 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onuncu Hukuk Dairesi
E. 1991/1100
K. 1991/1731
T. 26.2.1991
* TESBİT DAVASI
* BAĞ-KUR SİGORTALISI
ÖZET : Bir kimsenin zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılabilmesi için sadece
gelir vergisi mükellefi olması yeterli değildir. Kendi nam ve hesabına
bağımsız çalışması da zorunludur.
(1479 s. Bağ-Kur K. m. 25/a)
Davacı, 14.4.1980 tarihinden itibaren Sosyal Sigortalar Kurumu'na tabi
sigortalı olduğunun kabul ve tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin
süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen
raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve
aşağıdaki karar tesbit edildi:
Davada sonuç olarak, 14.4.1980 tarihinden itibaren zorunlu Bağ-Kur sigortalısı
sayılmayacağının tesbiti ile bu dönemle ilgili aidat isteme işleminin iptali
istenmiştir.
Davacının 2.1.1973 tarihli giriş bildirgesi ile Bağ-Kur'a kayıt ve tescil
edildiği, şoförlük mesleği nedeniyle 4.9.1972-28.4.1987 tarihleri arasında
gelir vergisi mükellefi olduğu, 14.4.1980-10.10.1982 ve 25.6.1985-31.12.1989
tarihleri arasında hizmet akdi ile çalıştığı ve primlerinin Sosyal Sigortalar
Kurumu'na ödendiği dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır.
Bir kimsenin zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılabilmesi için sadece gelir
vergisi mükellefi olması yeterli olmayıp, kendi nam ve hesabına bağımsız
çalışması da koşuldur. Gelir vergisi mükellefi olanların mükellefiyetlerini
gerektiren faaliyetlerine son verdikleri anda, Bağ-Kur sigortalılıklarının
sona ereceği 1479 sayılı Kanunun 25/a maddesi hükmü gereğidir. Vergi kaydı
silinmese dahi bağımsız çalışmaya son verildiği anda Bağ-Kur sigortalılığı
sona ereceği açıktır.
Davacı 4.9.1972 tarihinden beri gelir vergisi mükellefi olup 31.12.1972
tarihinden itibaren Bağ-Kur'a kayıt ve tescil edilmiş ise de, 14.4.1980
tarihinden itibaren hizmet akdi ile çalışmaya başlamış ve anılan tarihten
itibaren Sosyal Sigortalar Kurumu'na da primleri ödenmiştir. Hizmet akdi ile
çalışmaya başlamak, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmaya son verildiğinin
karinesi olup, aksi, davalı Kurum'ca iddia ve isbat edilmemiştir. Bu nedenle,
Bağ-Kur sigortalılığının 14.4.1980 tarihinde sona erdiğinin kabulü
isabetlidir. Ne var ki, Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan getirtilen kayıtlara
göre davacının 10.10.1982-25.6.1985 tarihleri arasında hizmet akdi ile
çalışması olmadığı ve bu dönem için Sosyal Sigortalar Kurumu'na prim de
ödenmediği, bu dönemde gelir vergisi mükellefi bulunduğu anlaşılmaktadır.
Anılan dönemde hizmet akdi ile çalışması bulunmaması, gelir vergisi ödemiş
olması kendi nam ve hesabına çalışması olduğunun karinesidir. Aksinin davacı
tarafından kanıtlanması gerekir. Hizmet akdi ile çalışması bulunmayan, aksine
gelir vergisi ödenen 10.10.1982-25.6.1985 dönemi için taraf delilleri
toplanmadan ve bu dönemde kendi nam ve hesabına bağımsız çalışması
bulunmadığı saptanmadan 10.10.1982-15.6.1985 dönemi içinde Bağ-Kur
sigortalısı olmadığının tesbitine karar verilmiş olması usul ve yasaya
aykırıdır.
Mahkemece yapılacak iş, 10.10.1982-25.6.1985 döneminde davacının kendi nam ve
hesabına bağımsız çalışması bulunup bulunmadığı konusunda taraflardan
delilleri sorulup gösterilecek deliller toplanarak anılan dönemde bağımsız
çalışması olmadığının saptanması halinde bu dönem içinde davanın kabulüne,
aksi takdirde bu dönemle ilgili istemin reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden tüm istemin kabulü usule ve
yasaya aykırıdır.
O halde, davalı Bağ-Kur'un bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli,
hüküm bozulmalıdır.
S o n u ç : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA),
26.2.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|