 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onbirinci Hukuk Dairesi
E. 1991/3796
K. 1991/3594
T. 31.5.1991
* CİRO
ÖZET : Geriye ciro ile çeki devir alan ciranta, çeki devretmeden önceki duruma
girer ve bu şekilde kimlere başvurma hakkı varsa ancak onlara karşı takip
açma olanağına kavuşur.
(6762 s. TTK. m. 596)
Nesrin ile Alaattin, İbrahim, Bayrak vs. arasındaki davadan dolayı, (Amasya
İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi)nce verilen 19.7.1990 gün ve 346-230 sayılı
hükmü onayan Dairenin 4.3.1991 gün ve 7131-1518 sayılı ilamı aleyhine davacı
vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme
dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar
okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin de ciranta sıfatı ile imzası bulunan (12.500.000)
liralık çekte ilk ciro imzasının çek lehtarı davalılardan Bayram'a ait olması
gerekirken ilk cironun davalılardan Bayram tarafından yapılmamış olması
nedeniyle ciro silsilesinin kopuk olduğunu, esasen karşılıksız olarak
düzenlenen bu çekten dolayı müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını ileri
sürmüş, yargılama aşamasında da davalı Bayram'ın ciro silsilesine göre
müvekkiline başvurmayacağını açıklayarak borçlu bulunmadığının tespitini
talep ve dava etmiştir.
Davalılardan Bayram vekili iddiayı kabul etmemiş, diğer davalılar ise davaya
cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine dair tesis edilen karar Dairemizce onanması üzerine
davacı vekili bu defa karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava konusu çekin incelenmesinde; çekin, keşidecisi davalı İbrahim tarafından
diğer davalı Bayram emrine düzenlendiği ve Bayram tarafından davalılardan
Alaattine, onun tarafından davacı Nesrin'e ve nihayet onun tarafından da
tekrar ilk ciranta Bayram'a (geriye ciro şeklinde) ciro edildiği ve çekin
karşılıksız çıktığı banka ibraz şerhinden anlaşılmaktadır. Her ne kadar
davalı Bayram bu ciro silsilesini kabul etmeyerek ciranta durumunda olan
Alaattin ve Nesrin'in çek keşidecisinin kefili sıfatıyla çeki imzaladıklarını
ileri sürmüşse de bu imzalar çekin ön yüzünde yer almadığına ve arka
yüzündeki imzaların da aval sıfatıyla atıldığına ilişkin herhangi bir kayıt
bulunmamasına göre, yazılı beygeyle kanıtlanamayan bu yöndeki savunmaya
itibar edilmesi mümkün değildir.
Yukarıda açıklanan ciro silsilesinde davacıya karşı müracaat sorumlusu
durumunda olan davalı Bayram'ın, çeki geriye ciro yolu ile alması ve
başkalarına ciro etmesi mümkün ise de, bu şekilde ciro ile çeki devir
aldıktan sora kendisinin sorumlu olduğu kimselere müracaat borçlusu olarak
başvurması mümkün değildir. Zira, geriye ciro ile çeki devralan ciranta, çeki
devretmeden önceki duruma girer ve bu şekilde kimlere başvurma hakkı varsa
ancak onlara karşı takip etme imkanına kavuşur.
Yukarıdaki açıklamalara göre, çekte ciranta sıfatı ile imzası bulunan davacı
Nesrin'in çek hamili durumunda olan ve fakat daha önceki ciranta imzası ile
davacıya karşı müracaat sorumlusu olan kıymetli evrak hukuku sorumluluğu
yönünden alacaklılık ve borçluluk sıfatları birleştiğinden davacı Nesrin
tarafından açılan davanın davalılardan Bayram yönünden kabulü gerekirken,
reddine karar verilmesi yerinde olmadığı gibi bu şekilde tesis edilen kararın
onanmış olması da isabetli görülmediğinden kararın davacı yararına bozulması
gerekmiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalılardan
Bayram'a yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile kararı onayan Dairemizin
4.3.1991 gün ve 1990/7131 esas ve 1991/1518 sayılı kararının kaldırılarak,
kararın (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme
harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 31.5.1991 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
|