "Ceza Yabancı bir mahkemece bir İsviçreli hakkında
hükmedilmiş olduğu takdirde tacir cihetine gidilmelidir." demektedir.
(İsviçre Medeni Kanunu şerhi Aile Hukuku, Üçüncü kısım vesayet, Dr.A.Egger,
Volf Çerniş çevirisi Sf.163)
Bütün bu açıklamalar,Almanyada bir yıldan fazla hapse mahkum olan
davalının M.K.357 maddesi uyarınca vesyet altına alınması zaruretini ortaya
koymaktadır. HUMK.42.maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere hüküm
bozulmalıdır.
ÜYE
Tahir Alp
|