Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



     T.C.
Y A R G I T A Y  
2.HUKUK DAİRESİ
     SAYI
Esas     Karar  
91/5405  91/7418     

	 
	Özet :Kocaya ait evde oturmakta oluş, maddi tazminat isteğinin
 dayanağı olamaz.
	Temyiz eden:Taraflar
	Ahmet Erdoğan ile Nazmiye erdoğan arasındaki boşanma davasının yapılan
 muhakemesi sonunda boşanmaya dair verilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle
 evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
	1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun
 sebeplere ve özellikle ldelillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine
 tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları
 yersizdir.
	2-Davalı nazmiye Erdoğan birleştirilen 1988/996 sayılı dosyadaki
 13.12.1988 tarihli dilekçesinde tazminattan ayrı olarak 5.000.000 lira manevi
 ve hukuki dayanaklarını göstermeden maddi tazminat istemiştir. Boşanma
 davasında verdiği aynı tarihli dilekçesinde de halen kocasına ait evde
 oturduğunu boşanmaya hükmedilmesi halinde bu evden ayrılmak zorunda
 kalacağını ileri sürmüş ve istediği tazminatın konusunu bu şekilde
 açıklamıştır. Evlilik birliği hukuken devam ettiğine göre bakım ve barınma
 kocaya aittir. Davalının boşanma halinde kocaya ait evden ayrılacağıda
 boşanmanın tabii ve zorunlu sonucudur. Bu durumda kadının mevcut hatta
 beklenen haklarının ihlal edileceğinden söz edilemez. Gernçekleşen bu durum
 karşısında maddi tazminata hükmedilebilmesi için medeni kanunun 143/1.
 maddesinin aradığı şartlar oluşmamıştır. O halde mahkemece davalı yararına
 yazılı şekilde maddi tazminata hükmedilmesi isabetsizdir.
	3-Davalı 13.12.1988 tarihli dilekçesinde yoksulluk nafakası da
 istemiştir. Bu hususta mahkemece  yapılacak iş, tarafların gösterecekleri
 delilleri toplamak özellikle davalının anne ve babasından intikal eden mal
 varlığını araştırmak bu mal varlığının araştırmak bu mal varlığının onu
 yoksulluktan kurtaracak boyutta olup olmadığının tesbit etmek ve gerektiğinde
 bilirkişiden görüş alıp yoksulluk halinde gerçekleşmesi halinde ömürboyu
 ödemek üzere yuğun bir nafakaya hükmetmekten ibarettir. 
	Bu yönlerin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.
	SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen 2. ve 3. bentlerdeki
 sebeplerle BOZULMASINA, 2.5.1991 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Başkan	 Üye            Üye           Üye           Üye
İ.Yanıkömeroğlu N.K.Yalçınkaya Tahir Alp  Nedim Turhan hakkı Dinç 
	 	       (muhalif)	

	   MUHALEFET ŞERHİ

	Eşlerin süreklilik amacı ile kurdukları evliliğin sürdürülmesi çeşitli
 sebeplerle mümkün olmadığı zamanlarda boşanma kanılmaz olmaktadır. Bu yeni
 statünün eşlerin ruhsal varlıklarında bir takım etkileri olduğu gibi, madi,
 mali varlıklarına da etkili olabilmektedir (M.K.143,144 ve 146). İşte kankun
 koyucu boşanma kusursuz eşin mal varlığında oluşan azalmaları karşılama
 yükümlülüğü  kusurlu eşe yüklemiştir. Bu arada medeni kanuun 143/1 maddesinde
 "mevcut ve hatta muntazar bir menfeaati boşanma yüzünden haleldar olan
 kabahatsiz karı veya kocanın kabahatli olan taraftan münasip maddi bir
 tazminat talebine hakkı " olduğuhükme bağlanmıştır. Hakim zararın bu kurallar
 kapsamında kalıp kalmadığını takdir ve tayin ederken kuralın unsurlarını
 dikkate alacağı şüphesizdir. Bu tazminat boşanmayı getertine olaylarda
 kabahatsiz eşin kabahatliden isteyeceği bir giderin olduğuna göre kusura
 dayanan haksız fiil, tazminatı niteliğnide olduğu kabul edilebilir. Kabahatin
 hukuki ilişkide taraflardan birinin ilişkisinin kendisine yüklediği
 yükümlülüklerden hukuka aykırı bir biçimde kaçınma fiil olduğu şüphesizdir.
 Böyle olunca borçlar kanununun 41 vemüteakip maddelerinden yer alan düzenleme
 dışında medeni kanunun 143. maddesindeki düzenlemeyi mevsuf bir düzenleme
 olarak kabul etmek medeni kanunun 143. maddesi hükümlerinin kifayet etmediği
 hallerde Medeni Kanunun 5. maddesi göndermesinden yararlanarak borçlar kanunu
 hükümlerinden yararlanmak gerekmektedir.
	Kanun koyucu hangi hallerin mevcut ve hatta muntazar mefaatler
 olduğunu sıralamıştır. Tarafların evlilik birliği içinde devam eden
 vaziyetleriin belirlenmesiyle mevcut menfaatler ortaya çıkar. Çözümüne
 etkilidir. Birliğin devamı süresinde ckocanın seçtiği evin niteliği karı ve
 çocukların infak ve iaşesi (MK.152) eve kadının bakımı (MK.153). kadrının bir
 meslek veya sana icrasına müşaade edilip edilmediği (MK.152) karı koca
 mallarının idare biçimi (MK.170-240), ve özellikle kadının aile masraflarına
 katkısı (MK.151-190) ortaya konmalıdır. Bütün bu ilişkiler ve benzerlerinde
 süre gelen (eşri) uygulamadan vazgeçilmesi ile kabahatsiz eşin mal varlığında
 meydana gelen veya gelecek zararın giderilmesi zorunludur.
	Bütün bunların yanı sıra kabahatsiz eşin muntazar menfaatleri
 (biryardım sandığı yararlarından yoksul) kalma, karı koca mal rejimlerinin
 erken tasfiyesi sebebiyle aradan beklenen ve mahrum kalınan yararlar gibi)
 sebebiyle de maddi zararın doğduğu iddia ve ısbat edilebilir. 
	1937 doğumlu olan kadın davalı ile 7.1.1955 de evlenmiştir. Koca başka
 bir kadınla ilişki kurduğundan eşini ve çoçuklarını onlara tahsis olunan evde
 terk ettiği anlaşılmaktadır. Davacı fiilen 10 yıl süren ayrılıktan sonra M.K.
 nunda 3444 sayılı kanunla yapılan değişiklikten yararalanarak boşanmışlardır.
 Olaylarda davalının hiçbir kusurnun bulunmadığı mahkemece ve çoğunluk
 tarfından da kabul edilmektedir. Boşanma ile tazminat isteyen kusursuz eşin
 kocasının kendisine tahsis ettiği evden ayrılmak zorunda kalacağı bir
 gerçektir. Davacı kadının evlilik sırasında kocanın temin ettiği evde
 oturmasının mevcut menfaat olmadığını söylemek mümkün değildir. Kocanın
 medeni kanunun 152. maddesi çerçevesinde sağladığı menfaatler yukarıda yer
 alan açıklamalar çerçevesinde kadının mevcut menfatini oluşturur. Mahkemenin
 borçlar kanunun 42. maddesi uyarınca takdir ve tayin ettiği 2.000.000  Tl.
 maddi tazminata yönelik bozmaya katılmıyorum.

	 Üye 
	   Tahir Alp	
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini