 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
90/841 90/3344
ÖZET : İlk evlat edinenin ölümünden sonra evlatlık başka bir kişininde
evlatlığı olabilir. (Muhalefeti var)
Taraflar arasındaki evlatlık iptali davasının yapılan muhakemesi
sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun
sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre
davacıların temyiz itirazları yersizdir.
2- Evlat edinenin yada evlat edinilenin ölümü evlat edinme ilişkisini
sona erdirir. Mirascılar akitte taraf olmadıkça taraflardan birinin ölümüne
rağmen akdi ilişkinin hukuksal sonuç doğuracak bir biçimde devam ettiğinin
kabulü mümkün değildir. Nitekim evlat edinme sözleşmesinde böyle bir kapsam
nitelik söz konusu olmadığı için evlatlığın mirascı olması yada evlat
edinenin soyadını taşıması akdin devam ettiğini göstermez. Bütün bu
nedenlerledirki evlat edinenin ölümü üzerine evlat edinilenin bu kez bir
başkası tarafından evlat edinilmesi yasal bir engel bulunmamaktadır. Bu yön
gözönünde tutulmadan yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek yazılı
şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün ikinci bentte gösterilen sebeple davalı
yararına BOZULMASINA, davacıların tüm temyiz itirazlarının birinci bentte
gösterilen sebeple REDDİNE, 27.3.1990 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
İ.Y.Ömeroğlu N.K.Yalçınkaya Tahir Alp Ş.D.Kabukçuoğlu Hakkı Dinç
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Bir kimsenin iki kişi tarafından beraberce evlatlığa alınabilmesi,
ancak karı koca için mümkündür. (M.K.255) Kanunda yer alan beraberce sözünün
aktin yapıldıı anda anlamında olmadığı gibi evlatlık ilişkisi varken ikincisi
kurulamaz anlamında olduğu çoğunluk tarafından da kabul edilmektedir. Ancak
çoğunluk ölümle ilk evlatlık bağı sona erdiğinden yeni bir evlatlık akti
yapılması engelinin kalktığı görüşündedir.
Evlat edinme müessesesi Sun'i olarak bir nesep bağı kurulmasıa imkan
vermektedir. Kanunda açıkca başka türlü hüküm bulunmayan hallerde sahih nesep
bağının sonuçlarını doğurmaktadır. Bu sebepledir ki müessese (Nesebin sahih
çocuklar) başlığını taşıyan Medeni Kanunun yedinde babında düzenlenmiştir.
Böyle olunca, kanunda açıkca ayrık haklara sahip olduğu belirlenmedikçe,
evlatlığı sahih nesepli çocuk gibi görmek, ilişkinin hissi ve sosyal yönü ile
müessesenin hedefine ve ahlaki kurallara uygun düşer. Evlatlık ilişkisini
sırf akti bir ilişki olarak görmek gerçekçi olmaz.
Kanunda evlatlık ilişkisinin hangi hallerde sona ereceği
belirlenmiştir. Bunlar:
a- Evlat edinen ile evlatlığın anlaşarak sözleşmeyi fesih etmeleri
(M.K.258/1 cümle)
b) Hakimin kanunda belli edilen sebeplerle feshe karar vermesi
(M.K.258/2 cümle M.K. 457-460)
c) Bunların biri birleri ile evlenmeleridir. (M.K.l2l)
Kanunda ölümle evlatlık sözleşmesini sona ereceğine dair bir hüküm
olmadığına göre evlatlık bağı, evlat edinenin veya evlatlığın ölümü ile sona
ermez. (Prof.Dr.H.V.Velidedeoğlu Türk Medeni Kanunun Cilt ll.sf.355) Bu
sebeplerle evlat edinenin ölümü halinde evlatlığın başka bir kişi tarafından
evlat edinilmesinin mümkün olduğu yönündeki görüşüne katılmıyorum.
Üye
Tahir Alp
|