 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu
E. 1991/10-245
K. 1991/347
T. 12.6.1991
* SİGORTALILIK SÜRESİ
* İTİBARİ HİZMET SÜRESİ
ÖZET : Azotlu gübre sanayiinde çalışan davacının, salt olarak, zehirli gaz ve
maddelerle çalışması olgusuna dayanılarak 1.9.1977-1.10.1987 döneminde
yalnızca basım ve gazetecilik işkolu için tanınmış olan haktan
yararlandırılmasına hukuken olanak yoktur, ancak 1.10.1987 tarihinden sonrası
için itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerekir.
(506 s. SSK. ek m. 5)
Taraflar arasındaki "tesbit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;
(Samsun İş Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 15.6.1990 gün ve
573-260 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi
üzerine, Yargıtay Onuncu Hukuk Dairesi'nin 21.12.1990 gün ve 7236-11161
sayılı ilamı ile; (...22.5.1946 tarih, 26/9 sayılı İçtihadı Birleştirme
Kararına göre, kural olarak her hadisenin hukuki hükümleri o hadisenin vuku
bulduğu tarihte yürürlükte olan kanun hükümlerine tabidir. Ancak, kamu
düzeniyle ilgili bulunan veya metninde (makabline şamil olacağı) geriye
yürüyeceği belirtilen yasalar bunun ayrıcalığını teşkil eder. Davanın yasal
dayanağını oluşturan ve 3395 sayılı Kanunun 13. maddesi ile, 2098 sayılı
Kanunun ek 1. maddesine ilave edilen IV. bendinin geriye yönelik şekilde
uygulanacağı hususunda anılan yasada açık bir hüküm bulunmadığı gözetilmeden
aynı Kanunun 18. maddesinde yazılı yürürlük tarihi yerine bahsi geçen bendin
geriye yönelik şekilde 1.9.1977 tarihinden itibaren sonuç doğuracak biçimde
uygulanmış ve hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle
bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda;
mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: 1- Davalı vekili.
2- Davalı SSK. vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği
anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, davacının, S........... Gübre
Sanayii A.Ş.'ne ait işyerinde 1.9.1977-1.10.1987 günleri arasındaki
çalışmalarından dolayı 506 sayılı Kanunun ek 5. maddesinde öngörülen itibari
hizmet süresinden yararlanıp yararlanamayacağı konusundadır.
Azotlu gübre sanayiinde kimi çalışanlara itibari hizmet süresinden yararlanmak
hakkı 3395 sayılı Kanunun özel hükmüyle 1.10.1987 tarihinden başlayarak
tanınmış bulunduğu ve kanun hükmünün geriye yürütülemeyeceği konuları
mahkemenin kabulü altındadır. Ancak mahkeme, belirtilen tarihten önceki
çalışmalar yönünden 506 sayılı Kanuna 2098 sayılı Kanunla eklenen ek 1. (3520
sayılı Kanunla yapılan numaralamaya göre ek 5.) maddenin 11. bendinin (a)
işaretli alt bendi hükmüne dayanarak davacıya bu dönem için de itibari hizmet
süresinden yararlanma hakkı tanımıştır. Gerçekten de anılan (a) bendinde,
"solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz veya diğer zehirleyici maddelerle"
çalışma hali, itibari hizmet süresinde yararlanma nedeni olarak öngörülmüş
olup, davacının çalışmalarının da belirtilen, koşullar altında geçtiği dosya
içeriğinden anlaşılmaktadır. Ne varki, (a) bendin de yazılı fiziksel koşulun
gerçekleşmesi, sözü edilen haktan yararlanmak için tek başına yeterli
değildir. Bu koşulla birlikte (a) bendini de kapsayan (11) işaretli ana bent
hükmüne göre, ayrıca, "basım ve gazetecilik işyerinde" çalışır olmak
koşulunun da gerçekleşmesi gerekir. Kanunun açık hükmü ve Yargıtay'ın
kökleşmiş içtihatları ve mahkemelerin genelde uygulaması bu doğrultudadır.
Nitekim, 3395 sayılı Kanuna ilişkin tasarının Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nde görüşülmesi sırasında, zehirli gaz ve maddelerle çalışan başka iş
kollarının da bulunduğuna işaret edilerek orada çalışanlara da aynı hakkın
tanınması önerilmiş ise de, konunun hazırlık çalışmasını gerektirdiği
belirtilerek, önerilen geniş kapsamlı düzenleme ileri tarihlere bırakılmış,
bu hakkın yalnızca gemi adamları ile azotlu gübre ve şeker sanayiinde
çalışanlara tanınmasıyla yetinilmiştir (Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
20.6.1987 günlü, 121. Birleşim Tutanağı, Dergi s: 206-209). Bundan başka
Ankara Birinci İş Mahkemesince, sözü geçen ek maddenin alt bentlerinde yazılı
koşullarla çalışan sigortalılar arasında eşitliğin sağlanması amacıyla, bu
hakkı kimi işkoluna özgü biçimde ve sınırlı olarak verilmesine, yol açan I,
II, III ve IV. bentlerin işkolunu belirleyen ibarelerinin iptali istemiyle
itiraz yoluna başvurulmuş ise de, Anayasa Mahkemesi'nce itiraz, diğer
sigortalıların da bu haktan yararlanmaları doğrultusunda her zaman yeni
düzenlemeler yapılabileceği görüşüyle reddedilmiştir. (Anayasa Mahkemesi'nin
2.5.1989 günlü 52/19 sayılı Kararı, Resmi Gazete'nin 4 Ocak 1990 günlü
sayısı).
Açıklanan yasama evreleri, Anayasa Mahkemesi kararı ve nihayet kanunun açık
hükmü karşısında; davacının, salt olarak, zehirli gaz ve maddelerle çalışması
olgusuna dayanılarak, 1.9.1977-1.10.1987 döneminde yalnızca basım ve
gazetecilik işkolu için tanınmış olan haktan davacının da yararlandırılmasına
hukuken olanak bulunmadığı yönü belirgin biçimde ortaya çıkmaktadır. Şu
halde, azotlu gübre sanayiinde çalışmakta olan davacının, ancak, 1.10.1987
tarihinden sonrası için itibari hizmet süresinden yararlandırılması
gerekirken, daha önceki dönemi de kapsar biçimde hüküm kurulması, doğru
değildir. O itibarla Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma
kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya
aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S o n u ç : Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme
kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden
dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz
peşin harcının geri verilmesine, 12.6.1991 gününde oybirliği ile karar
verildi.
|