  | 
				
 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
	 
		  
   
  
             
  
    
      T.C.
Y A R G I T A Y
Sekizinci Ceza Dairesi
	E.	1991/1304
	K.	1991/2025
	T.	27.2.1991
*  TAAHHÜDÜ İHLAL
ÖZET : Borçlu Mehmet aleyhinde yapılan haciz sırasında, sanık borca kefil
 olduğunu kabul ve taahhüt etmişse de, bu kefillik dolayısıyla sanık aleyhine
 yapılan icra takibi sırasında yeni bir ödeme taahhüdünde bulunmadığından
 taahhüdü ihlal suçu oluşmaz.
(2004 s. İİK. m. 340)
Taahhüdü ihlalden sanık Ali'nin yapılan yargılaması sonunda; İİK.nun 340.
 maddesi uyarınca 1 ay hafif hapis cezasıyla hükümlülüğüne dair, (Yatağan İcra
 Ceza Mahkemesi)nden verilen 11.9.1990 gün ve 106 esas, 165 karar sayılı
 hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş
 olduğundan, dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile 20.2.1991 günü
 Daireye gönderilmekle incelenip, gereği düşünüldü:
Borçlu Mehmet hakkında yapılan icra takibi esnasında 13.3.1990 tarihindeki
 hacizde; Ali takip konusu borca kefil olduğunu ve 30.5.1990 tarihinde bu
 borcu masrafları ile birlikte defaten ödeyeceğini, icra kefili olarak kabul
 ve taahhüt etmiştir.
İcra dairesinde yapılan bu kefaletle, kefil yönünden ilamlı borç niteliğinde
 alacak talimat altına alınmış olmaktadır. Bu kefaletten sonra alacaklının
 icra kefili aleyhine takibe geçmesi, takibin kesinleşmesini müteakip kefil
 borçlunun ödeme taahhüdünü ihlal suçundan sorumlu tutulabilmesi için aleyhine
 vaki kesinleşmiş takip üzerine yasal bir ödeme taahhüdünde bulunması ve bu
 taahhüdü ihlal etmesi gerekir.
Her ne kadar alacaklı icra kefili aleyhine 14.3.1990 tarihinde icra emri
 çıkarmak suretiyle takibe geçmiş ve muhtıralarda tebliğ olunmuşsa da icra
 kefili sanığın kendisi hakkındaki icra takibinden önce 13.3.1990 tarihinde
 kabullendiği kefalet esnasındaki taahhüdünden sorumlu tutulmasının olanaksız
 olduğu ve açılan takibin kesinleşmesinden sonra yapılmış yeni bir ödeme
 taahhüdü bulunmadığı gözetilmeden oluşmayan suçtan dolayı yazılı şekilde
 sanığın mahkumiyetine karar verilmesi.
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş
 olduğundan hükmün bu sebepden dolayı (BOZULMASINA), 27.2.1991 gününde
 oybirliğiyle karar verildi.
    
  
                  
 
 
 
 
   |