 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Altıncı Hukuk Dairesi
E. 1991/10883
K. 1991/10610
T. 20.9.1991
* TAHLİYE DAVASI
ÖZET : 6570 sayılı Yasanın 7/b-c-ç maddelerine dayanan tahliye davasının,
anılan yasa maddeleriyle, İcra ve İflas Kanununun 272. maddesinin kıyasen
uygulanması ve yerleşmiş içtihatlar uyarınca kira akdinin hitamını takip eden
bir ay içinde açılması gerekir. Daha önce veya bir aylık dava açma süresi
içinde tahliye iradesi kiracıya bildirilmişse, bu irade açıklaması süreyi
koruyacağından bu bildirimi takip eden dönemin sonuna kadar dava açma hakkı
saklı tutulmuş sayılır. Bu gibi durumlarda akdin başlangıcı olan ayın
kirasının ihtirazi kayıtla alınıp alınmaması önemli değildir. Bu cihet kamu
düzenine ilişkin olduğu için davalı tarafça ileri sürülme şartı
aranmaksızın mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.
(6570 s. GKK. m. 7/b-c-ç) (2004 s. İİK. m. 272)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalılar
tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar
okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, yeniden inşaat sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, istem gibi karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz
edilmiştir.
6570 sayılı Yasanın 7/b-c-ç maddelerine dayanan tahliye davasının, anılan Yasa
maddeleriyle İcra ve İflas Kanununun 272. maddesinin kıyasen uygulanması ve
yerleşmiş içtihatlar uyarınca kira akdinin hitamını takip eden bir ay içinde
açılması gerekir. Daha önce veya bir aylık dava açma süresi içinde tahliye
iradesi kiracıya bildirilmişse bu irade açıklaması süreyi koruyacağından bu
bildirimi takip eden dönemin sonuna kadar dava açma hakkı saklı tutulmuş
sayılır. Bu gibi durumlarda aktin başlangıcı olan ayın kirasının ihtirazi
kayıtlı alınıp alınmaması önemli değildir. Bu cihet kamu düzenine ilişkin
olduğu için davalı tarafca ileri sürülme şartı aranmaksızın mahkemece
kendiliğinden nazara alınması gerekir.
Davanın süresinde açılıp açılmadığının tesbiti için öncelikle aktin başının,
süresinin, böylece sona eriş tarihinin bilinmesi icabeder. Davacının bu
tarihleri bildirmesi gerekir. Davalı karşı çıkarsa bu cihetin bir hadise
olarak çözümlenmesi, bu konuda tanık dahil taraf delillerinin toplanması
gerekir.
Olayımızda; taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi yoktur. Davacılar kira
aktinin başlangıç tarihini belirtmişlerse de aktin süreli olduğu yolunda hiç
bir açıklamada bulunmamışlardır. Davalılar 11.3.1991 tarihli dilekçelerinde
ve duruşmada kira sözleşmesinin 28 Şubat başlangıç tarihli olduğunu
bildirmişler ve fakat yine süre hakkında bir açıklamada bulunmamışlardır. Bu
itibarla, yukarıda belirtildiği üzere öncelikle aktin süreli olup olmadığının
saptanması ve başlangıç tarihi hususundaki uyuşmazlığında giderilmesi
gerekir. Akit süreli ise; davanın süresinde açılıp açılmadığı yukarıda
açıklanan esaslara göre tesbiti gerekir. Taraflar arasındaki akit süreli
değilse, BK.nun 262. maddesinde feshi ihbar koşulunun yerine getirilip
getirilemediğinin araştırılıp, buna göre davanın süresinde açılıp
açılmadığının saptanması icabeder.
Bu nedenle, açıklanan hususlar hakkında taraf delillerinin toplanması ve
sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bundan zuhul olunması isabetsiz
görüldüğünden hükmün bozulması icabetmiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile
HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin
alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 20.9.1991 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
|