 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Dokuzuncu Ceza Dairesi
E. 1991/2348
K. 1991/2622
T. 20.6.1991
* 213 SAYILI KANUNA AYKIRI DAVRANIŞ
ÖZET : (Sadece devlete ait tekel maddelerinin ticareti) ile uğraşanların ödeme
kaydedici cihaz kullanma mecburiyeti olmadığından, sanığın gayrisafi iş
hasılatından tekele ait emtia satış bedeli düşülmeli ve kalan hasılat ödeme
kaydedici cihaz limitine ulaştığı takdirde sanık cezalandırılmalıdır.
(3100 s. ÖKCK. m. 1/3)
213 sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefetten sanık Ramazan'ın yapılan
yargılaması sonunda; mahkumiyetine dair, (Karabük Asliye Ceza Mahkemesi)nden
verilen 1.11.1990 gün ve 1990/237 esas, 1990/365 karar sayılı hükmün
Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan; dava evrakı
C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek, gereği
düşünüldü:
Kabule göre, 3100 sayılı Kanunun mükerrer 8. maddesi yerine 213 sayılı Kanunun
358. maddesi aracılığıyle uygulama yapılması sonuca etkili bulunmadığından
bozma sebebi sayılmamıştır.
Uygulanan 647 sayılı Kanunun 5 ve 6. maddelerine ilişkin gerekçeye ve tetkik
edilen dosya münderecatına göre tebliğnamedeki bu hususa yönelik bozma
düşüncesine iştirak edilmemiş ise de:
3100 sayılı Kanunun 1. maddesinin 3. fıkra hükmü ile ödeme kaydedici
cihazların kullanılması mecburiyetinin Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nca tesbit
edilen faaliyetlerle uğraşanlar hakkında uygulanmıyacağı öngörülmüş, bu hükme
dayanılarak çıkartılan 12.2.1985 gün ve 18661 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanan (1) Seri Nolu Genel Tebliğle de; "sadece devlete ait tekel
maddelerinin ticareti" ile uğraşanların bu işleri sebebiyle ödeme kaydedici
cihaz kullanma mecburiyetinde olmayacakları, ancak bu işlerin kısmen
yapılması halinde ödeme kaydeci cihaz kullanma mecburiyetinin fatura vermek
mecburiyetinde olmadıkları mal satışları ve hizmet ifalarının tamamını
kapsıyacağı açıklanmıştır.
Hakkındaki suç ihbarında 1988 takvim yılı perakende satışlarının 21.230.555.-
lira olduğundan bahisle 1.12.1989 tarihinden itibaren ödeme kaydedici cihaz
kullanması gerektiği halde buna uymadığı belirtilen sanığın, ortalama kar
haddi esasına ait bildiriminde 1988 yılına ait perakende satışlarının
5.266.012.- liralık bölümünün tekel emtiası satışına ait bulunduğu görülmüş,
gerçekleştirilen bu miktar satışın devlete ait tekel maddeleri dışında bir
satış olduğu yolunda herhangi bir tesbit ve aksine bir iddia da ileri
sürülmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda, 1988 takvim yılı satışları veya gayri safi iş hasılatı itibariyle
sanığın ödeme kaydedici cihaz kullanma mükellefiyetine esas (tekel dışı
malların) perakende satış tutarının (21.230.555.00 - 5.266.012.00 =
15.964.543.- lira) olduğu ve 23.12.1988 tarih ve 20028 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanan (15) Seri Nolu Genel Tebliğ'de belirtilen limitlere ulaşmadığı
anlaşıldığından müsnet suçun kanuni unsurları itibariyle oluşmadığı
gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş
olduğundan hükmün bu sebepten dolayı (BOZULMASINA), 20.6.1991 gününde
oybirliği ile karar verildi.
|