 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onüçüncü Hukuk Dairesi
E. 1990/8778
K. 1991/4492
T. 25.4.1991
* TAHKİM
ÖZET : Bir davanın tahkim usulü ile rüyet edilip edilmeyeceğine ilişkin
uyuşmazlık, mahkeme tarafından çözümlenir.
Tahkim sözleşmesi veya şartı; borçlar hukuku anlamında bir akit olduğu için,
akitlere ilişkin genel şartların tahkim sözleşmesinde de bulunması ve
aranması gerekir. Özellikle, sözleşme özgürlüğünü olumsuz biçimde sınırlayan
nedenleren BK.nun 19 ve 20. maddeleri tahkim sözleşmesinin geçerlilik
incelemesi sırasında doğrudan gözönünde tutulmalıdır.
(1086 s. HUMK. m. 519) (818 s. BK. m. 19, 20)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda
yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine yönelik olarak
verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya
incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı; "domates üretme-satma ve satın alma" sözleşmesine göre davalı şirketin
mühendis ve danışmanlarının talimatları doğrultusunda tüm bilgi, beceri ve
ihtimam ile domates ürettiğini, ancak davalının hatalı üretim tekniği sonucu
Gitana cinsi Sonbahar ekim dönemi koşullarına uygun olan fideleri, tek ekim
dönemi (Kış dönemi) için verdiğinden fidelerin ekim dönemine uyum
sağlayamadığını, bu nedenle fidelerde 4 ve 5. salkıma kadar olan domateslerin
kalitesiz hale geldiğini ileri sürerek, tamamen davalının kusurlu
davranışından kaynaklanan verim ve kazanç kaybı 15.385.320 TL. tazminatın
tahsilini istemiştir.
Davalı, sözleşmenin (II). maddesiyle ortaya çıkacak her türlü anlaşmazlıkların
tahkim (hakem) usulüyle çözümleneceğinin kararlaştırıldığını, hakem yoluna
başvurulmadan açılan davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, sözleşmedeki tahkim şartına göre davanın hakem yargılaması ile
görüleceği benimsenmiş, görevsizlik kararı verilmiştir.
Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava mahkemede açılmış, davalı cevap süresi içinde davaya tahkim yolu ile
(hakemlerde) bakılması gerektiği hakkında tahkim itirazında bulunmuştur.
Taraflarca imza altına alınan "domates üretme, satma ve satın alma" başlıklı
sözleşmenin (II). maddesinde; "iş bu sözleşmenin uygulanması veya
uygulanmaması yüzünden ortaya çıkacak her türlü anlaşmazlık, zarar-ziyan ve
kar mahrumiyeti tesbit ve çözümü HUMK.unda belirtilen tahkim (hakem) usul ve
yoluyla yapılacaktır. Yetkili yer Antalya veya Ankara olup seçme hakkı
alıcınındır" hükmü yer almaktadır. Anılan madde ile tarafların sözleşme
içinde tahkim şartı kararlaştırdıkları açık ve seçik belirgin olmaktadır.
Bir davanın tahkim usulü ile rüyet edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık
mahkeme tarafından çözümlenir (HUMK. m. 519). Bu uyuşmazlık, dava konusunun,
belli bir tahkim sözleşmesinin veya şartının kapsamına girip girmediği veya
bu konuda geçerli bir tahkim sözleşmesi veya şartı bulunup bulunmadığının
tesbitine ilişkindir. Diğer bir anlatımla, önündeki davada tahkim def'i ile
karşılaşan mahkeme bu def'iye temel teşkil edecek geçerli bir tahkim
sözleşmesinin var olup olmadığını diğer dava şartlarında olduğu gibi re'sen
inceleyecektir.
Tahkim sözleşmesi veya şartı; borçlar hukuku anlamında bir akit olduğu için,
akitler için genel şartların tahkim sözleşmesinde de bulunması ve aranması
gerekir. Özellikle sözleşme özgürlüğünü olumsuz biçimde sınırlayan
nedenlerden BK.nun 19 ve 20. maddeleri tahkim sözleşmesinin geçerlilik
incelemesi sırasında doğrudan gözönünde tutulacaktır.
Tahkim sözleşmesinin ahlaka aykırı olması halinde geçerliğinden söz edilemez.
Bu hal genellikle tahkim sözleşmesinde bir tarafın diğeri üzerinde
(olayımızda göründüğü gibi davalı şirketin davacı üretici üzerinde) ekonomik
ve sosyal üstünlüğünü kullanarak tahkim sözleşmesinde eşitliği kendi lehine
bozacak hususlar kabul ettirmesi veya taraflardan birine hakemlerin yarıdan
fazlasını veya tamamının seçme imkanının verilmesi hallerinde kendini
gösterecektir (Dr. Yavuz Alangoya, Medeni Usul Hukukumuzda Tahkimin Niteliği
ve Denetlemesi, İstanbul-1973, Sh. 86).
Bu şekilde yapılan bir tahkim sözleşmesinin BK. m. 20 gereğince batıl
olacağında kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır.
Sözleşmenin (II). maddesinde hakem seçiminin tamamen ekonomik ve sosyal güce
sahip davalı şirket tekeline bırakıldığı anlaşıldığı gibi, davalı vekilinin
5.10.1990 günlü cevap dilekçesinde bu yönün önemle ve ısrarla vurgulandığı
görülmektedir. Tüm açıklanan maddi ve hukuki olgular altında sözleşmedeki
tahkim şartının mutlak butlanla geçersiz olduğunun kabulü zorunludur (BK. m.
20).
Bu durumda, taraflar arasında hukuken geçerli bir tahkim şartının varlığından
söz edilemeyeceği açıktır. Hal böyle olunca, geçersiz tahkim şartına
dayanılarak mahkemece görevsizlik kararı verilemez. Öte yandan, hakemler de
yetkileri (görevleri) dahilinde olmayan bir uyuşmazlık hakkında karar
veremeyeceklerdir (HUMK. m. 533/3).
Bu nedenlerle, mahkemenin görevsizlik kararı usule ve yasaya aykırıdır, bozma
nedenidir.
Mahkemece; işin esasına girişilmeli, tarafların delil ve karşı delilleri
toplanmalı, gerekirse uzman bilirkişiler aracılığı ile inceleme yapılmalı,
ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmelidir.
S o n u ç : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle davacı yararına
(BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 25.4.1991 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
|