 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
İkinci Ceza Dairesi
E. 1991/5247
K. 1991/6120
T. 22.5.1991
* KUMAR OYNAMAK
* ZAMANAŞIMI
ÖZET : Kumar oynamak suçundan sanığın Sulh Ceza Mahkemesinde düzenlenen ceza
kararnamesiyle TCK.nun 567/1. (568) maddesi uyarınca iki gün hafif hapis ve
1500 lira hafif para cezasıyla tecziyesine, ön ödeme çağrısına uyulmadığından
aynı Kanunun 119. maddesi gereğince 1/2 oranında artırım yapılarak üç gün
hafif hapis ve 2250 lira hafif para cezasıyla tecziyesine karar verildiği,
hapis cezası 647 sayılı Kanunun 4. maddesine göre para cezasına çevrilerek ve
temel para cezasıyla toplanarak sonuç olarak 2700 lira hafif para cezasıyla
cezalandırıldığı ve kararın 1.7.1987 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Zamanaşımının hükümde yer alan üç gün hafif hapis cezası üzerinden
hesaplanması gerektiği sonucu ortaya çıkmakta, buna göre de söz konusu hükmün
TCK.nun 112. maddesinin 1. fıkrasının 6. bendindeki onsekiz aylık
zamanaşımına tabi olduğu anlaşılmaktadır.
(765 s. TCK. m. 567/1, 568, 119, 112/1) (647 s. CİK. m. 4)
Kumar oynamak suçundan, Beyoğlu Birinci Sulh Ceza Mahkemesinin 1.7.1987
tarihinde kesinleşen 18.5.1987 gün ve 1987/1057-1028 sayılı kararıyla,
TCK.nun 567/1, 119, 72, 647 sayılı Kanunun 4. maddelerinin uygulanması
suretiyle 2700 lira hafif para cezasına hükümlü İbrahim'in iş bu cezasının
infazı sırasında cezanın zamanaşımına uğradığı nedeniyle ortadan
kaldırılmasına dair Cumhuriyet Savcılığınca vukubulan talebin reddine dair,
(Beyoğlu Birinci Sulh Ceza Mahkemesi)nce verilen 12.2.1991 gün ve
1987/1057-1028 sayılı karara vaki itirazın kabulü ile cezanın zamanaşımı
nedeniyle ortadan kaldırılmasına ilişkin mercii, (Beyoğlu Yedinci Asliye Ceza
Mahkemesi)nce verilen 14.2.1991 gün ve 1991/4 müt. sayılı kararı aleyhine
Yüksek Adalet Bakanlığı'nca verilen 26.4.1991 gün ve 18176 sayılı yazılı emre
müsteniden dava dosyası C. Başsavcılığı'nın 2.5.1991 tarih ve 299 sayılı
ihbarnamesiyle Daireye gönderilmekle okundu:
Mezkür ihbarnamede;
TCK.nun 568. maddesinin 1. cümlesinde öngörülen cezanın nev'i ve miktarı
itibariyle TCK.nun 112/5. maddesi uyarınca 4 yıllık ceza zamanaşımına tabi
bulunduğu gözetilmeden itirazın reddi yerine yazılı olduğu şekilde gerekçe
ile karar ittihaz edilmiş bulunmasında isabet görülmediğinden CMUK.nun 343.
maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu yazılı emre atfen ihbar
olunmuştur.
Gereği düşünüldü:
Kumar oynamak suçundan sanık İbrahim'in Beyoğlu Birinci Sulh Ceza
Mahkemesi'nce düzenlenen ceza kararnamesiyle TCK.nun 567/1. (568) maddesi
uyarınca 2 gün hafif hapis ve 1500 lira hafif para cezasıyla tecziyesine, ön
ödeme çağrısına uyulmadığından, aynı Kanunun 119. maddesi gereğince 1/2
oranında artırım yapılarak 3 gün hafif hapis ve 2250 lira hafif para
cezasıyla tecziyesine karar verildiği hafif hapis cezası 647 sayılı Kanunun
4. maddesine göre para cezasına çevrilerek ve temel para cezasıyla toplanarak
sonuç olarak 2700 lira hafif para cezasıyla cezalandırıldığı ve kararın
1.7.1987 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Sorun; hükmün içerdiği cezalar itibariyle TCK.nun 112. maddesinin 5 ve 6.
bentlerinden hangisine ait zamanaşımına tabi olduğudur.
TCK.nun 112. maddesinin, hükmolunan cezaları ve bu cezaların nev'i ve
ağırlığını esas aldığı, nitekim, maddenin 2. fıkrasının, "nev'ileri başka
başka cezaları havi hükümler, en ağır ceza için konulan müddetin geçmesiyle
ortadan kalkar" hükmünü içerdiği görülmektedir.
Yasa hükmü, zamanaşımının hesabında tayin olunan hürriyeti bağlayıcı ceza ve
para cezasının esas alınmasını öngörmektedir.
3506 sayılı Kanunla para cezaları için getirilen misli artırmalar; para
değerinin düşmesi ve özel önleme fonksiyonunun sağlanması için yasalarda yer
alan para cezalarının güncelleştirilmesine yönelik olup, asli cezaları
değiştirmemekte, sadece onları kabul edilen sistem içinde artırmaktadır. Bu
sebeple zamanaşımı hesabında nazara alınmaması gerekir. Aksi düşünce, hataen
artırma yapılmaması halinde o hükmün emsallerinden daha önce zamanaşımına
uğraması, yada yıldan yıla artan katsayılar karşısında hükümlerin infaz
aşamasında, bu artışla ters orantılı olarak zamanaşımının kısalması gibi
eşitsizliklere yol açıp kanuni olan süreleri değişken hale getirecektir.
Öte taraftan, aynı nedenlerle 647 sayılı Kanunun 4. maddesinin 4. fıkrasının
da bu yönden nazara alınması mümkün değildir.
TCK.nun 11. maddesinde, kabahat cezalarının ağırlık derecelerine göre 1. hafif
hapis, 2. hafif para cezası, 3. muayyen bir meslek ve sanatın tatili icrası
olarak sıralandığı, 18.11.1936 gün ve 1936/26-35 sayılı İçtihadı Birleştirme
Kararında da, (esasta cisme tevcih olunan cezaların mala müteallik cezalardan
daha ağır ve elemli olduğu hakkındaki duygu ve nazariyye Kanununda kabul ve
teyit ettiği bir mevzu olmuştur) denildiği gözetildiğinde, zamanaşımının
hükümde yer alan 3 gün hafif hapis cezası üzerinden hesaplanması gerektiği
sonucu ortaya çıkmakta, buna göre de söz konusu hükmün TCK.nun 112. maddesi,
1. fıkrasının 6. bendindeki onsekiz aylık zamanaşımına tabi olduğu
anlaşılmaktadır.
Açıklanan sebeplerle; 14.2.1991 gün ve 1991/4 müt. sayılı Beyoğlu Yedinci
Asliye Ceza Mahkemesi'nin sonuç olarak ceza zamanaşımını 18 ay olarak
belirleyen kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, yazılı emre dayanan
tebliğnamedeki bozma isteğinin (REDDİNE), 22.5.1991 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.
|