 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1990/9-232
K. 1990/247
T. 20.10.1990
* DİRENME KARARI
* YARGITAY CEZA GENEL KURULU'NUN
BOZMA KARARI
ÖZET : Önceki aşamada Yargıtay Ceza Genel Kurulu'n-ca verilen karar, bir bozma
kararıdır. Bu bozma kararı ile, direnme hükmü tamamı ile ortadan kalkmıştır.
Özellikle imzasız tutanağın içeriği hiçbir şekilde Özel Dairece incelenip
değerlendirilmiş bir tutanak şeklinde kabul edilemez. Aksi taktirde, imza
eksikliğinden bozmanın hukuki değer ve anlamı kalmaz. Ceza Genel Kurulu'nun
kararından sonra, yerel mahkeme; yeni ve değişik bir hüküm kurmakta
serbesttir. Nitekim, Ceza Genel Kurulu kararında açıklanan bozma nedenlerini
yerine getirerek, yeni bir hüküm kurulmuştur.
Hukuken yeni olan bu hükmün Özel Dairece incelenmesi gerekir.
(1412 s. CMUK. m. 321, 326)
Milli duyguları zayıflatmak ve yok etmek amacıyla propoganda yapmak ve
Devletin kişiliğine karşı suç işlemek suçlarından sanıklar; Zeki, Zihni
Mustafa, Mehmet, Pembe ve Neşet'in milli duyguları zayıflatmak ve yok etmek
amacıyla propoganda yaptıklarını kabul ederek TCY.nın 142/3, 59. maddesi
uyarınca dörder yıl ikişer ay ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına
ilişkin, (Kayseri Devlet Güvenlik Mahkemesi)nce 10.5.1989 gün ve 7-7 sayı ile
verilen hükmün sanıklar vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen,
Yargıtay Dokuzuncu Ceza Dairesi, 20.10.1989 gün ve 2396-4226 sayı ile;
(Suça konu telgraf metnine, savunmayı doğrulayan Van Emniyet Müdürlüğü'nün
30.3.1979 günlü yazısına nazaran yüklenen suçun yasal unsurları itibariyle
oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması) isabetsizliğinden
hükmü bozmuş,
Yerel Mahkeme ise, 31.1.1990 gün ve 36/1 sayı ile; karar yerinde yazılı
gerekçe ile önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün sanıklar vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay Ceza Genel
Kurulu, 2.4.1990 gün ve 80/101 sayı ile;
(Kısa kararın yazıldığı 31.1.1990 günlü oturuma ilişkin tutanağın tutanak
yazıcısı tarafından imzalanmaması, CYUY.nın 264. maddesine aykırı
görüldüğünden bu sebeple direnme hükmünün bozulmasına) karar vermiş,
Yerel Mahkeme ise, 13.6.1990 gün ve 11/14 sayı ile; bozma gereğini yerine
getirerek aynı gerekçe ile önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de sanıklar vekili tarafından süresinde temyizi üzerine, dosya C.
Başsavcılığı'nın "Bozma" istekli 30.7.1990 gün ve 3208 sayılı tebliğnamesiyle
Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
31.1.1990 gün ve 36/1 sayılı direnme hükmünün, Ceza Genel kurulu'nun 2.4.1990
gün ve 80/101 sayılı kararıyla bozulması üzerine, Yerel Mahkeme, bozma
gereğini yerine getirdikten sonra yeniden aynı kararı vermiştir.
Öncelikle üzerinde durulması gereken husus Yerel Mahkemenin son uygulamasının
direnme kararı olup olmadığının belirlenmesidir.
Önceki aşamada Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nca verilen karar bir bozma
kararıdır. Bu bozma kararı ile direnme hükmü tamamı ile ortadan kalkmıştır.
Özellikle imzasız tutanağın içeriği hiçbir şekilde Özel Dairece incelenip
değerlendirilmiş bir tutanak şeklinde kabul edilemez. Aksi takdirde imza
eksikliğinden bozmanın hukuki değer ve anlamı kalmaz. Ceza Genel Kurulu'nun
bozma kararından sonra, Yerel Mahkeme yeni ve değişik bir hüküm kurmakta
serbesttir. Nitekim, Ceza Genel Kurulu kararında açıklanan, bozma nedenlerini
yerine getirerek, yeni bir hüküm kurmuştur. Hukuken yeni olan bu hükmün Özel
Dairece incelenmesi gerekir. Aksi halde, yeni olan bu kararı Özel Daire
incelemeden; Ceza Genel Kurulu'nun incelenmesi gibi bir durum ortaya çıkar ki
buna usul hukuku elverişli değildir.
Önceki aşamada hükmü bozmakla Özel Dairenin görüşü belli olmuştur, tekrar
inceleme yapmasının usul ekonomisine aykırı olarak, davayı gereksiz yere
uzatacağı gibi bir görüşe katılmak olanaklı değildir. Çünkü, Özel Daire
görüşünde her zaman bir değişiklik olabileceği gibi, davaların uzamasını
önlemek amacı ile olsa bile, usul yasasının emredici hükümleri gözardı
edilemez. Nitekim Ceza Genel Kurulu'nun yerleşmiş görüşü bu yöndedir. Bu
nedenle hukuken yeni olan bu kararın öncelikle Özel Dairece incelenmesi
gerekir.
Bu itibarla, dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar
verilmelidir.
S o n u ç : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkemenin son uygulaması yeni bir
karar niteliğinde olduğundan, temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın
Yargıtay Dokuzuncu Ceza Dairesi'ne gönderilmesine, 22.10.1990 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
|