 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Üçüncü Hukuk Dairesi
E. 1991/10032
K. 1991/9345
T. 30.9.1991
* KAMULAŞTIRMASIZ ELATMA
* TAPU İPTALİ
* HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
ÖZET : Tapu iptali davası ve bunun sonucuna göre dava konusu taşınmazın tapu
kaydının davacılar adına kesinleşmesi olgusunun, hak düşürücü sürenin
işlemesine olumsuz bir etkisi bulunmayacağının kabulüyle 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanununun 38. maddesi hükümleri doğrultusunda inceleme ve
değerlendirme yapılarak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekir.
(2942 s. Kamulaştırma K. m. 38)
Dava ve birleştirilen dava dilekçelerinde kamulaştırmasız elatma nedeniyle
toplam 378.326.500 lira bedelin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan
tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın 362.701.000 liralık bölümünün
kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması
davalı temsilcisi tarafından istenilmekle; dosyadaki bütün kağıtlar okunarak,
tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip gereği düşünüldü:
Mahkemece, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 38. maddesinde öngörülen 20
yıllık hak düşürücü süreye başlangıç olarak dava konusu taşınmazın tapu
kaydının davacılar adına kesinleştiği tarih esas alınmış ve bu tarih ile dava
tarihi arasında anılan sürenin geçmediği sonucuna varılarak davanın kısmen
kabulü yolunda hüküm kurulmuştur.
Oysa, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 38. maddesinde öngörülen 20 yıllık
hak düşürücü sürenin, taşınmaz mala elkoyma tarihinden başlayacağı açık bir
biçimde belirtilmiş bulunmaktadır.
O halde, sözü edilen tapu iptali davası ve bunun sonucuna göre dava konusu
taşınmazın tapu kaydının davacılar adına kesinleşmesi olgusunun, hak düşürücü
sürenin işlemesine olumsuz bir etkisi bulunmayacağının kabulüyle 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanununun 38. maddesi hükümleri doğrultusunda inceleme ve
değerlendirme yapılarak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken,
belirtilen şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Kabul şekli bakımından da, bedeline hükmedilen dava konusu parselin tapu
kaydının 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun 23. maddesi uyarınca Hazina
adına geçirilmesi gerekirken, bu cihetin düşünülmeyerek davalı Jandarma Genel
Komutanlığı namına tescil kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde
hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan
kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve şimdilik
diğer yönlerin incelenmesine mahal olmadığına ve Yargıtay duruşmasında
vekille temsil edilen davalı taraf için yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari
Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 24.800 lira vekalet ücretinin
davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine, 30.9.1991 gününde oybirliğiyle
karar verildi.
|