 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1991/2-209
K. 1991/247
T. 30.9.1991
* TEKERRÜR
* SANIĞIN LEHİNDE OLAN KANUN
ÖZET : CMUK.nun 305/1. maddesi uyarınca 300 bin liraya kadar para cezalarına
dair hükümler kesin olup aynı maddenin son fıkrasına göre bu suretle verilen
hükümler tekerrüre esas olmaz.
3355 sayılı Yasa ile 647 sayılı Yasanın 4. maddesinde yapılan tadil, hem ceza
nevinde değişiklik yapması, hem de tekerrür hükümlerinin uygulanmasını
engellemesi yönünden maddi hukuk hükmüdür. Bu itibarla sanık yararına olup,
TCK.nun 2/2. maddesi uyarınca sanık hakkında uygulanmalıdır.
3506 sayılı Yasa ile değişik 647 sayılı Yasanın 5. maddesindeki miktar 300
liradan 10.000 liraya yükseltilmiştir.
(1412 s. CMUK. m. 305/1-son) (765 s. TCK. m. 81) (647 s. CİK. m. 4, 5)
Kavgada korkutmak için silah çekmek ve hakaret suçlarından sanık Ramazan'ın
TCK.nın 466/1, 81/1, 482/2 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca
sonuçta 495.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, (Havran
Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 28.3.1990 gün ve 110/202 sayılı hükmün
sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay İkinci Ceza
Dairesi, 30.10.1990 gün ve 10286/20839 sayı ile;
"Sair itirazlar yerinde görülmemiştir. Ancak:
1- Hürriyeti bağlayıcı cezadan çevrilmiş olsa dahi hüküm tarihlerinin 3506
sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.12.1988 tarihinden önceye rastlanması ve
çevrilen para cezasını asli ceza sayan 3355 sayılı Kanunla değişik 647 sayılı
Kanunun 4 ve TCK.nun 2. maddeleri açıklığı karşısında dosyadaki para cezası
mahkumiyetlerinin CMUK.nun 305/son maddesine göre tekerrüre esas olamayacağı
gözetilmeden 81. madde ile artırma yapılması,
2- Kabule nazaran da 647 sayılı Kanunun 3506 sayılı Kanunla değişik 5.
maddesine göre ve lehe bir gün onbin liraya karşılık tutulmak ve TCK. nun
81/3. maddesine nazara alınmak suretiyle uygulama yapılması gerekirken bundan
zuhul ile tekerrürden dolayı fazla artırma icrası isabetsizliğinden
bozmuştur.
Yerel Mahkeme ise, 23.11.1990 gün ve 102/93 sayı ile;
a) Önceki ceza verildiği tarihte kesin olmadığından tekerrüre esas alınacak
niteliktedir. Bu nedenle yapılan uygulama doğrudur.
b) Çok önceden verilip kesinleşerek infaz edilen bir cezanın çok sonra çıkan
bir yasadaki lehe hüküm gözetilerek değerlendirilmesi yapılamaz. Önceki ceza
kesinleşirken 647 sayılı Yasanın 5. maddesine göre bir günün karşılığı 300
liradır. Belirleme bu olduğuna göre tekerrür de bu esasa göre
hesaplanmalıdır. Aksi uygulama cezası ertelenen ve infaz edilen arasında
adaletsizlik doğurur..." biçimindeki açıklamalarla önceki hükümde
direnmiştir.
Bu hüküm de sanık tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya, C.
Başsavcılığı'nın bozma istekli 31.5.1991 gün ve 54 sayılı tebliğnamesiyle
Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Sanığın tekerrüre esas alınan mahkumiyeti TCK.nun 456/4, 457/1, 81/1 ve 647
sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca hükmolunan ve 2.8.1985 tarihinde infaz
edilen 27.900 lira ağır para cezasıdır.
Hüküm tarihinden sonra 15.4.1987 tarihinde kabul edilip 24.4.1987 tarihli
Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe konulan 3355 sayılı Yasa ile 647
sayılı Yasanın 4. maddesinin 4. fıkrası değiştirilmiş uygulamada asıl
mahkumiyetin bu madde hükmüne göre çevrilen para cezası veya tedbir olduğu
kabul edilmiştir.
CYUY.nın 305/1. maddesi uyarınca 300 bin liraya kadar para cezalarına dair
hükümler kesin olup aynı maddenin son fıkrasına göre bu suretle verilen
hükümler tekerürre esas olmaz.
3355 sayılı Yasa ile 647 sayılı Yasanın 4. maddesinde yapılan tadil, hem ceza
nevinde değişiklik yapması, hemde tekerrür hükümlerinin uygulanmasını
engelemesi yönünden maddi hukuk hükmüdür. Bu itibarla sanık yararına olup
TCK.nun 2/2. maddesi uyarınca sanık hakkında uygulanmalıdır.
Kabule göre, yapılan bozma sebebine ilişkin direnmeye gelince:
14.12.1988 tarihinde yürürlüğe giren 3506 sayılı Yasa ile değişik 647 sayılı
Yasanın 5. maddesindeki miktar 300 liradan 10.000 liraya yükseltilmiştir.
Yapılan bu değişiklik sanık yararına olup tekerrür nedeniyle artırma
yapılırken tekerrüre esas alınan önceki suç, yasanın yürürlüğe girdiği
tarihten önce işlenmiş olsa bile 10.000 lira bir gün sayılmak suretiyle hapse
çevrilmeli ve önceki ceza aşılmayacak şekilde uygulama yapılmalıdır.
İncelenen dosyada, Yerel Mahkemenin tekerrüre esas olmayacak nitelikteki para
cezasını tekerrüre esas aldığı) ve lehe olan yasa hükmünü sanık hakkında
uygulamamak suretiyle tekerrürden dolayı fazla artırma yaptığı saptandığına
göre direnme hükmünün açıklanan bu nedenlerle bozulmasına karar verilmelidir.
* (1) nolu bozmaya karşı çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyesi V. SAVAŞ; bu
direnmenin haklı nedenlere dayandığını belirterek oy kullanmıştır.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün istem
gibi (BOZULMASINA), 30.9.1991 günü (2) nolu bozma nedeninde oybirliği, (1)
nolu bozma nedeninde oyçokluğuyla karar verildi.
|