 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Birinci Ceza Dairesi
E. 1991/2310
K. 1991/2539
T. 30.10.1991
* RESMİ BİLİRKİŞİ
* ADLİ TIP KURUMU GENEL KURULU
* EKSİK SORUŞTURMA
ÖZET : CMUK.nun 68. maddesi gereğince resmi bilirkişilerin kendilerine verilen
görevleri yapmaya mecbur oldukları ve Adli Tıp Kurumu Birinci İhtisas
Kurulu'nun raporunda "kalp ve şeker hastası olduğu saptanan maktülün olaydan
önce alkol alması, masanın üzerinde oynaması, münakaşa etmesi, salondan
çıkarılması ve tokatlanması gibi eylemlerin tümünün birden kendisinde mevcut
kalp hastalığını ağırlaştırarak ölümü meydana getirdiğinin" belirtilmesi ve
maktülün olay anında hemen fenalaşmadığı gözönünde tutularak, müessir fiil
dışındaki alkol almak, masa üzerine çıkıp oynamak, münakaşa etmek, salondan
çıkarılmak gibi maktülün kendinden kaynaklanan eylemlerin müessir fiil olayı
olmasa dahi maktülün "kompanse (sınır denge) durumundaki kalbinin yükünü
artırarak dekmpaze (yetmez) hale getirip getirmeyeceği" Adli Tıp Kurumu Genel
Kurulu'ndan alınacak yeni bir raporla açıklığa kavuşturulmadan, eksik
soruşturma ile hüküm tesisi yasaya aykırıdır.
(1412 s. CMUK. m. 68) (2659 s. ATK. m. 1, 2, 15)
Necdet'i adiyen yaralamaktan sanık İsmail'in bozma üzerine yapılan yargılaması
sonunda; hükümlülüğüne ve diğer sanıklar Ferhat ile Ömer'in üzerlerine atılı
müsnet suçlardan beraatlerine ilişkin, (İzmir Dördüncü Ağır Ceza
Mahkemesi)nden verilen 13.5.1991 gün ve 84/102 sayılı hükmün Yargıtay'ca
incelenmesi Cumhuriyet Savcısı ve müdahiller tarafından istenilmiş
olduğundan, dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile
Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Adli Tıp Kurumu, 2659 sayılı Yasanın 1. maddesinde belirtildiği gibi "Adalet
İşlerinde bilirkişilik yapmak üzere" kurulmuş resmi bir kurumdur. Mahkemeler
ile hakimler ve savcılar tarafından gönderilen Adli Tıp ile ilgili konularda
bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle yükümlüdür (2659 sayılı Yasa m.
2).
Düzenlenecek raropların, her türlü delille karşı karşıya olan hakime,
muhtevanın tayininde yardımcı olması ve onu inandırması gerekir. Çünkü
vicdanı ile karşı karşıya kalarak son hükmü verecek olan odur. Esasen Adli
Tıp Kurumu Genel Kurulu'nun görevlerini düzenleyen 2659 sayılı Kanunun 15.
maddesinin (a) bendinde öngörülen "İhtisas Kurulları ve ihtisas daireleri
tarafından verilip de, mahkemeler ile hakimlikler ve savcılıklarca mahiyeti
itibariyle kanaat verici nitelikte bulunmayan ve Adli Tıp Genel Kurulu'nca
görüşülmesine lüzum görülen işlere" bakılacağına ilişkin hüküm de, başka
türlü yoruma yer vermeyecek kadar açıktır.
Hal böyle iken ve Adli Tıp Kurumu Birinci İhtisas Kurulu'nun raporları
tatminkar nitelikte görülmeyerek, gerekçeleri de açıklanmak suretiyle Adli
Tıp Kurumu Genel Kurulu'ndan yeni bir rapor alınması Yerel Mahkemenin
7.5.1990 gün ve 1989/103 sayılı yazısıyla istendiği halde, Adli Tıp Kurumu
Başkanı Prof. Dr. Şemsi Gök imzasıyla yazılan 1.8.1990 gün ve 1052 sayılı
cevabi yazıyla, "mahkemenin konuyu Genel Kurulda incelettirme isteği" yerine
getirilmeyerek, dosyanın iade edilmesi üzerine Yerel Mahkemece yazılı şekilde
hüküm kurulduğu görülmüştür.
CMUK.nun 68. maddesi gereğince resmi bilirkişilerin kendilerine verilen
görevleri yapmaya mecbur oldukları ve Adli Tıp Kurumu Birinci İhtisas
Kurulu'nun 13.1.1990 tarihli ve 1052 sayılı raporunda "kalp ve şeker hastası
olduğu saptanan maktülün, olaydan önce alkol alması, masanın üzerinde
oynaması, münakaşa etmesi, salondan çıkarılması ve tokatlanması gibi
eylemlerin tümünün birden kendisinde mevcut kalp hastalığını ağırlaştırarak
ölümü meydana getirdiğinin" belirtilmesi ve maktülün olay anında hemen
fenalaşmadığı gözönünde tutularak, müessir fiil dışındaki alkol almak, masa
üzerine çıkap oynamak, münakaşa etmek, salondan çıkarılmak gibi maktülün
kendinden kaynaklanan eylemlerin, müessir fiil olayı olmasa dahi "maktülün
kompanse (sınır denge) durumundaki kalbinin yükünü artırarak dekmpaze
(yetmez) hale getirip getiremeyeceği" Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'ndan
alınacak yeni bir raporla açıklığa kavuşturulmadan, eksik soruşturma ile
yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, müdahiller vekili ve Yerel Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı
bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki istemden değişik
gerekçe ile (BOZULMASINA), 30.10.1991 gününde ve oybirliğiyle karar verildi.
|