 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ondokuzuncu Hukuk Dairesi
E. 1991/30
K. 1991/25
T. 3.12.1991
* SIRA CETVELİNE İTİRAZ
* KURUM ALACAĞI
ÖZET : 4792 sayılı işçi sigortaları Kurumu Kanunun 21/2. maddesine göre, Kurum
alacağı, Devlet alacağı derecesinde imtiyazlıdır. Hacizde, iflasta ve
konkordatoda amme alacakları gibi işlem görür, üçüncü kişiler tarafından
haczedilen mallara, prim alacağı içinde haciz konmuş ise İİK. nun 100.
maddesindeki şartlar aranmadan hacze iştirak eder, satış bedeli garamaten
taksim edilir.
(4792 s. İSK. K. m. 21/2) (2004 s. İİK. m. 100)
Taraflar arasındaki davanın, (Kadıköy Birinci İcra Tetkik Mercii Hakimliği)nce
görülerek kararda belirtilen gerekçelere binaen verilen 3.10.1991 tarih ve
555-820 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve
temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki
kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Şikayet; İİK.nun 142. maddesi gereğince sıra cetveline itiraza ilişkindir.
İcra Müdürlüğünce "fiili haciz olmadığı" gerekçesi ile aracın trafik kaydına
konulan hacze itibar edilmeyerek müşteki S.S. Kurumunun alacağı sıra
cetveline alınmamıştır. Oysa satışa ve bedeli paylaşıma konu olan mal kara
taşıt aracı olup, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 18.6.1985 T.de
yürürlüğe giren 3176 sayılı Kanunla değişik 20/d maddesi hükmünce satış ve
devri Noterlerce düzenlenecek resmi senede dayanmadıkça hukuken geçersiz
sayılmış ve aynı maddenin (e) fıkrasına göre resmi senetle yapılacak
satışların 1 ay içinde sicil kaydına intikal ettirilmemesi cezai müeyyideye
bağlanmıştır. Görülüyor ki yasa kamu yararı yönünden kara taşıt araçlarının
Devletin denetiminde satışını ve sicil kayıtlarının tutulmasını sağlamış
olmakla araçların sicil kaydına mülkiyet belgesi değeri vermiştir. Bu
durumda, zilyetliği mülkiyet karinesi olarak kabul edilemeyecek olan kara
taşıt araçları için sicil kaydına konulacak haczin, mülkiyet tasarrufunu
kısıtlaması yönünden hukuken geçerli bir el koyma ve haciz olarak kabulü
gerektiğinden hacze iştirakin diğer koşullarının da bulunması halinde
alacağının sıra cetveline alınması gerekir.
Öte yandan, 4792 sayılı İşçi Sigortaları Kurumu Kanununun 21/2. maddesine
göre, kurum alacağı, Devlet alacağı derecesinde imtiyazlıdır. Hacizde,
iflasta ve konkordato da amme alacakları gibi işlem görür, üçüncü kişiler
tarafından haczedilen mallara, prim alacağı içinde haciz konmuş ise, İİK. nun
100. maddesindeki şartlar aranmadan hacze iştirak eder, satış bedeli
garamaten taksim edilir.
Olayımızda, alacaklı ............Tic. ve San. Ür. Paz. A.Ş.nin 7.9.1989
tarihli ilk haczinden sonra aracın trafik kaydına alacaklı SSK. tarafından
Denizli 2. İcra Müdürlüğünün 1989/16436 sayılı dosyasında 18.5.1990 tarihinde
haciz konulduğuna göre, öncelikle anılan icra dosyası celp edilerek İİK. nun
106 ve 110. maddeleri hükümleri de dikkate alınmak suretiyle haczin kalkıp
kalkmadığı saptanarak, şayet haciz kalkmış ise şikayetin reddine, aksi halde
şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve HUMK.nun
275. maddesine aykırı olarak, hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgi
ile çözümlenmesi mümkün olan bu konuda alınan yetersiz bilirkişi raporuna
dayanılarak hüküm kurulması isabetsizdir.
Kabule göre de, şikayetin niteliği ve şikayete müdahalenin mümkün bulunmadığı
gözetilmeden, müdahale talebinde bulunan lehine vekalet ücreti takdiri doğru
değildir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazı yerinde görüldüğünden
mercii kararının İİK.nun 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca
(BOZULMASINA), 3.12.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|