  | 
				
 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
	 
		  
   
  
             
  
    
  T.C.
Y A R G I T A Y  
2.HUKUK DAİRESİ
     
       SAYI
 Esas       Karar
91/4891    91/7352
	Özet        :Muhalif: Anlaşmalı boşanma halinde taraflar 
arasında şahsi mallarına ilişkinde bir ihtilaf kalmamış sayılır.
	Temyiz Eden :Taraflar
       Taraflar arasındaki davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli
 mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
 düşünüldü.
       Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere
 ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde
 bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün
 ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin
 alınan harçın mahsubuna oybirliğiyle karar verildi.
Başkan	     Üye            Üye        Üye             Üye
İ.Y.Ömeroğlu N.K.Yalçınkaya Tahir Alp  Ş.D.Kabukçuoğlu A.N.Tuncer
	     	    (Muhalif)
                           
	 	    MUHALEFET ŞERHİ
	"Karı koca, mallarının iadesi hakkında hangi usulü kabul etmiş olursa
 olsun boşanma vukuunda her biri şahsi envalini geri alır." (M.K.146)
	"Evlilik en az bir yıl sürmüşse, eşlerin birlikte başvurması yada bir
 eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden
 sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma krarı verilebilmesi için, hakimin bizzat
 tarafları dinleyerek iradelerin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve
 boşanmanın mali sonuçları çocukların drumu hususunda taraflarca kabul
 edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların
 menfaatlerini nazara alarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri
 yapabilir. Bu değişikliğin taraflarca kabulü halinde boşanmaya hükmolunuru.
 (M.K.m.l34/3)
	Medeni Kanunun l46 maddesinin münhasıran mal birliği veya mal
 ortaklığı rejimlerinde uygulanacağı yahut akti mal rejimlerini ilgilendirdiği
 kanuni rejim için uygulama alanı bulunmayacağı görüşü tarafımızdan kabul
 edilmemiştir. Öncelikle şunu ifade etmek gerekirki hükmün mal ortaklığı ve
 mal birliği rejimlerine münhasır olduğuna dair en küçük bir emare yoktur.
 Bilindiği gibi Medeni Kanunun Mehazı İsviçrede mal birliği rejimi kanuni
 rejimdir. Bu düşünce İsviçrede de mal birliği rejiminin boşanma sebebi ile
 tasfiye edilmemesine yol açarki hükmün konuş amacı ile telif etmek mümkün
 olmaz. Ancak Medeni Kanunun l34. maddesinde yapılan değişikliğe kadar l46/l
 madde hükmün Türkiyede kanuni rejim halinde pratik bir sonuç doğurmadığı
 söylenebilir. Fakat boşanmanın karı koca arasındaki ilişkileri de mallar
 yönünden tasfiyesi için bir sebep teşkil edeceğinden tereddüt edilmemek
 gerekir. Bu konu tarafların mal rejimleri ne olursa olsun boşanmanın mali
 sonuçlarından biridir. 
	Taraflar bu dava açılmadan önce Medeni Kanunun yukarıda açıklanan
 l34/3.maddesi hükmü uyarınca boşanmışlar, hüküm kesinleşmiştir. Anlaşmalı
 boşanma karar verilebilmesi için önce gelen unsurlardan biri de tarafların
 konularda da anlaşmaları olacağına göre, anlaşarak boşanmış olan tarafların
 dava konusu olan alacak hakkında da anlaştıklarını kabul etmek zorunludur.
 Davanın bu sebeple reddi gerekir. Karar bozulmalıdır.
	 	Üye
  	 Tahir Alp              
    
  
                  
 
 
 
 
   |