 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
91/4151 91/7800
ÖZET : Evlatlığın ana veya babası da şahsi ilişki kurulmasını
isteyebilir.
Taraflar arasındaki şahsi münasebet tesisi davasının yapılan
muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak
okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Evlatlık, kendisini evlatlığa alanın aile ismini taşır ve ona mirascı
olur. Asıl ailesindeki mirascılığına da halel gelmez. Ana babaya ait hak ve
vazifeler evlat edinen kimseye geçer. (M.K:257/1) Evlatlığın miras ve başka
haklarının halele uğramaması aile bağlarının devam etmesi için evlatlığın
naklen geldiği aile kütüğü ile evlat edinenin kütüğü arasında her türlü bağ
kurulur. (M.K.257/3) Görüldüğü gibi evlatlık olan kişi ile ana babanın irs
ilişkisi kesilmemiş aksine bu ilişkinin isbatında ve korunmasında gerekli
olan resmi sicil önlemleri alınmıştır. Karı koca tarafından birlikte evlat
edinilen ve mümeyyiz olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana baba adı olarak
evlat edinen karı kocanın adlarının yazılması kan bağının ve diğer psikolojik
bağların koparıldığını göstermez.
Yargıtayın l8.ll.l959 günlü ve l2/29 sayılı içtihadı birleştirme
kararında açıklandığı üzere şahsi ilişki kurma hakkı ne velayet hakkının bir
sonucu nede baba olmanın bir sonucudur. Herşeyden önce çocuğun psikolojik
gelişimi ve gelecekteki maddi menfeatleri gözetilerek bu hak
geliştirilmiştir. Evlat edinildiği tabii gerçeğini gizlemek iliride çocuğun
psikolojik yıkıntıya uğraması sonucunu doğurabilir. Evlat edinen çocuğun
hertürlü menfeatini gözetmek zorundadır. Bu sebeplerle örf ve teamül ile
çocuğun psikolojik gelişmesi gereği ölçüsünde şahsi ilişkileri sürdürmek
zaruridir. Dairemizin l.4.l976 günlü 263l-2863 sayılı kararında da bu görüş
benimsenmiştir. Değişik düşünce ile asıl babanın açtığı şahsi ilişki
kurulması ibteğine ilişkin davanın reddi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
l3.5.l99l tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
İ.Y.Ömeroğlu N.K.Yalçınkaya Tahir Alp Ş.D.Kabukçuoğlu A.N.Tuncer
(Muhalif) (Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Kişisel ilişki kurma hakkı evlilik içi çocuklarla ilgili olarak
M.K.nun l48/2.maddesi uyarınca boşanma halinde velayet kendisine tevdi
edilmeyen tarafa aittir. Evlilik dışı çocuklarla ilgili olarakta Medeni
Kanunun 3ll,3l4.maddelerinde gerekli düzenleme yapılmıştır. Öyle ise yasanın
öngörmediği bir hukuksal ilişkide kişisel ilişki kurmanın yasal dayanakları
ise mevcut bulunmamaktadır. Çoğunluk kararında açıklanan l8.ll.l959 tarihli
ve l2/20 sayılı İçtihadı birleştirme kararı büyükana ve büyükbabalarla torun
arasında hukuksal sonuç doğurmakta olup söz konusu kararın gerekçesinde
açıklanan düşüncelerin başka hukuki ilişkilere (olayımızda olduğu gibi
evlatlık sözleşmesine) uygulanması ve böylece hukuksal kurallarının yasanın
öngörmediği bir konuda yorum yoluyla genişletilmesi kabul edilemez. Bütün bu
düşüncelerdan daha önde ve önemli olarak Medeni Kanunun 257/1.maddesinde ana
ve babaya ait hak ve vazifelerin evlat edinen kimseye geçeceğini hükme
bağlamıştır. Öyle ise yasa gereği kendiliğinden kaybedilen bir hakkın içtihat
yoluyla kullanılmasına olanak sağlanması sistemin sağlığını zedeleyeceğinden
çoğunluk kararına katılmıyorum.
Üye Üye
N.K.Yalçınkaya Ş.D.Kabukçuoğlu
|