 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Dördüncü Ceza Dairesi
E. 1991/2956
K. 1991/4226
T. 21.6.1991
* TÜRK CEZA KANUNUNDA SİLAH
ÖZET : Türk Ceza Kanununda ve bir kesim özel yasalarda, kimi suçlarda silah
kullanılması ötedenberi nesnel (objektif) ağırlaştırıcı neden olarak
benimsenmiştir. TCK.nun 189. maddesinin, 3506 sayılı Yasanın 10. maddesiyle
yürürlükten kaldırılması bu durumu etkilememiştir.
Yargılama konusu olayda sanığın gerçek değil, oyuncak tabanca kullandığı
benimsenmiştir. Böyle bir araç, tehdit suçunu işlemeye elverişli ise de;
neslen olarak artırıcı neden olan silah tanımına giremez.
Bu nedenlerle, sanığın kabul edilen eylemine TCK. nun 308. maddesinin 2.
fıkrası yerine 3. fıkrasının uygulanması yasaya aykırıdır.
(765 s. TCK. m. 189, 308/2)
Zorlama suçundan sanık Cemil hakkında, Türk Ceza Yasasının 308/3-4, 72; 647
sayılı Kanunun 4. maddeleri uyarınca 113.333 lira ağır para cezasıyla
hükümlülüğüne ilişkin (Gerze Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 1989/100
esas, 1990/113 karar sayılı ve 7.11.1990 tarihli hükmün temyiz yoluyla
incelenmesi katılan Hüseyin vekili tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş
olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 7.5.1991 tarihli onama isteyen
tebliğnamesiyle 13.5.1991 tarihinde Daireye gönderilen dava dosyası,
başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve
gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde
görülmemiştir. Ancak:
1- Türk Ceza Yasasının 189. maddesi kaynak İtalyan Ceza Yasasının 155. (1930
tarihli İtalyan Ceza Yasasının 339. mad.) maddesinden alınmış ve 5435 sayılı
Yasanın 1. maddesiyle genişletilmişti. Buna göre; "silah terimi tanımlanıyor
ve "silahlar" üç bölüme ayrılıyordu:
a) Gerçek silahlar: Doğaları gereği saldırı ya da savunmada kullanmaya
özgülenmiş araçlar (ateşli silahlar gibi).
b) Dolaylı silahlar: Spor, tarım, bina yapımı, sanayi vb. yerlerde kullanmaya
özgü ve fakat arızi olarak savunma ya da saldırıda kullanıldığında, kesici,
delici, bereleyici olan araçlar (keser, balta çekiç, biz vs.).
c) Silah benzeri araçlar: Patlayıcı maddeler; aşındırıcı, yakıcı, yaralayıcı
eczalar; zehirler; boğucu, körleştirici gazlar.
Bu tanıma giren bir araç, kimi suçlarda kullanıldığında, suçun ağırlaştırılmış
biçimi ortaya çıkıyor ve o suçun cezası artırılıyordu.
Ancak, T.C. Yasasının 189. maddesi, 5435 sayılı Yasanın 1. maddesiyle, T.C.
Yasasının birçok ve bu arada 549. maddesiyle birlikte yeniden düzenlenmişti.
Ne varki bu düzenlemelerden sonra, T.C. Yasasının 189 ve 549. maddeleri, 5435
sayılı Yasayla düzenlenen öbür maddelerinin tersine, daha sonra çıkan başka
yasayla yeniden düzenlenmemişlerdi.
5435 sayılı Yasa ise, 7.12.1988'de benimsenen ve 14.12.1988'de yayımlanan 3506
sayılı Yasanın 10. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Dolayısıyle T.C.
Yasasının 189. ve 549. maddeleri de yürürlükten kalkmışlardır.
Ereksel (gai, teleolojik) yorum, yürürlükteki bir normun nesnel anlamını ereğe
(uzak ve nesnel amaç) göre yorumlama türü olduğundan, bir yasanın
gerekçesinden ve ereğinden yola çıkılarak, yürürlükten kaldırılmış bir hükmün
yürürlükte kaldığı sonucuna elbette varılamaz.
Öte yandan, T.C. Yasasında ve bir kesim özel yasalarda, kimi suçlarda silah
kullanılması bugün de ağırlaştırıcı neden olarak öngörülmüştür. Bu
ağırlaştırıcı nedenin niteliği, nesneldir (objektiftir) ve bu yüzden de suçun
failinin ya da mağdurunun iç dünyası ve kişiliğiyle uzaktan ya da yakından
bir bağlantısı bulunmamaktadır. Bu nesnel ağırlaştırıcı nedenin
uygulanabilmesi için, tıpkı silahı tanımlayan İsviçre Ceza Yasasının 123/1.
maddesindeki gibi, yürürlükten kaldırılan T.C. Yasasının 189. maddesindeki
geniş tanımdan daha dar ve sözlük anlamında bir silah sayılabilecek bir
aracın suçta kullanılması zorunludur.
Mahkemece, olayda sanığın gerçek değil, oyuncak tabanca kullandığı
benimsenmiştir. Böyle bir aracın tehdit suçunu işlemeye elverişli olduğu ve
fakat nesnel olarak artırıcı neden olan silah tanımına girmediği açıktır.
Bu nedenlerle, sanığın kabul edilen eylemine T.C. Yasasının 308. maddesinin 2.
fıkrası yerine 3. fıkrasının uygulanması,
2- Kabule göre sanığa fazla ceza verilmesi,
Yasaya aykırı ve katılan vekili Hüseyin'in temyiz nedenleri yerinde
görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle hükmün
(BOZULMASINA), 21.6.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|