 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu
E. 1990/8-384
K. 1990/617
T. 5.12.1990
Özet : Aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine
dayanarak daha önce dava açılmış ve verilen hüküm kesinleşmiş ise, artık o
dava konusu hakkında kesin hüküm vardır. Aynı uyuşmazlık, yeni bir dava
konusu yapılamaz. Mahkemenin, kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözeterek
davayı esasa girmeden usulden reddetmesi gerekir.
Taraflar arasındaki "tescil" davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda; Kastamonu Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen
6.9.1988 sayılı kararın incelenmesi davalı Orman Genel Müdürlüğü vekili
tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Sekizinci Hukuk Dairesinin
28.11.1988 gün ve 16150-15863 sayılı ilamıyla; (...Tapulamaca davacının
murisi adına tapu kaydına istinatla 455, 458, 899 ve 919 parsel numarası ile
tesbit olunan taşınmazlar hakkında orman idaresi tarafından Kastamonu
Tapulama Mahkemesine vukuu bulan itiraz sonucunda bu mahkemece uyuşmazlık
konusu taşınmazların o zamanki usule göre orman olup olmadıkları Tarım
Bakanlığından sorulmuş ve orman sayılan yerlerden olduğu şeklinde karşılık
yazılar neticesi taşınmazlar orman olarak tesbit dışı bırakılmış ve bu
kararlar 3.6.1988 tarihinde tapulama mahkemesi kararları ile kesinleşmiştir.
Bundan sonra bölgede orman kadastrosu çalışmalarına başlanılmış ve
taşınmazlar tahdit sınırları içerisine alınmamıştır. Bu kerre, bu fiili durum
karşısında orman idaresinin itirazı sonucunda açılan dava idare tarafından
takip olunmayarak açılmamış sayılmasına şeklindeki hükümle sonuçlandırılmış
ve buna ilişkin karar da 1.4.1976 tarihinde kesinleşmiştir. Şimdi; bu davada,
dava konusu yapılan yerlerle az önce açıklanan Kastamonu Kadastro
Mahkemesinde açılıp sonuçlanan davalara konu olan yerlerin aynı yerler
olduğunda bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi bunun akside taraflarca ileri
sürülmemiştir. Kadastro Mahkemesince davacı murisi yönünden ittihaz olunan ve
aleyhine sonuçlanan kesinleşmiş karar halefiyet yoluyla mirasçısı şimdiki
davacıyı da bağlar. Esasen istemin kabulüne ilişkin önceki hükmün temyizi
sonu dairece yapılan inceleme sonunda ittihaz olunan 23.2.1988 gün ve
1706-2341 sayılı bozma kararında da (...Tapulama Mahkemesince verilen hükmün
davaya etkisinin tartışılması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir...)
denmek suretiyle bu yöne işaret edilmek istenmiştir. Yukarıda açıklandığı
üzere olayda kesin hükmün varlığı dikkate alınarak istemin reddi cihetine
gidilmek gerekirken mahkemece bundan zuhul ve aksine düşüncelerle yazılı
şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine
geri çevrilmekle; yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda
direnilmiştir.
Temyiz eden: l- Dahili davalı Hazine vekili
2- Davalı Orman Genel Müdürlüğü vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü:
Her yasanın, yürürlükte bulunduğu dönem içerisinde ilgili olduğu
olaylara uygulanması vazgeçilmez temel bir usul kuralıdır.
Somut olayda, tapulamaca, tapu kaydına istinaden davacının miras
bırakanı adına yapılan tesbite karşı Orman İdaresinin itirazı nedeniyle
Tapulama Mahkemesince, çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden
olduğunun o gün için yürürlükte olan yasa hükümleri çerçevesinde yapılan
araştırma ile belirlenmesi sonucu itiraz davası kabul edilerek, bu yerlerin
tesbitlerinin iptaline ve orman niteliği ile tesbit dışı bırakılmasına karar
verilmiştir. Tapulama Mahkemesinin bu kararı da temyiz edilmeksizin
kesinleşmiştir.
Temyize konu davada tescili istenen taşınmazların, Tapulama
Mahkemesinde önce görülüp orman sayılan yerlerden olduğunun belirlenmesi
nedeniyle tesbit dışı bırakılan taşınmazlar olduğu tartışma konusu değildir.
Keza, görülmekte olan davadaki taraflar ile önce görülen davanın tarafları
aynıdır.
Olayda, HUMK.nun 237. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleştiği
bir kesin hüküm mevcuttur.
Kesin hükmün açılacak davalarda gözönünde tutulması, temelini
Anayasadan alan yine vazgeçilmez bir usul hukuku kuralıdır. Bu niteliği
gereği de "olumsuz dava şartı" olarak kabul edilmektedir.
Zira aynı konuda aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine
dayanarak daha önce dava açılmış ve verilen hüküm kesinleşmiş ise, artık o
dava konusu hakkında kesin hüküm vardır. Aynı uyuşmazlık, yeni bir dava
konusu yapılamaz.
Mahkemenin, kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözeterek, davayı
esasa girmeden usulden reddetmesi gerekir (Prof.B.Kuru, Hukuk Muhakemeleri
Usulü Kitabı, Cilt:1, sahife 884).
Bu itibarla, olayda olumsuz dava şartı olan kesin hükmün varlığı
vurgulanarak davanın reddedilmesi gereğine işaret eden ve Hukuk Genel
Kurulunca da aynen benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,
önceki kararda direnilmesi doğru değildir. Bu nedenle usul ve yasaya uygun
bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Dahili davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin ilk kararı
temyiz etmemesi nedeniyle hakkındaki hüküm kesinleşmiş bulunduğundan REDDİNE,
2- Davalı Orman Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının ise
kabulü ile direnme kararının HUMK.nun 429. maddesi gereğince Özel Daire bozma
kararında gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin
harcının iadesine, 5.12.1990 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Birinci Başkanvekili 14.H.D.Bşk. 5.H.D.Bşk. 3.H.D.Bşk.
İ.Teoman PAMİR H.Özgüç A.H.Karahacıoğlu E.Doğrusöz
15.H.D.Bşk 13.H.D.Bşk. 4.H.D.Bşk.V. M.F.Ildız
M.Altay A.İ.Arslan M.C.Keskin Daireye
Ö.N.Doğan B.C.Kadılar M.N.Aryol M.Demirtürk
R.Aslanköylü 2.H.D.Bşk.V. M.Ş.İrge Y.M.Günel
Ç.Aşçıoğlu E.Taylan E.A.Özkul İ.Çakıroğlu
A.Özaslan D.Topçuoğlu 1.H.D.Bşk.V. N.Yavuz
E.Özkaya
16.H.D.Bşk.V. H.Özdemir T.Algan K.F.Çavga
İ.P.Solak Daireye
C.Sanin Ş.D.Kabukçuoğlu B.Kartal Y.Koru
S.Sapanoğlu N.Akman Ş.Yüksel Ş.E.Serim
İ.Demirkıran
|