 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
SAYI
ESAS KARAR
91/5685 91/8343
Özet: Boşanma davasının kabulü kesin hükmün sonucunu doğurmaz.
Anlaşarak boşanma kararından sonra karar şekli anlamda kesinleşinceye kadar
davadan ferağat mümkündür.
Temyiz eden:davacı
Boşanma ve ayrılık davalarında iki tarafın her türlü ikrarlarıhakime
takyit etmez( M.K.150/3)
Evlilik birliği en az bir yıl sürmüşse eşlerin birlikte başvurması
yada bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği
temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi içi,
hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığını
kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda
taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim tarafların
ve çocukların menfaatlerini nazara alarak bu anlaşmada gerekli gördüğü
değişiklikleri yapabilir. bu değişikliklerin taraflarca kabulü halinde
boşanmaya hükmolunur. Bu halde 150.maddenin 3 numaralı bendi hükmü uyğulanmaz
(M.K.134/3).
Görülüyorki evlilik birliğinin temelindensarsılması sebebine dayanan
davada bir tarafın diğerinin davasının kabulü M.K.134. maddesinde ifade
edildiği üzere evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının, kesin delili
sayılmaktadır. Hakimin davaya devam ederek, beyanın serbest irade mahsulü
olup olmadığını, mali konularla çocukların durumu hakkındaki anlaşmayı
irdelemekte ve sonuçta hasıl olan sonuca göre davayı red edebileceği gibi
boşanmaya da karar verebilmektedir.
Şu halde bu kabulün HUMK.95/1.maddesinde ifade edildiği üzere kesin
hükmün sonuçlarını doğurduğunu söylemek mümkün değildir. Öte yandan bu gibi
hallerde ikrara ilişkin olan M.K.150/3.maddesi hükmünün dikkate alınmıyacağı
yönündeki istisnade, buradaki kabulün, vakıalara ilişkin ve ikrara yönelik
olduğunu açıkca ortaya koymaktadır. Böyle olunca M.K.134/3. maddesine dayanan
karar şekli anlamda kesinleşinceye kadar, davayı derdest kabul etmek doğru
olur.
Kanunen sarahat olmadıkça hiç kimse kendi lehine olan davayı ikameye
veya hakkını talebe icbar olunamaz (HUMK.79). Feragat iki taraflara birinin
neticei birinin neticei talebinden vazgeçmesidir (HUMK.91). Karar
kesinleşinceye kadar davadan ferağat mümkündür (Y.H.G.K.20.10.1981 günlü
2/5-83 sayılı kararı) Ferağat kat'i bir hükmün hukuki neticelerini hasıl eder
(HUMK.95). Bu sebeplerle davacının açtığı boşanma davasının davalı tarafından
kabul edilmesi, tarafların mali konularda ve çocukların durumu hakkında
anlaşmaları ve hatta bu kabul ile anlaşmayı hakimin uyğun bulması davadan
ferağata engel olmaz. Davacı karar kesinleşmeden önce 12.11.l990 günlü
dilekçe ile davadan ferağat etmiş olduğundan boşanmaya ilişkin kararın
bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacının karar düzeltme
isteminin kabulü ile 25.2.1991 günlü 46-3249 sayılı onama kararının
kaldırılmasına, ferağat çerçevesinde işlem yapılmak üzere hükmün BOZULMASINA,
24.5.l991 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
İ.Yanıkömeoğlu N.K.Yalçınkaya T.Alp N.Turhan A.N.Tuncer
(Muhalif) (Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
HUMK.nun 91.maddesinde ifadesini bulan davadan ferağat iki taraftan
birinin (olayımızda davacının) neticei talebinden vazgeçmesidir. Kuşkusuz çok
istisna dışında çoğunluk hukuk davalarında olduğu gibi boşanma davalarından
da ferağat edilmesi mümkündür. Ne varki tek taraflı açılan boşanma davasında
(gerçek dava açma amacı ne olursa olsun ) karamsal olarak dava açma anında
mevcut olduğu varsayılan boşanmayı isteme amaç ve arzusundan vazgeçmeyi
kapsıyan davadan ferağatın Medeni Kanunun 3444 sayılı kanunla değişik
134/3.maddesinin uyğulanmasında kendiliğinden hukuksal sonuç doğurması mümkün
bulunmamaktadır.
Şöyleki
1-Tarafların anlaşmasına (rızalarına)dayalı boşanma davaları, ister
mahkemeye birlikte başvurulsun, isterse bir eşin diğerinin davasını kabul
etmesi biçiminde sonuçlansın, her iki halde de tek taraflı açılan bir boşanma
davası nitelik ve özelliini saybeder. Başka bir ifade ile iki tarafla
ortaklaşa yürüttügü bir dava kapsamına bürünür. Adeta birden fazla davacısı
olan bir dava görünümüne kavuşur. Hal böyle olunca davacı ortak
başlangıçtaki davanın tek başına saibi ve sorumlusu olma hakkını kaybeder. Bu
nedenledirki davacı başlangıçta dava etmiş olan) diğer tarafın rızası olmadan
davasından vazgeçemez.
2- Medeni Kanunun 3444 sayılı kanunla değişik 134/3.maddesi boşanma
davası açmış olmaya fazlaca bir önem ve değer vermeden diğer unsurların yanı
sıra tarafların serbest iradelerini serbestçe açıklamalarını vazgeçilmez bir
temel öğe olarak kabul etmiştir. Herhangi bir boşanma nedenine dayalı boşanma
davasında davacının gerçek iradesi boşanmaya yöneli olmadığı halde boşanma
nedeniyle ilğili yasal unsur ve koşulların oluşması halinde mahkemece
boşanmaya karar verilmesi sorumlu bulunmaktadır. Oysaki Medeni Kanunun
134/3.maddesine dayalı davalarda davanın açılmış olmasının dışında davacıya
tek başına dava açmasının hukuksal sonuç doğurmıyacağı ifade edilerek boşanma
arzusunun serbest bir iradenin mahsulü olup olmadığının açıklanması başka bir
deyimle bu konuda irade beyanında bulunması istenmektedir. İşte bunun
içindirki böyle bir davdan ferağat açıklanan serbest iradeden farağatı da
içerdiği için karşı tarafın kabulüne bağlıdır.
3-Yasa koyucu tarafların (olayımızda davacının ) boşanma konusundaki
duruşmada vaki beyanlarını da yeterli bulmamış, bu beyanların serbest iradeye
dayalı olarak gerçekleştiği konusunda mahkemenin (hakimin) kanaat getirmiş
olmasını da gerekli görmüştür.
İşte davadan ferağat mahkemenin (hakimin) kanatiyle tarafların dışında oluşan
üçüncü bir iradeye karşı da yöneli bulunduğundan,gene tek taraflı olarak
bundan dönüş söz konusu olamıyacaktır. Nitekim Türk hukukunda bir kısım maden
ve Gemi haklarının devir ve kullanılmalarıyla ilgili olarak taraf
iradelerinin dışında üçüncü bir iradenin varlığını (devlet onayını) zorunlu
ve lüzümlü gören çeşitli
hükümler de az önce açıklanan hukuksal temellere dayalıdır. Öyle ise ister
mahkemeye birlikte başvurulsun, isterse bir eşin davasını değerinin kabul
etmesi biçiminde sonuçlansın, tek taraflı açılan bir boşanma davasında
davacının kabulünün tek başına hukuksal sonuç doğurabilmesi Medeni Kanunun
134/3.maddesinde varlık kazanın serbest irade evlilik süresi ve boşanmanın
mali sonuçları ile ilğili tedadi unsurlardan herhangibirinin eksikliği
halinde söz konusu olabilecek ve ancak böyle bir eksikliğin tesbitinden sonra
dava yine tek taraflı boşanma talebine yönelecektir.
3-Tarafların anlaşmasına (rızasına) dayalı olarak son elli yıl içinde
boşanmayı kabul eden çeşitli ilkelerden bir bölüm
|