 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Yedinci Hukuk Dairesi
E. 1991/3725
K. 1991/3061
T. 8.3.1991
* KADASTRO TESBİTİ
ÖZET : 3402 sayılı Kadastro Kanununun 36. maddesinin uygulanabilmesi için,
davacının incelenebilir delillerini mahkemeye bildirmesi ve bu delillerin
toplanması için keşif yapılması zorunludur.
(3402 s. Kadastro K. m. 36, 28) (1086 s. HUMK. m. 363, 365)
Taraflar arasında, kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün
Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde
olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği
görüşüldü:
Kadastro sırasında 440 parsel sayılı 578,35 m2. yüzölçümündeki taşınmaz, dava
dışı ve bir bütünü oluşturan komşu parsellere revizyon gören vergi kaydında
bir sınırın göl olarak gösterildiği, vergi kaydı yüzölçümü fazlasından oluşan
dava konusu taşınmazda kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme
koşullarının zilyedi yararına gerçekleşmediği belirtilerek Hazine adına
tesbit edilmiştir. İ. Ethem, satın almaya ve zilyetliğe dayalı olarak dava
açmıştır. Mahkemece; davanın reddine, taşınmazın Hazine adına tapuya
tesçiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
İddiasını ispat ile yükümlü bulunan davacıya 3402 sayılı Kadastro Kanununun
28. maddesi hükmünce düzenlenen davetiye tebliğ edilmiş, davacı ilk duruşmaya
gelerek dava dilekçesini tekrar eder olduğunu bildirmiş ise de, mahkemece
delilleri sorulup saptanmamıştır. Oysa, mahkemece duruşmaya gelen davacıdan
delillerinin istenmesi gerekir. Mahkemece böylesine bir işlem yapılmamış,
taraflara delillerini bildirmesi için önel verilmiştir. Verilen önele ilişkin
ara kararında da sonucunda ne gibi bir işlem yapılacağı konusunda uyarıda
bulunulmamıştır. Hal böyle iken, 14.8.1990 tarihli celsede davacı adına
Kadastro Yasasının 36. maddesi gereğince notlu çağrı kağıdı çıkartılmasına
karar verilmiş, onu izleyen 9.11.1990 tarihli oturumda davacıya gönderilen
tebligatta "150" bin lira keşif parası yatırması istenmiş, davacının bu
tebligata rağmen duruşmaya gelmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 36. maddesinin uygulanabilmesi için davacının
incelenebilir delillerini mahkemeye bildirmesi ve bu delillerin toplanması
için keşif yapılmasının zorunlu bulunması gerekir. Olayda, mahkemece
davacıdan delilleri istenmemiş ve hangi delillerin inceleneceği belirtilerek
keşif yapılmasına da karar verilmemiştir. O halde, bu durumda mahkemece
davacıya yeniden 3402 sayılı Kadastro Kanununun 28. maddesi hükmünce
düzenlenen davetiye tebliğ edilmeli, duruşmaya geldiği takdirde iddiasını
kanıtlamak için dayandığı deliller kendisinden sorulup saptanmalı, ondan
sonra Usulün 363 ve 365. maddeleri hükmünce keşif kararı verilerek 3402
sayılı Kadastro Kanununun 36. maddesi hükmünce işlem yapılmalı, keşif gideri
davacı tarafından ödendiği takdirde öngörülen keşif yapılmalı, toplanan
deliller birlikte incelenerek sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece
bu yönlerin gözardı edilerek usul ve yasaya aykırı olarak hüküm kurulması
isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden
kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 8.3.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|