 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
90/8969 90/14161
ÖZET: Tam kusurlu eş.
Taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda
mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
Bilindiği gibi genel boşanma nedeniyle ilgili Medeni Kanunun
l34.maddesinin eski şeklinde (ifadesinde) şiddetli geçimsizliğe ilişkin
boşanma davası ilke (unsur) olarak doğrudan kusura dayanmıyor görünsede
ikinci fıkrası ile dava hakkını kusuru olmayan yada daha az olan tarafa
tanımak suretiyle kusuru gizli bir unsur haline getirmiştir. Nitekim ilk
bakışta dava hakkına yönelik görünsede söz konusu l34.maddesinin eski
biçiminde kusura ilişkin hükmün böylesine "katı bir tarzda uygulanması
şikayetlerin odak noktasını teşkil" etmişti. (3444 sayılı kanunun hükümet
tasarısı 4.madde gerekçesi) İşte bu ve benzer düşüncelerle 3444 sayılı kanun
M.K.nun l34.maddesini değiştirirken kusur meselesinden doğan güçlüğü önemli
ölçüde hafifletmiş, kusur yerine evlilik birliğinin onarılmaz bir biçimde
sarsılmasına önem vermiş özetle kusurlu eşede dava açma hakkı tanımıştır.
Ne varki bu değişikliği tamamen kusurlu eşinde dava açabileceği ve
yararına boşanma hükmü edle edebileceği biçiminde yorumlamak ve
değerlendirmemek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce kimsenin kendi
eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemiyeceği temel
hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek
taraflı irade ile sistemimizin kabul etmediği bir boşanma olgusu ortaya
çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve
davranışı söz konusu olmadan evlilik birliğini devamı beklenmeyecek derecede
temelinden sarsar sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma
doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.
Öyle ise Medeni Kanunun l34.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için
tamamen yada hiçbir kusursuz olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan
tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi
için davalının çok azda olsa, belli bir kusurunun varlığı ve bunun
ispatlanması kaçınılmazdır.
Olayımızda ise mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamı eşlerden
beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığını kuşkusuzdur. Ne varki bu
sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış
olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Davacının zinası
üzerine davalının şikayetini geri alması kusurlu davranış olarak
nitelendirilemez. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddine karar
verilmesi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek
boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA
28.l2.l990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
İ.Y.Ömeroğlu T.Alp A.N.Tuncer H.Dinç İ.Demirkıran
|