 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Dördüncü Ceza Dairesi
E. 1991/120
K. 1991/1709
T. 14.3.1991
* KONUT DOKUNULMAZLIĞINI BOZMAK
ÖZET : Üç fail mağdurun konut dokunulmazlığını bozmuştur. Bu eylem, TCK.nun
193/1. maddesine uygun suçu oluşturur.
(765 s. TCK. m. 193/1)
Silahla yaralama ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından sanıklar Abdullah
hakkında, Türk Ceza Yasasının 456/4, 457/1, 193/1, 59/2, 71., 647 sayılı
Kanunun 4. maddeleri uyarınca 27.300 lira ağır para cezasıyla hükümlülüğüne
ilişkin, (Yahyalı Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 1990/37 esas, 1990/154
karar sayılı ve 23.5.1990 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanık
Abdullah tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan, Yargıtay C.
Başsavcılığı'nın 18.1.1991 tarihli bozma isteyen tebliğnamesiyle 24.1.1991
tarihinde daireye gönderilen dava dosyası, başvurunun nitelik ve kapsamına
göre görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve
gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Sanığa yükletilen konut dokunulmazlığını bozma ve bıçakla yaralama
eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin
sanık tarafından işlendiğinin yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu
saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların
temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri
değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen
verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve yasada öngörülen suç tiplerine
uyduğu,
Cezaların yasal bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanık Abdullah'ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş
olmakla, tebliğnameye aykırı olarak TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE
HÜKÜMLERİN (ONANMASINA), 14.3.1991 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
* Olay günü kararı temyiz edenle birlikte üç fail, mağdurun konut
dokunulmazlığını bozmuşlardır.
Mahkeme, üç kişinin T.C. Yasasının 193/2. madde ve fıkrasında geçen "birçok
kimse" terimine girmediği görüşüyle, fail çokluğuna dayalı nesnel
ağırlaştırıcı nedeni uygulamamış, sanıklar aynı maddenin ilk fıkrasına göre
cezalandırılmıştır.
"Birkaç kimse" terimi en az üç, "birçok kimse" terimi ise en az dört kişiyi
anlatır" yolundaki ve mahkeme kararına temel olan yerleşik yargısal görüş,
yanlış verilere, daha doğrusu sanılara dayandığı için kanımca yerinde
değildir.
Gerçekten, T.C. Yasasının 188/3. maddesi 6123 sayılı Yasa ile değiştirilmeden
önce, 480 ve 482. maddelerinde "bir kaç kişi" 193/2. maddesinde ise "bir çok
kimse(ler)" terimleri geçmekteydi. Yasa çoğu maddelerde kişi sayısını belli
ettiği halde, bu hükümlerde sayı yerine birden çok kişiyi anlatan bu
terimleri kullanmıştır.
Bir çeviri metin olan T.C. Yasasındaki bu terim kargaşalığına, Kaynak İtalyan
Ceza Yasasında rastlanılmamaktadır.
Gerçekten, 1889 tarihli İtalyan Ceza Yasasının, Türk Ceza Yasasının 188/3,
193/2, 480. ve 482. maddelerinin aslını oluşturan hükümlerinde (md. 154.
ayrıca 155/son, 157/2, 393 ve 395) tam bir terim birliği bulunmakta ve
"ikiden çok kişi (pi porsona)" denilmektedir. 1930 tarihli İtalyan Ceza
Yasasında da (md. 339/1, 662, 594/son, 595/1) durum aynıdır.
Bundan başka Kaynak İtalyan Ceza Yasasında geçen "biri görünür biçimde silahlı
birden çok kişi" ve "kılık değiştirmiş birden çok kişi" terimleri (md. 408)
Türk Ceza Yasasına "biri görünür şekilde silahlı bulunan ikiden ziyade
kimseler" ve "kıyafetini tebdil etmiş olan şahıslar" olarak çevrilmiştir
(Türk Ceza Yasası, md. 497/2).
Maino şerhindeki çeviriler de, tıpkı T. Ceza Yasasında olduğu gibidir. Bunun
anlamı ise şudur: Şerhteki Yasa metni de aynı biçimde çevrildiğine göre,
Kaynak Yasa T. Ceza Yasasına değiştirilerek değil, çevrilerek aktarılmıştır.
Görülüyor ki, Kaynak İtalyan Ceza Yasasında geçen "birden çok kişi" (pi
persone) terimi, T. Ceza Yasasına ve Maino şerhine, kimileyin "birkaç kişi"
(md. 188/3, 480, 482), kimileyin "ikiden çok kimse" ve "kişiler" (md. 497/2),
kimileyin de inceleme konusu hükümde (md. 193/2) olduğu gibi "birçok kimse"
biçiminde çevrilmiş bulunmaktadır.
İtalya'da öğreti ve Yargı kararları 1891 yılından bu yana T. Ceza Yasasına
başka başka karşılıklarla çevrilen "pi persone" terimini, "iki ya da daha
çok kişi" olarak anlayıp algıladığı ve uyguladığı halde, Türkiye'de tutarsız
çevirinin de etkisiyle, "birkaç" ve "birçok" terimleri arasında anlamlı
farklar arama çabasına girilmiş; sonunda da, birincisinin "üç", ikincisinin
"dört" anlamına geldiği yolunda bir görüşe ulaşılmıştır. Bununla da
kalınmamış, Yargıtay'ın yerinde olmayan bu görüşü, 6123 sayılı Yasa ile T.C.
Yasasının 480. ve 482. maddeleri yeniden düzenlenirken, "birkaç" sözcüğü "üç"
olarak değiştirilmiş, böylece yanlışlık yasallaştırılmış; bir başka deyişle,
bilimi uygulamaya yansıtarak gerçeği bulmak yerine, yanlış uygulamayı
bilimselleştirme yöntemi seçilmiştir.
Oysa, izlenecek yöntem ve yapılacak iş bellidir. Aynı metni aynı kişi
çevirdiğinde bile, her çevirdiğinde aynı sözcükleri başka başka çevirmenin
doğal ve olası bulunduğu, nitekim İtalyan Ceza Yasası ve Maino şerhi gibi
birden çok kişinin işbölümüyle çevrilen yapıtlarda bunun daha çok olacağı
gözetilmeli, kaynak Yasadaki sözcüklere bakılarak yorum yapılmalıydı. Bu
yapılmadığı için ulaşılan sonuç, hem Yasada olmayan bir sınırlamayı getirdiği
ve hem de yorum kurallarına aykırı olduğu için, tutarlı olmamıştır.
Unutulmamalıdır ki, T.C. Yasası benimseme (iltibas) ve çeviri yoluyla alınmış
bir yasal metindir. Çeviri yanılgılarını ve tutarsızlıklarını düzeltici yorum
(interprtation corrective) yoluyla düzeltmek yalnızca olanaklı değil, zaman
zaman zorunludurda. Kaynak Yasadaki "veya" bağlayıcının bu yolla "ve" olarak
düzeltilmesi bunun tipik örneğidir. Çünkü, Türk Ceza Yasası Kaynak Yasadan
açıkça gerekçe gösterilmeksizin ayrılmadığı, madde metinlerinde, Türk Yasa
koyucusunun İtalyan Yasa koyucusuyla irade birliği içinde oluduğundan kuşku
yoktur. Bu yüzden, Kaynak İtalyan Ceza Yasasının metin ve gerekçelerinden
yararlanmak zorunludur.
Belirtilen nedenlerle "birkaç, birçok" sözcüklerin T. Ceza Yasasında, kaynak
Yasadaki gibi "iki ya da daha çok" anlamına geldiği görüşü benimsenmeli;
Yasadaki tutarsızlığa son verilmeli, terim birliği sağlanmalıdır.
Olayımızda, iki ya da daha çok sanık (üç kişi) konut dokunulmazlığını bozmuş
ve böylece T.C. Yasasının 193/2. madde ve fıkrasında öngörülen ve nesnel
ağırlaştırıcı neden olan fail çokluğu gerçekleşmiştir.
Karar, C. Yargılama Yasasının 326. maddesi gözetilerek b o z u l m a l ı d ı
r.
Sami SELÇUK
Başkan
|