 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
91/5998 91/8653
ÖZET : İştirak nafakasına hakimin kendiliğinden hükmeder.
Hakim tarafından onanmadıkça iştirak nafakasına ve artırılma biçimine
ilişkin anlaşma geçersizdir.
Muhalefet : Fiat endeksleri uyarınca artırma yapılacağına dair
sözleşme delil sözleşmesi niteliğinde olup tarafları bağlar.
Taraflar arasındaki karşılıklı nafaka davasının yapılan muhakemesi
sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
Medeni Kanunun l48/2.maddesi velayet kendisine verilmemiş olan tarafın
kudretine göre onun infak ve terbiye masraflarına iştirak edeceği hükmünü
getirmiştir. Velayetin düzenlenmesi ve kişisel ilişkinin kurulmasında olduğu
gibi iştirak nafakasına karar verilmesi içinde istek gerekli değildir. Hakim
bu konuda kendiliğinden karar vermek zorundadır. Bütün bu düşüncelerden amaç
çocuğun her yönü ile sağlıklı yetişmesidir.
İştirak nafakasına eşler mali güçleri oranında katılacaklardır.
Miktarı belirlenirkende, küçüğün yaşı, ihtiyaçları, geçim koşulları, paranın
değeri ve özellikle tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate
alınacaktır.
Olayımızda; İzmir 7.Asliye Hukuk Mahkemesi müşterek çocuk Burcu'nun
velayetini anneye bırakmış, herhangi bir iştirak nafakasına hükmetmemiş,
ancak kararın gerekçe kısmında 600.000 lira nafaka ödeneceği konusunda
taraflar arasında düzenlenmiş olan protokolün mevcudiyetine işaret etmiştir.
Protokoldeki nafaka miktarı ve enflasyon oranındaki artış ilkesi
boşanmaya bakan hakim tarafından benimsenip tasdik edilmemiştir. Nitekim
iştirak nafakasının kararın icra edileceği hüküm fakrasına alınmamasıda bu
düşünceyi doğrulamaktadır.
Her dava açıldığı tarihteki şartlara tabidir. Eşlerin ne olacağı
kestirilmeyen ilerki yıllarıda içine alacak biçemde nafakanın artış oranını
şimdiden kararlaştırmaları küçüğün menfeatı ile bağdaşmaz. Tarafların bu
şekildeki anlaşmalarının bağlayıcı özelliği yoktur. O halde mahkemenin,
mücerret taraflar arasındaki protokolde geçen enflasyon oranındaki artış
kuralını dikkate alarak nafakasının miktarını tayin etmesinde isabet yoktur.
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına göre küçük Burcu
için takdir edilen iştirak nafakası yetirsizdir. Medeni Kanunun
4.maddesindeki hakkaniyet ilkeside gözönünde tutularak daha uygun bir
nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yönlerin gözetilmemesi usul ve yasaya
aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, 3.6.1991
tarihinde bozmada oybirliği, sebebinde oyçokluğuyla karar verildi.
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
İ.Y.Ömeroğlu N.K.Yalçınkaya Tahir Alp A.N.Tuncer Hakkı Dinç
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Taraflar arasındaki anlaşma delil sözleşmesi (HUMK.287( niteliğinde
olup, Medeni Kanunun 150/5.maddesinde gösterilen boşanmanın fer'i hükümlerine
dair mukavele değildir. Tarafların kabul ettikleri biçimde "Devlet istatistik
Enstitüsünün açıkladığı enflasyon oranında "başka bir araştırmaya gerek
yoktur. Bozma gerekçesine bu sebeple katılmorum.
ÜYE
Tahir Alp
|