 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Altıncı Hukuk Dairesi
E. 1991/7013
K. 1991/7688
T. 31.5.1991
* KİRA SÖZLEŞMESİ
* MECBURİ DAVA ARKADAŞLIĞI
ÖZET : Sözleşmede birden fazla kiracı varsa, aralarında mecburi dava
arkadaşlığı buluduğundan davanın da tüm kiracılar aleyhine açılması icap
eder. Ancak, sözleşmede kiracıların müteselsil sorumluluğu kabul edilmişse
BK.nun 142. maddesi gereğince kiracılardan birine istekte bulunulması ve bu
sebeple kiracılardan yalnız biri aleyhine dava açılması mümkündür.
(818 s. BK. m. 142)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı
tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar
okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, iki haklı ihtar nedeniyle kiralarananın tahliyesi istemine ilişkindir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz
edilmiştir.
1.5.1984 başlangıç, 31.12.1985 bitiş tarihli kira sözleşmesi davacı vakıflar
ile davalı Nazmi ile dava dışı Önder arasında akdedilmiştir. Kira
sözleşmesinin özel şartlarının 36. maddesinde, kiralanan yer birden fazla
kiracıya birlikte kiralanmışsa müşterek kiracılardan herhangi birine çekilen
ihtar ve herhangi birisi aleyhine açılan tesbit, tahliye ve birikmiş kira
bedellerinin tahsili davası ve icra takibatı diğer kiracılar hakkında da
geçerlidir. Ayrıca, müşterek kiracılar birbirleri için müşterek borçlu ve
müteselsil kefildirler denilmektedir.
Davacı, sözleşmenin bu maddesine istinaden kiracılardan yalnız Nazmi aleyhine
dava açmış; mahkeme, kiracılar iki kişi olup mecburi dava arkadaşlığına
uyulmadığından davayı reddetmiştir.
Sözleşmede birden fazla kiracı var ise aralarında mecburi dava arkadaşlığı
bulunduğundan davanın da tüm kiracılar aleyhine açılması icap eder. Ancak,
sözleşmede kiracıların müteselsil sorumluluğu kabul edilmişse BK. nun 142.
maddesi gereğince kiracılardan birine istekte bulunulması ve bu sebeple
kiracılardan yalnız biri aleyhine dava açılması mümkündür.
Yukarıda belirtildiği üzere davalı ile diğer kiracının müteselsil sorumluluğu
sözleşmede öngörüldüğünden sadece davalı aleyhinde dava açılmasında bir
usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu esastan zuhul olunarak yazılı şekilde red
kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden hükmün bozulması
gerekmiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile
hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), istek halinde peşin
alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 31.5.1991 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
|