Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



T.C
Y A R G I T A Y
Onuncu Hukuk Dairesi

	E.	1991/13092
	K.	1992/7486
	T.	29.6.1992 

*  YAŞLILIK AYLIĞI
*  PRİMLERİN İADESİ
*  YABANCI ÜLKELERDE HİZMET

ÖZET : Yabancı ülkelerde geçen çalışmaların sigortalı hizmet olarak
 değerlendirilmesi ancak 2147 ve 3201 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde
 mümkündür. Değerlendirmeyi, yazılı başvuru istemine ve belli bir süreye
 bağlanan sözkonusu Kanun hükümlerine uygun bir başvuru olmadığından,
 açıklanan maddi ve hukuksal olgular karşısında transfer edilen primlerin
 davacıya ödenmesi gerekir.

(2147 s. ÇTHK.)  (3201 s. ÇTH. K.)

Davacı, transfer edilen primlerin kendisine iadesine ve fazlaya dair hakları
 saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.000.- liranın hüküm altına alınmasına
 karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.

Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin
 süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla
 dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar
 tesbit edildi:

Uyuşmazlık, Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre arasında imzalanan Sosyal Güvenlik
 Sözleşmesine 11.11.1980 tarihinde onaylanan ve 1.6.1981 tarihinde yürürlüğe
 giren ek sözleşmeyle eklenen 10/(a) maddesinin uygulanmasından
 kaynaklanmaktadır. Anılan maddede, Türk Vatandaşlarının İsviçre'de
 çalışmaları sonunda o ülke mevzuatına göre yaşlılık ya da ölüm sigortasından
 yararlanamamaları ve İsviçre'den ayrılmış olmaları halinde, sigorta
 primlerinin Türkiye'ye transferi konusu düzenlenmiş ve maddenin 3. bendinde
 aynen; "primler Türkiye Sosyal Sigortalar Kurumu'na transfer olunur... bu
 primler ve bu primlere ilişkin süreler bir Türk aylığına hak kazanmada ve bu
 aylığın hesabında Türk primlerine ve sürelerine muadil sayılır" denilmiştir.
 Görüldüğü üzere, transfer edilen pirmlerin Kurum'ca değerlendirilmesi, Türk
 mevzuatı hükümlerince Türk Vatandaşına yaşlılık ya da onun ölümü halinde
 haksahiplerine aylık bağlanmasını sağlamaya yetiyorsa, o yolda
 değerlendirilmesi ön koşulunun gerçekleşmesine bağlanmıştır. Amaç, İsviçre'de
 uzun vadeli sigorta kollarından sosyal güvenliğe kavuşturulmamış Türk
 Vatandaşını, Türk Mevzuatının elverdiği ölçüde güvenliğe kavuşturmaktır.
 Oysa, davacının İsviçre'de geçen çalışması 81 ay sürmüş olup, bu süre Türk
 Mevzuatı gereğince davacıya yaşlılık aylığı bağlanmasına yeterli değildir.
 Kaldı ki, davacı Türkiye'de çalıştığı süre içinde 5113 gün prim ödemekle
 yaşlılık aylığına hak kazanmış ve 31.3.1987 tarihindeki başvurusu üzerine
 kendisine Sosyal Sigortalar Kurumu'nca yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Böylece
 sözleşmenin, Türk Vatandaşına sosyal güvenlik sağlama amacı, davacının
 Türkiye'deki çalışmalarıyla zaten gerçeklemiş durumdadır. İsviçre'deki
 çalışma süresinin, Türkiye'deki çalışmalarıyla sağlanan yaşlılık aylığı
 oranının arttırılmasında değerlendirilmesi düşüncesi ise amacı aşan bir
 uygulamaya yol açacağı gibi, yollamada bulunan Türk Mevzuatına da aykırı
 düşer. Gerçekten, yabancı ülkelerde geçen çalışmalarının sigortalı hizmet
 olarak değerlendirilmesi ancak ve 2147 ve 3201 sayılı Kanun hükümleri
 çevresinde mümkündür. Değerlendirmeyi, yazılı başvuru istemine ve belli bir
 süreye bağlanan sözkonusu Kanun hükümlerine uygun bir başvuru olmamıştır.
 Açıklanan maddi ve hukuksal olgular karşısında transfer edilen primlerin
 davacıya ödenmesi gerekirken yazılı gerekçelerle tersi yönünde hüküm
 kurulması usul ve kanuna aykırıdır.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve
 hüküm bozulmalıdır.

S o n u ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA)
 ve temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, Üye Resul Aslanköylü'nün
 muhalefetine karşı Başkan Teoman Ozanoğlu, Üye Orhan Yalçınkaya, Erdoğan
 Aktekin ve Şemsettin Abik'in oylarıyla ve oyçokluğuyla 29.6.1992 gününde
 karar verildi.

KARŞI OY YAZISI
* Davacı, İsviçre'deki çalışmalarından ötürü o yer sosyal güvenlik kuruluşunda
 yatan primlerinin davalı Kurum tarafından transfer edilip kendisine
 ödenmesine karar verilmesini istemektedir. Davalı Kurum ise, getirtilecek
 primlerin davacıya bağlanan yaşlılık aylığı oranının arttırılmasında
 kullanılacağını dolayısıyla iadenin mümkün olamayacağını savunmuştur.
 Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir. Karar gerekçesinde getirtilen
 primlerin davacının aylığının artırılmasında kullanılabileceği bu nedenle
 iadenin mümkün olamıyacağı belirtilmiştir. Ayrıca Onuncu Hukuk Dairesi'nin
 aynı konudaki yerleşmiş görüşünün de bu doğrultuda olduğuna işaret
 edilmiştir.

Davanın yasal dayanağı; ne çoğunluğun kararlarına gerekçe yaptıkları 2147
 sayılı Yasa, ne de 3201 sayılı Kanundur. Yasal dayanak, "Bir Mayıs 1969
 tarihli Türkiye-İsviçre Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin 10. maddesine
 8.10.1980 tarihli, 2311 sayılı Kanunla onaylanan 25 Mayıs 1979 tarihli
 Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Arasındaki Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Ek
 Sözleşme'nin 10. maddesidir". Sözü edilen 10. madde, primlerin transferi ve
 sigortalıya ödeme koşullarını hükme bağlamaktadır.

Bu davada çözümlenmesi gereken hukuksal sorun, İsviçre'de bir süre sigortalı
 olarak çalışan orada yaşlılık, malüllük ve ölüm sigortası haklarından
 yararlanmayıp, Türkiye'ye kesin dönüş yapan bir kimsenin İsviçre sigorta
 idaresince Türkiye'ye gönderilmesi gereken primlerinin kendisine hangi
 koşullarda ödeneceği konusudur.

Ek sözleşmenin birinci maddesiyle eklenen ana sözleşmenin 10. maddesi
 hükümlerine göre transfer edilen primlerin sigortalıya ödenmesi şu üç koşulun
 birlikte gerçekleşmesine bağlıdır.

a) İsviçre yaşlılık, malüllük ve ölüm sigortaları yardımlarından yararlanmamış
 olmak, 
b) Türkiye'de veya üçüncü bir ülkede yerleşmek amacıyla İsviçre'den ayrılmış
 olmak,

c) Transfer edilen primler nedeniyle - Türk emeklilik çevresinde sigortalı ve
 haksahibi yararına menfaat sağlanmamış olmak, Davada birinci ve ikinci
 koşulun gerçekleştiği konusunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlığın üçüncü koşul
 üzerinde toplandığı görülmektedir. Bu üçüncü koşulun gerçekleşmesi için
 getirtilecek primlerin davada sigortalının menfaatına kullanılmasının mümkün
 olup olmadığının saptanması gerekir. Şayet menfaatına kullanılması olanak
 dahilinde ise primlerin iade edilemiyeceği maddenin lafzından ve ruhundan
 açıkca anlaşılmaktadır. Davacıya Türkiye'deki çalışmalarından ötürü  60
 oranında yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Kurum transfer edilecek primleri bu
 aylığın arttırımında kullanacağını ifade etmektedir. Gerçekten de 506 sayılı
 Yasanın 61/A-a maddesi sigortalının 5000 günden fazla ödediği her 240 günlü
 malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları pirimi için  60 oranı (1)'er
 artırılarak hesaplanır. Aynı maddenin (b) bendine göre bağlanacak aylıkların
 oranı  85'i geçemez. Olayda davacıya  60 oranında aylık bağlandığına göre
 getirtilen prim miktarları kullanılarak aylığın  85'e kadar artırılabileceği
 sözgötürmez. Böylece maddede öngörülen sigortalının menfaatına kullanmama
 koşulu gerçekleşmemiş olmaktadır. Başka bir anlatımla primlerin sigortalının
 menfaatına kullanılacağı ortaya çıkmıştır. O halde transfer edilecek
 primlerin davacıya iade edilmesine karar vermek adı geçen sosyal güvenlik
 sözleşmesinin 10. maddesine aykırı düşmektedir. Kuşkusuzdur ki yapılacak
 hesaplama sonucunda  85 aylık oranını aşan prim kalırsa bu miktar iade
 edilecektir.

Yurtdışı hizmetlerinin değerlendirilebilmesi iki şekilde mümkün olmaktadır.
 Bunlardan birincisi borçlanmak suretiyle mümkün olmaktadır ki koşulları 2147
 ve onun yerine geçen 3201 sayılı Yasalar ile belirlenmiştir. Diğeri Sosyal
 güvenlik sözleşmeliridir. Her iki halde verilen haklar tamamen biribirinden
 bağımsızdır. Bu davada transfer edilen primlerin ait olduğu prim ödeme gün
 sayısının Türkiye'de değerlendirileceği milletlerarası sözleşmeyle
 sigortalıya verilmiş bir haktır. Bu sürelerin ayrıca 2147 veya 3201 sayılı
 Yasalarla borçlanılmasına gerek yoktur. Zira, sözleşmenin 10. maddesi açıkca
 transfer edilen primlerin ilişkin bulunduğu sigortalılık süresinin, aynen
 Türkiye'de geçmiş gibi kabul edileceğini hükme bağlamıştır. Milletlerarası
 sözleşmelerin diğer yasalara göre uygulama önceliği vardır. Hatta bu
 sözleşmelerin Anayasa'ya aykırılığı dahi ileri sürülemez. Ortada böyle bir
 sözleşme mevcut iken meselenin çözümü 2147 ve 3201 sayılı Yasalarda aramak
 hatalıdır. Gerçekten mahkemenin gerekçesinde ifade edildiği gibi, Dairemizin
 yerleşmiş görüşleri de bu koşullarda primlerin iade edilemiyeceği
 merkezindedir.

Açıklanan nedenlerle kararın o n a n m a s ı oyundayım.
Resul ASLANKÖYLÜ 
Üye


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini