 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Birinci Hukuk Dairesi
E. 1990/8211
K. 1990/9036
T. 28.6.1990
* TAPU İPTALİ VE TESÇİL
* ÇEKİŞMELİ PAY
ÖZET : Satıcı üzerinde kalan çekişmeli payın ne sebeple bırakıldığı açıkca
saptanmalı ve böylece davacıların bu payı karşılıksız olarak isteyebilip
isteyemeyecekleri ortaya çıkarılmalıdır. Çekişmeli payın, yanların serbest
iradesi ile bırakıldığının, diğer bir deyişle bilinerek ve istenerek arsa
payı satışına dahil edilmediğinin anlaşılması ve binanın tamamı davacılara
satıldığının belirlenmesi, özellikle yeni bir kat çıkma olanağının
bulunmadığının ortaya çıkması durumunda ise, davalının üzerinde kalan payın
karşılığı saptanarak davacılara aktarılması yoluna gidilip gidilemeyeceği
değerlendirilmelidir.
(743 s. MK. m. 633, 642, 652)
Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tesçil davası sonunda, Yerel Mahkemece
verilen davanın reddine ilişkin karar yasal süre içerisinde davacılar vekili
tarafından temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacılar, 2817 parsel sayılı taşınmaza yaptırılan ana yapının tüm
dairelerinin imarca tasdiki ve dört kat esasına dayalı projesine göre satın
alınmasına karşın, satıcı olan davalının ilerde imar durumunda değişiklik
yapılarak kat çıkılmasına olanak tanınacağı düşüncesiyle tapuda bir kısım
payı (arsa payını) üzerinde bıraktığını ileri sürmüşler, davalının üzerinde
kalan çekişmeli payın iptaliyle adlarına tesçilini istemişlerdir. Gerçekten
davalının üzerinde kalan çekişmeli pay nedeniyle ana yapıda kat irtifakına
geçilemediği anlaşılmaktadır. Kuşkusuz, dört katlı projeye göre daire
satışları yapılmış bulunmasına rağmen arsa maliki yada vekili satılan
dairelere bağlantılı olarak verilmesi gereken, arsa payını alıcıları
(davacıları) hile ile hataya düşürüp gerçek oran dahilinde vermemiş ise,
davacıların açıkta kalan çekişmeli payi isteyebilme hakları doğacaktır.
Ancak, alıcılar ileride kat çıkılacağını kabul ederek daire almış ve tapuda
arsa payı edinmiş iseler taraf iradelerinin serbestçe satışı yapılan pay
üzerinde oluştuğunun ve satıcının üzerinde kalan payın karşılıksız olarak
davacılara aktarılamayacağının kabulü gerekecektir.
Müşterek mülkiyete tabi ana yapıda ileride kat çıkılması olanağının
doğmayacağı yada doğamayacağı anlaşıdığı takdirde kat irtifakının
sağlanabilmesi (kurulabilmesi) için uyuşmazlığa bir çözüm getirilmesinin
zarureti de ortadadır.
O halde, yukarıda değinilen yönler gözetilerek inceleme ve değerlendirme
yapılmalı, davalı (satıcı) üzerinde kalan çekişmeli payın ne sebeple
bırakıldığı açıkça saptanmalı ve böylece davacıların bu payı karşılıksız
olarak isteyebilip isteyemeyecekleri ortaya çıkarılmalıdır. Çekişmeli payın,
yanların serbest iradesi ile bırakıldığının, diğer bir deyişle bilinerek ve
istenerek arsa payı satışına dahil edilmediğinin anlaşılması ve binanın
tamamı-nın davacılara satıldığının belirlenmesi, özellikle yeni bir kat çıkma
olanağının bulunmadıığının ortaya çıkması halinde ise davalının üzerinde
kalan payın karşılığı saptanarak davacılara aktarılması yoluna gidilip
gidilemeyeceği değerlendirilmelidir.
Yerel Mahkemenin açıklanan hususları gözeten hükme yeterli bir soruşturma ve
değerlendirme yapmadan yazılı şekilde hüküm kurması doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen
nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan
harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.6.1990 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.
|