 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Üçüncü Hukuk Dairesi
E. 1991/4420
K. 1991/1669
T. 3.2.1992
* ÇEK DÜZENLEMESİ
* KARZ AKTİ
ÖZET : Çek şeklinde düzenlemekle beraber yasal unsurlarından birisi (keşide
yeri) noksan olduğu için çek niteliği taşımadığı belirlenen söz konusu
belgenin adı genel olarak kabulü ve doğrudan doğruya ona dayanılarak alacağın
varlığı hakkında hüküm kurulması hukuken olanaksızdır. Alelade havale emri
niteliği taşıyan böyle bir belge, davalı tarafından verilmiş bulunduğu
cihetle HUMK.nun 292. maddesi anlamında yazılı delil başlangıcı sayılabilir
ve bu da anılan temel borç ilişkisinin ispatı yolunda tanık dinlenmesi
olanağı sağlar.
O halde; belirtilen nedenlerle davacı tarafın varlığını iddia ettiği sözkonusu
temel borç ilişkisinin ispatı konusunda göstereceği diğer delillerde toplanıp
hepsi birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 292)
Dava dilekçesinde 1.500.000 lira alacağın 40 icra inkar tazminatı, faiz ve
masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece,
davanın asıl istem yönünden kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı vekili
tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün
kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere
ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmesine göre, sair
temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, davada; temel borç ilişkisi olarak karz aktine dayanılmış olmasına
karşın mahkemece bu yön üzerinde hiç durulmaksızın, davalı tarafından imzası
inkar edilmeyen (keşide yeri unsurunu içermemekle çek niteliği taşımayan)
15.2.1987 tarihli belge esas alınarak hüküm kurulmuştur.
Oysaki; çek şeklinde düzenlenmekle beraber yasal unsurlarından birisi (keşide
yeri) noksan olduğu için çek niteliği taşımadığı belirlenen sözkonusu
belgenin adi senet olarak kabulü ve doğrudan doğruya ona dayanılarak alacağın
varlığı hakkında hüküm kurulması hukuken olanaksızdır. Alelade havale emri
niteliği taşıyan böyle bir belge, davalı tarafından verilmiş bulunduğu
cihetle HUMK.nun 292. maddesi anlamında yazılı delil başlangıcı sayılabilir
ve bu da anılan temel borç ilişkisinin ispatı yolunda tanık dinlenmesi
olanağı sağlar.
O halde; belirtilen nedenlerle davacı tarafın varlığını iddia ettiği sözkonusu
temel borç ilişkisinin ispatı konusunda göstereceği diğer deliller de
toplanıp hepsi birlikte değrelendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi
gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde
hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan
kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin
ödediği temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 3.2.1992
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|