 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1991/5-197
K. 1991/228
T. 8.7.1991
* REŞİT OLMAYAN KİŞİYİ ALIKOYMAK
ÖZET : Kendisine karşı cebir, şiddet, tehdit veya hile kulanılmayan mağdur
kendi rızası ile sanıkla birlikte bulunduğu yerden 200 metre ileride bağlar
içerisindeki bir yere gitmiş, orada kendisine karşı tasaddide bulunan sanık
tarafından rızası dışında alıkonulmuştur. Bu itibarla sanığın eylemi cebir,
şiddet veya tehdit veya hile olmaksızın rızası ile reşit olmayan mağdurun
alıkonulmasından ibarettir. TCK.nun 431. maddesi, koşullar oluştuğu taktirde
sadece kaçırma suçlarına uygulanabileceğinden, alıkoymak suçunu işleyen sanık
hakkında TCK.nun 430/2. maddesi ile uygulama yapılmalıdır.
(765 s. TCK. m. 430/2)
Kaçırıp alıkoymak ve fiili livatada bulunmak suçlarından sanık Mehmet Emin'in,
TCY.nın 430/2. maddesi yollamasıyla, 431. maddeye uyan suçu oluşturduğunu ve
ayrıca tasaddi suçunun oluştuğunu kabul eden, (Kayseri Birinci Ağır Ceza
Mahkemesi)nce 31.10.1990 gün ve 125-148 sayı ile; TCY.nın 430/2. maddesi
yollamasıyla, 431, 55/3, 59. maddesi uyarınca 2 yıl 9 ay 10 gün ağır hapis,
TCY.nın 415/1, 55/3, 59. maddesi uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasıyla
cezalandırılmasına ilişkin hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi
üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay Beşinci Ceza Dairesi'nce, 19.2.1991 gün
ve 5733-775 sayı ile;
(Sair itirazlar yerinde görülmeyerek;
Oluşa uygun kabule göre eylemin kaçırma niteliğinde olmadığı, oluşan alıkoyma
suçunda ise zor ve hile bulunmadığı gözönüne alınarak, sanığın TCY.nın 430/2.
maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde
431. madde uyarınca hüküm kurulması) isabetsizliğinden bozulmuş,
Yerel Mahkeme ise, 8.4.1991 gün ve 40/65 sayı ile; sanığın, mağduru bulunduğu
yerden 200 metre ilerde bir yere götürmek şeklinde gelişen eylemi alıkoymak
olmayıp, kaçırmaktır biçimindeki açıklamalarla önceki hükümde direnmiştir.
Bu hüküm de sanık müdafii tarafından süresinde temyiz edildiğinden, dosya
Yargıtay C. Başsavcılığı'nın "bozma" istekli 20.5.1991 gün ve 2353 sayılı
tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu'nca
okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Sanığın, yolda arkadaşları ile oyun oynamakta olan mağdura, "nerede
oturduğunu" sorarak, "bende orada oturuyorum, gel beraber gidelim" demesi
üzerine, 200 metre ilerde bağlar içerisinde üstü açık, yan duvarları bulunan
bir yere birlikte gittikleri ve orada sanığın mağdura tasaddide bulunduğu
dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanığın açıklanan
eyleminin kaçırmak suçunu mu, yoksa alıkoymak suçunu mu oluşturduğu
hususundadır.
Kaçırmaktan sözedebilmesi için,mağdurun bulunduğu yerden bir başka yere
nakledilmiş olması gerekir. Bir başka anlatımla, herhangi bir şekilde
mağdurun bulunduğu yerin değiştirilmesi, onun bulunduğu yerden başka bir yere
götürülmesi kaçırma suçunun oluşması için gereklidir.
Alıkoyma ise, mağdurun kendi arzusu ile failin hakimiyet sahasına girmesi ve
bundan sonra fail tarafından arzusuna karşı orada tutulması halinde söz
konusu olmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, kendisine karşı cebir, şiddet, tehdit veya hile
kullanılmayan mağdur kendi rızası ile sanıkla birlikte bulunduğu yerden 200
metre ileride bağlar içirisindeki bir yere gitmiş, orada kendisine karşı
tasaddide bulunan sanık tarafından rızası dışında alıkonulmuştur. Bu itibarla
sanığın eylemi cebir, şiddet veya tehdit veya hile olmaksızın rızası ile
reşit olmayan mağdurun alıkonulmasından ibarettir. TCY.nın 431. maddesi,
koşullar oluştuğu takdirde sadece kaçırma suçlarına uygulanabileceğinden,
alıkoymak suçunu işleyen sanık hakkında TCY.nın 430/2. maddesi ile uygulama
yapılmalıdır.
Bu nedenle, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
S o n u ç : Açıklanan nedenlerle, sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde
görüldüğünden, direnme hükmünün istem gibi (BOZULMASINA), 8.7.1991 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
|