 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Yedinci Hukuk Dairesi
E. 1991/12641
K. 1991/11489
T. 16.9.1991
* TAPU SİCİLİ
* TESCİLİN HÜKÜMLERİ
* İYİNİYET
ÖZET : Olayda iki geçerli satış bulunmaktadır. Tapu kaydına dayanarak satın
alan kimse Medeni Kanunun 931. maddesinden yararlanır ise de; aynı köyde
oturan davacı, davalının bağış akdine dayanarak dava konusu taşınmazda ev
yapmak suretiyle zilyet bulunduğunu bildiğinden ve bilebilecek durumda
olduğundan iktisabında iyiniyetli sayılamaz.
14.2.1951 günlü ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, iyiniyet
iddiasında bulunamayacağı belirmiş olan kimse Medeni Kanunun 931. maddesinden
yararlanamaz.
(743 s. MK. m. 931)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün
Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde
olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği
görüşüldü:
Kadastro sırasında 695 parsel sayılı, 731 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz
tapu kaydına, tapu dışı olarak yapılan bağışa ve zilyetliğe dayanılarak Esma
adına tesbit edilmiştir. İtirazı kadastro komisyonu tarafından reddedilen
Dursun tapu kaydına dayanmış ve dava açmış; Mustafa, Dursun yanında aynı
nedenle davaya katılmıştır. Mahkemece davaların reddine, taşınmazın davalı
adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ve katılan tarafından
temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın Hazinenin temliki ile oluşan 1934 tarihli, 1190 ve onun
gittisi olan 1967 günlü, 44 sayılı pay tapu kaydının yüzölçümüyle kapsamında
kaldığı mahkemece getirtilen kayıt örneği, yapılan keşif ve uygulama ile
belirlenmiştir. Davacı Dursun tesbitten önce ve bölgede tapulamanın başladığı
tarihten sonra oluşan 1967 günlü, 44 sayılı 6/20 pay ile ilgili tapu kaydına
diğer bir deyişle kayden satın almaya, davalı Esma ise tapu dışı ifraz, bağış
ve zilyetliğe dayanmışlardır. 695 parsel sayılı taşınmazın 1950 tarihinden
önce tapu dışı ifraz edilerek Esma hanıma bağışlandığı, bölgede tapulamanın
1964 tarihinde başladığı, tapulama tesbitinin yapıldığı 1982 tarihine kadar
bu tapu dışı işlemin bozulmadığı ve böylece Esma yararına 1964 gününde, 3402
sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinde öngörülen edinme koşullarının
gerçekleştiği saptanmıştır. Bu durumda, ortada iki geçerli satış
bulunmaktadır. Ancak, tapu kaydına dayanarak satın alan kimse Medeni Kanunun
931. maddesinden yararlanır ise de, olayda; davacının aynı köyde oturduğu,
davalı Esma'nın bağış akdine dayanılarak taşınmazda ev yapmak suretiyle
zilyet bulunduğunu bildiği ve bilebilecek durumda olduğu cihetle iktisabında
iyiniyetli sayılamayacağı anlaşılmıştır. Bu itibarla ve 14.2.1951 günlü, 17/1
sayılı İçthadı Birleştirme Kararı gereğince iyiniyet iddiasında
bulunamayacağı belirmiş olan kimse Medeni Kanunun 931. maddesinden
yararlanamaz. Mahkemece; bu yönler gözönünde tutularak, tapu dışı olarak
yapılan bağış akdine ve zilyetliğe değer verilerek taşınmazın davalı Esma
adına tapuya tescili yoluna gidilmesi isabetlidir. Bu nedenlerle, yerinde
görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün (ONANMASINA), 7700 lira
onama ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 16.9.1991 gününde oybirliği
ile karar verildi.
|