 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onaltıncı Hukuk Dairesi
E. 1991/17713
K. 1992/11445
T. 9.10.1992
* KADASTRO TESBİTİ
* MURİS MUVAZAASI
* MUHDESAT
ÖZET : Miras bırakanın tapulu olan taşınmazı davalı oğluna bağışladığı halde
gerçek iradesini gizliyerek tapu satış işlemi yaptığı anlaşılmaktadır. Temlik
işlemi yapılırken malik gerçek iradesini gizlediğinden, 1.4.1974 tarih ve
1974/1-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, temlik işlemi
geçersizdir.
Temlik işlemi ve binanın yapım tarihinde taraflar arasında mirasçılık ilişkisi
bulunmadığından taşınmaz üzerindeki muhdesatların davalıya ait olduğunun 3402
sayılı Kanunun 19/2. maddesi gereğince kütüğün beyanlar hanesinde
gösterilmesine karar verilmesi gerekir.
(818 s. BK. m. 18)(3402 s. Kadastro K. m. 19/2)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün
Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu
anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Hükmüne uyulan Yargıtay bozma kararında özetle: Muvazaa davaları sonucunda
verilen kararların yenilik doğurucu nitelik taşımadıkları belirtilerek,
mahkemece tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp,
gerekli değerlendirmenin yapılması sonucuna göre karar verilmesi gerekirken,
muvazaa davaları sonucunda verilen kararların yenilik doğurucu nitelik
taşıdıkları ve bu tür davaların kadastro mahkemesinde görülemiyeceği
gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna
değinilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra davanın reddine karar
verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli parselin arsasının tarafların miras bırakanı tarafından
davalıya bağışlandığı, taşınmaz üzerine davalı tarafından bina inşaa olunduğu
kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Çekişmeli taşınmazın öncesinin tapulu
olduğu, tapu kaydının taşınmazı kapsadığı, tapu kaydında davalıya temlik
yapılırken işlemin satış olarak gösterildiği tartışmasızdır. Toplanan
delillerden miras bırakanın tapulu olan taşınmazı davalı oğluna bağışladığı
halde gerçek iradesini gizleyerek tapuda satış işlemi yaptığı
anlaşılmaktadır. Mahkemenin kabulüde bu doğrultudadır. Temlik işlemi
yapılırken malik gerçek iradesini gizlediğinden 1.4.1974 tarih, 1974/1-2
sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca temlik işlemi geçersizdir.
Mahkemece içtihadı birleştirme kararı gözetilmeksizin yanlış sonuca varılması
doğru değildir. Temlik işleminden sonra davalı taşınmaz üzerine bina
yapmıştır. Binanın davalı tarafından yapıldığı, davacı tarafından da kabul
edilmektedir. Hal böyle olunca, tesbitin iptali ile taşınmazın İsmail
mirasçıları adlarına payları oranında tapuya tesciline, temlik işlemi ve
binanın yapım tarihinde taraflar arasında mirasçılık ilişkisi bulunmadığından
taşınmaz üzerindeki muhtesatların davalıya ait olduğunun 3402 sayılı Kanunun
19/2. maddesi gereğince kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar
verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan
temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 9.10.1992 gününde
oybirliğiyle kabul edildi.
|