 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1991/5-134
K. 1991/157
T. 13.5.1991
* ZİNA
* AYRILIK
* TERK
ÖZET : Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, terk veya ayrılık hallerinde
zina suçunun hafifletilmiş şekli sözkonusu olmaktadır. Yasa bu hükmüyle,
evliliği kurum olarak korumak istemekle beraber, terk veya ayrılık sebebiyle
evlilik kurumunun zaten sarsılmış bulunduğunu kabul ederek , zina suçunun
olağan şekline göre daha az korunmaya değer bulmaktadır.
(765 s. TCK. m. 440, 444) (743 s. MK. m. 132, 138, 139)
Zina suçundan sanık Fatma'nın TCY.nın 440/1 ve Hüseyin'in 440/2. maddeleri
uyarınca altışar ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına ilişkin, (Dursunbey
Asliye Ceza Mahkemesi)nce 10.5.1990 gün ve 42-65 sayı ile verilen hükmün
sanıklar ve C. Savcısının lehe temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay
Beşinci Ceza Dairesi, 7.11.1990 gün ve 3932-4893 sayı ile;
(Sair itirazları yerinde görmeyerek,
Şikayetçinin suç tarihinden önce manevi cebirle ırza geçmek suçundan
cezaevinde hükümlü bulunduğu anlaşılmasına göre, sanıklar hakkında TCY. nın
442. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi) isabetsizliğinden
bozmuş,
Yerel Mahkeme ise, 7.2.1991 gün ve 248-12 sayı ile; zinanın şikayetçi
cezaevinde iken işlendiği ileri sürülmekte ise de, sanık Fatma'nın hazırlık
soruşturması sırasındaki anlatımında, şikayetçi kocasının zorlaması üzerine
diğer sanıkla birlikte evi terkettiğini bildirmesine, evi terketmekte haklı
olduğunu kanıtlayamamasına ve zinanın, en azından haksız olarak evi terketme
olayının, şikayetçinin cezaevine girmesinden önce meydana geldiğinin
kabulünde zorunluluk bulunmasına göre, TCY.nın 442. maddesinin uygulanma
koşulları oluşmamıştır. Biçimindeki açıklamalarla önceki hükümde direnmiştir.
Bu hüküm de sanıklar tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya, Yargıtay
C. Başsavcılığı'nın "bozma" istekli 5.4.1991 gün ve 1583 sayılı
tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca
okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Şikayetçi Arif, hükümlü olarak cezaevinde iken verdiği 18.12.1989 günlü
şikayet dilekçesi ile, eşi sanık Fatma'nın diğer sanık Hüseyin'le zina
yaptıklarını ileri sürmüş, duruşmadaki anlatımında ise, eşinin 1986 yılında
müşterek evi terkettiğini belirtmiştir.
Sanık Fatma suçu ikrar ederken, şikayetçi eşinin kendisine kötü davranması
nedeniyle, diğer sanıkla beraber yaşamaya başladıklarını ve 26.1.1990
tarihinden üç ay önce eşi aleyhine boşanma davası açtığını savunmuştur.
Sanık Hüseyin'de sanık Fatma ile beraber yaşadıklarını ikrar etmiştir.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanıkların sübuta eren
zina suçunda, TCY.nın 442. maddesinde düzenlenen hafifletici sebebin uygulama
yeri bulunup bulunmadığı hususundadır.
Zina suçunda hafifletici sebep karı ve kocanın nikah devam ettiği halde,
a- Hakim kararı ile ayrılmış olmaları,
b- Eşlerden birinin diğerini terketmiş bulunması, hallerinde uygulanmalıdır.
Ancak suçun işlendiği sırada Medeni Yasanın 138. maddesi uyarınca ayrılık
kararı verilmiş olması ve 139. madde uyarınca bu halin sona ermemiş bulunması
gerekir. Olayda, bu halin varlığı söz konusu değildir.
Terk halinde ise, fiili terk durumu yeterlidir. Bir halin terk olup olmadığını
hakim takdir etmelidir. Terkin sürekli olması ve haklı nedenlere dayanması
gerektiği de aranmalıdır.
O halde Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, terk veya ayrılık
hallerinde zina suçunun hafifletilmiş şekli sözkonusu olmaktadır. Yasa bu
hükmüyle, evliliği kurum olarak korumak istemekle beraber, terk veya ayrılık
sebebiyle evlilik kurumunun zaten sarsılmış bulunduğunu kabul ederek, zina
suçunun olağan şekline göre daha az korunmaya değer bulunmaktadır.
Bu genel açıklamalardan sonra olaya bakıldığında, şikayetçinin cezaevinde
hükümlü iken, 18.12.1989 tarihinde şikayet dilekçesi verdiği anlaşılmasına,
sanık Fatma'nın şikayetçi aleyhine boşanma davası açtığını belirtmesine göre,
suçun işlendiği tarihte, şikayetçinin mahkumiyet sebebiyle cezaevinde
bulunmak suretiyle, terk haline sebebiyet verip vermediğinin saptanabilmesi
için;
a- Şikayetçi Arif'in kesinleşmiş mahkumiyetinin infazı için cezaevine girdiği
tarih,
b- Sanıkların zina suçunu işledikleri tarih,
c- Sanık Fatma tarafından, şikayetçi Arif aleyhine boşanma davasının açıldığı
tarih,
Araştırılarak, sonucuna göre TCY.nın 442. maddesinde düzenlenen ortak
hafifletici sebebin bulunup bulunmadığı saptanarak sanıkların hukuki
durumlarının takdir ve tayini gerekir.
Bu itibarla direnme hükmünün açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulmasına
karar verilmelidir.
S o n u ç : Açıklanan nedenlerle, sanıkların temyiz itirazları ile
tebliğnamedeki bozma düşüncesi yerinde görüldüğünden direnme hükmünün bu
değişik gerekçe ile (BOZULMASINA), 13.5.1991 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
|