 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Birinci Hukuk Dairesi
E. 1991/3904
K. 1991/4044
T. 27.3.1991
* MUVAZAA DAVASI
(Kanıtlanma koşulları)
ÖZET : Muvazaa davalarında uyuşmazlığın sağlıklı ve adil bir çözüme
kavuşturulması; davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün; diğer bir deyişle,
miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde
ortaya konulmasını zorunlu kılar.
(818 s. BK. m. 18) (YİBK., 1.4.1974 gün ve 1/2 s. )
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Bursa Birinci Asliye Hukuk Hakimliği)nden
verilen 14.12.1988 gün ve 1077-1159 sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan
14.12.1990 gün ve 14078-14716 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacılar
vekili tarafından istenilmiş olduğundan; dosya incelendi, gereği görüşülüp
düşünüldü:
Davacılar, miras bırakanları Hasan'ın sağlığında davaya konu taşınmazını
mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalıya temlik ettiğini
ileri sürmüşler; payları oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
İddianın belirtilen niteliği itibariyle davada, BK.nun 18. maddesinde ve
1.4.1974 tarih, 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme kararında deyimini
bulan "muvazaa" hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır.
Bilindiği üzere, bu tür davalarda uyuşmazlığın sağlıklı ve adil bir çözüme
kavuşturulması; davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün; diğer bir deyişle,
miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde
ortaya konulmasını zorunlu kılar. Bunu sağlayabilmek ise; hükme yeterli bir
soruşturma yapılmasına, delillerin eksiksiz toplanmasına ve toplanan
delillerinde yanların özel durumları, yaşamın gerçekleri dikkate alınmak
suretiyle değerlendirilmesine bağlıdır.
Somut olayda, delillerin tümüyle toplandığını ve soruşturmanın hükme yeterli
hale gelecek şekilde tamamlandığını söyleyebilmek olanağı yoktur.
Bu itibarla, öncelikle temliki işleme ilişkin resmi sözleşme (akit tablosu)
merciinden getirtilmeli, işlemin hangi tarihte ve nasıl gerçekleştirildiği
açıkca saptanmalıdır. Bunun yanısıra, miras bırakanın mal varlığı ve mali
durumu araştırılmalı; kendisini mal satmaya yönelten haklı, ciddi ve makul
(akla uygun) sebeplerin bulunup bulunmadığı özenle açıklığa
kavuşturulmalıdır. Ayrıca, temlik tarihine tesadüf eden günlerde muris adına
banka hesapları açılıp açılmadığı yada varsa hesaplarına para yatırılıp
yatırılmadığı hususları üzerinde durulmalıdır. Öte yandan, davalının o
tarihlerdeki mali gücü yönünden de araştırma tamamlanmalı ve onunda
(davalının da) delilleri dinlenilmeli, böylece tüm deliller toplandıktan
sonra birlikte değerlendirilerek çekişmeye konu temliki işlemin gerçek
niteliği (satış mı-bağış mı olduğu) duraksamaya yer bırakmayacak biçimde
belli edilmelidir.
Yerel Mahkemenin değinilen ilke ve olguları kapsayacak ve karşılıyacak yeterli
bir soruşturmayı yapmadan sonuca gitmesi ve yazılı olduğu üzere hüküm kurması
doğru değildir. Anılan yönler, bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından
davacıların karar düzeltme isteklerinin HUMK.nun 440. maddesi gereğince
kabulüne ve Dairenin 14.12.1990 tarih, 14078/14716 sayılı onama kararının
ortadan kaldırılmasına.
Bursa Asliye Birinci Hukuk Mahkemesi'nce verilen 14.12.1988 tarih, 1077/1159
sayılı hükmün yukarda açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi
gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,
27.3.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|