 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Altıncı Hukuk Dairesi
E. 1991/3148
K. 1991/3583
T. 14.3.1991
* ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ
* YARGILAMANIN İADESİ
ÖZET : İade davacısının lehine hükmolunan tarafından ne şekilde hile ve huda
kullandığı, tebligata salih açık adresi bilindiği halde nasıl yanlış adres
gösterildiği müspet şekilde ispat edilmeden, iade davasının kabulü hatalı
olduğu gibi, kabul şekli itabarı ile de; iade davasının kabulü halinde ne
gibi muamele yapılıp karar verileceği Usulün 450. maddesinde gösterilmiştir.
Bu hükümde, iade davasının kabulü halinde yeniden yargılama yapılıp belirecek
ha-le göre evvelce verilmiş olan kararın tasdik veya kısmen ya da tamamen
tadil edilmesi öngörüldüğü halde, iade davacısının ortaklığının devamına
şeklinde karar verilmesi de hatalıdır.
(1086 s. HUMK. m. 445/7, 450)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan ortaklığın giderilmesi davasına dair
iade-i muhakeme kararı, davalılardan İlhan tarafından süresi içinde duruşmalı
olarak temyiz edilmiş, dava duruşmalı işlerden olmadığından duruşma isteminin
reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği
görüşülüp düşünüldü:
Dava, satış suretiyle ortaklığın giderilmesine dair verilen kararın
yargılamanın iadesi yolu ile yenileme ve ihalenin feshi talebinden ibaret
olup mahkeme, kısmen davayı kabul etmiş; hükmü, davalılardan İlhan vekili
temyiz etmiştir.
1- İade davacısı Fevzi, ortaklığın giderilmesi davasında tebligata salih açık
adresinin, ortaklığın giderilmesi davasını açanlar tarafından bilindiği halde
yanlış adres göstermek suretiyle tebligat hilesi kullandıklarını iddia ile
yargılamanın iadesini istemiştir.
Bu iddia, HUMK.nun yargılamanın iadesini düzenleyen 445. maddesinin 7.
bendindeki lehine hüküm verilen tarafından hükme etkili diğer bir hile ve
hudanın kullanılmış olması halini içermektedir. Öncelikle bu iddia, lehine
karar verilenler tarafından tebligat adresinin bilerek hileli olarak yanlış
gösterildiğinin iade davacısı tarafından kanıtlanmasını gerektirir. İkinci
olarak, bu hile ve hudanın hükme müessir bulunması icabeder. Üçüncü olarak,
bu hile ve hudanın keşfolunduğu tarihten üç ay içinde iade davasının açılması
gerekir.
Lehine karar verilenlerin hile ve hudasına istinat etmeyen sair usulsüz
tebligat iadei muhakeme sebebi olmaz.
İade davacısının lehine hükmolunan tarafından ne şekilde hile ve huda
kullandığı, tebligata salih açık adresi bilindiği halde nasıl yanlış adres
gösterildiği müspet şekilde ispat edilmeden iade davasının kabulü hatalı
olduğu gibi,
2- Kabul şekli itibari ile de; iade davasının kabulü halinde ne gibi muamele
yapılıp karar verileceği Usulün 450. maddesinde gösterilmiştir. Bu hükümde,
iade davasının kabulü halinde yeniden yargılama yapılıp belirecek hale göre
evvelce verilmiş olan kararın tastik veya kısmen veya tamamen tadil edilmesi
öngörüldüğü halde iade davacısının ortaklığının devamına şeklinde karar
verilmesi de hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulü ile
HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin
alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14.3.1991 tarihinde oybirliği
ile karar verildi.
|