 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onuncu Hukuk Dairesi
E. 1991/6957
K. 1991/8987
T. 12.11.1991
* SOSYAL SİGORTALAR KURUMU
* BAĞ-KUR
ÖZET : Davacı 1953 yılından başlayarak Sosyal Sigortalar Kurumu'nun zorunlu
sigortalısı olagelmiş, sigortalılığı 1.4.1983 - 5.4.1988 döneminde isteğe
bağlı sigortalılığa dönüşmüştür. Ancak, bu arada davacının 20.4.1982 tarihi
itibariyle Bağ-Kur'a tesçil edildiği Kurum'a bildirilmiştir. Bu durum
karşısında Sosyal Sigortalar Kurumu'nun davacıya yaşlılık aylığı bağlanması
işlemlerini durdurması doğrudur. Bu dava ile sigortalılığın tespiti ve Sosyal
Sigortalar Kurumu'nca emekli edilmesinin sağlanması istenmekte ise de,
Bağ-Kur aleyhine açılacak bir dava ile davacının zorunlu Bağ-Kur
sigortalılığı silinmedikçe, isteğe bağlı sigortalılığa üstünlük tanınarak
davacıya Kurum'ca yaşlılık aylığı bağlanmasına hukuksal olarak olanak yoktur.
(506 s. SSK. m. 85) (1479 s. Bağ-Kur. K. m. 25/3-a)
Davacı, Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalısı olduğunun ve emekliliğe hak
kazandığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin
süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen
raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve
aşağıdaki karar tesbit edildi:
Davacı, 1953 yılından başlayarak Sosyal Sigortalar Kurumu'nun zorunlu
sigortalısı olagelmiş, sigortalılığı 1.4.1983-5.4.1988 döneminde isteğe bağlı
sigortalılığa dönüşmüştür. Ancak, bu arada, davacının, 20.4.1982 tarihi
itibariyle Bağ-Kur'a tesçil edildiği Kurum'a bildirilmiştir. Bu durum
karşısında Sosyal Sigortalar Kurumu'nun davacıya yaşlılık aylığı bağlanması
işlemlerini durdurması doğrudur. Bu dava ile sigortalılığın tesbiti ve Sosyal
Sigortalar Kurumu'nca emekli edilmesinin sağlanması istenmekte ise de,
Bağ-Kur aleyhine açılacak bir dava ile davacının zorunlu Bağ-Kur
sigortalılığı silinmedikçe, isteğe bağlı sigortalılığa üstünlük tanınarak
davacıya Kurum'ca yaşlılık aylığı bağlanmasına hukuksal olarak olanak yoktur.
Zira, 506 sayılı Kanunun 85. maddesinin A-c bendi hükmünce, isteğe bağlı
sigortalılık, başka bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olarak çalışılmadığı
takdirde geçerlidir. Davada ise tersi durum gerçekleşmektedir. Ne var ki,
mahkemece davanın reddine karar verilmesi, davacının Sosyal Sigortalar
Kurumu'ndaki isteğe bağlı sigortalılığının silinmesi ve onun yerine Bağ-Kur
sigortalılığının geçerli sayılması sonucunu doğurmaktadır. Oysa mahkemece,
anılan dönemde davacının gerçekten Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılamayacağı
yönünde bir araştırma da yapılmış değildir. Bilirkişi raporunda vergi
kaydının 6.2.1989 tarihinde kapatılması olgusundan hareket edilerek
1.4.1983-5.4.1988 döneminde davacı Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilmiş
olmakla beraber, 1479 sayılı Kanunun 25. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendi
hükmüne göre, vergi kaydının varlığı değil, mükellefiyeti gerektiren
faaliyetin sürüp sürmemesi önemlidir. Başka bir anlatımla, yasa hükmüne göre
vergi kaydı açık kalmakla birlikte bağımsız çalışma sona ermişse, Bağ-Kur
sigortalılığı da sona erer. Davacı, Kurum'a verdiği 18.5.1982 tarihli
dilekçesinde bağımsız çalışmaya başladığından sözetmiş ve bir bakkaliye
işyerini adres olarak göstermiştir. Ancak, 20.11.1982 gününde başlayarak
verdiği çok sayıda dilekçelerde ise, üçüncü bir kişinin aracılığına dayalı
adres göstermiştir. Bu durum davacının Bağ-Kur sigortalılığına vücut veren
çalışmalarına son verdiğine karinedir. Mahkemece, bu yönlerde araştırma ve
inceleme yapılmadan ve davacının Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılmayacağı
yolunda hüküm elde etmek üzere Bağ-Kur'a karşı dava açması için önel
verilmeden davanın reddi, usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
S o n u ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA),
temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.11.1991 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
|