 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1990/8-270
K. 1990/312
T. 3.12.1990
* 3091 SAYILI KANUNA AYKIRI DAVRANIŞ
* KÖY ORTA MALI
(İkinci tecavüz)
* DURMA KARARI
ÖZET : Maddi olayda, tecavüzü men edilen sanığın aynı yere yeniden tecavüz
ettiği ileri sürülerek C. Savcılığına şikayette bulunulduğu ve hakkında dava
açıldığından, yerel mahkemenin ikinci tecavüzün varlığının saptanması için
durma kararı vererek dosyayı idareye göndermesine gerek olmayıp, yargılamaya
devamla davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
(765 s. TCK. m. 513) (3091 s. MTÖK. m. 3, 5, 7, 15, 12)
Sanık hakkında, 3091 sayılı Yasanın 15. maddesine aykırı davranışda bulunmak
suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda; TCY.nın 513/1,
522; 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri gereğince 7.500 lira ağır para cezası
ile cezalandırılmasına ve bu cezasının ertelenmesine ilişkin, (Islahiye Sulh
Ceza Mahkemesi)nce verilen 27.2.1989 gün 425/92 sayılı hükmün sanık
tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Sekizinci Ceza Dairesi,
31.10.1989 gün 7729/8600 sayı ile;
"Kaymakamlığın vermiş olduğu birinci men kararının infazından sonra sanığın
üstün bir hakkı olduğunu kanıtlamaksızın bu yere ikinci kez el atması sonucu
3091 sayılı Yasanın 12. mamddesi uyarınca ikinci men kararı alınmaksızın
müştekinin doğrudan C. Savcılığına yaptığı şikayet üzerine yukarda değinilen
yasaya aykırılıktan açılan dava sonunda mezkur noksan işlemlerin
tamamlattırılması yönünden CMUK.nun 353. maddesi gereğince durma kararı
verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması" isabetsizliğinden
bozmuş;
Yerel Mahkeme, 29.1.1990 gün 395/18 sayı ile;
"Tecavüz edilen yer köy orta malıdır. İkinci tecavüzde de, birincide olduğu
gibi soruşturma yapılmalıdır. Kaymakamlığa başvurulmamıştır. Mahkeme, 3091
sayılı Yasanın 3. maddesinde belirlenen başvuruya yetkili makamlardan
değildir. Bu nedenle ikinci tecavüzden dolayı idari makama başvurup ikinci
men kararı aldırılarak infazından sonra yargılamaya devam etmek mümkün
değildir" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de, Yargıtay'ca incelenmesi, Üst C. Savcısı tarafından süresinde
istenildiğinden dosya Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma istemli 27.8.1990
tarihli tebliğnamesiyle Sekizinci Ceza Dairesi Başkanlığı'na ve Özel Dairece
de Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
Sanığın, şikayetçinin taşınmazına vaki tecavüzünün önlenmesine ilişkin
İslahiye Kaymakamlığı'nın 3.5.1988 gün 29 sayılı kararı, mahallinde 9.5.1988
tarihinde infaz edilmiştir. Sanığın aynı yere yeniden tecavüz ettiği ileri
sürülerek C. Savcılığına şikayette bulunulmuş ve sanık hakkında 3091 sayılı
Yasanın 15. maddesine aykırı davrandığından bahisle kamu davası açılmıştır.
Yapılan yargılama sonunda; tecüvüz edilen yerin köy boşluğu olduğu saptanarak,
sanığın TCY.nın 513/1, 522. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar
verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlığın
konusunu, "ikinci tecavüzün Kaymakamlık makamınca tesbiti için CMUY.nın 253.
maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerekip gerekmediği" hususu
oluşturmaktadır.
3091 sayılı Yasanın 3, 5, 7. maddelerindeki prosedüre uygun olarak idarece
taşınmaza vaki tecavüzün önlenmesine karar verildikten sonra, bu taşınmaza
aynı mütecaviz tarafından ikinci defa veya onun yararına başkaları tarafından
bilerek ilk defa tecavüz veya müdahalede bulunulduğu takdirde; Yasanın 12. ve
31.7.1985 gün, 18828 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Yönetmeliğin 48 ila
51. maddeleri ile, yürürlükten kaldırılan 5917 sayılı Yasada mevcut olmayan
yeni bir düzenleme getirilmiş ve birinci tecavüzde olduğu gibi, idarece bu
kerre de soruşturma yapılarak tecavüz veya müdahalenin önlenmesine karar
verilmesi ve bu kararın mahallinde infaz edilmesi zorunluluğu getirilmiştir.
İnfaz tutanağı dosyasına konulduktan sonra 3091 sayılı Yasanın 15. maddesi
gereğince işlem yapılmak üzere dosya, yetkili Cumhuriyet Savcılığına
gönderilmelidir.
İkinci tecavüz için konulan başvuru süresi, yapılacak soruşturmanın ve
verilecek kararın niteliği, bu kararı da içerecek şekilde her iki kararla
ilgili dosyanın C. Savcılığına tevdii halinde 15. madde uyarınca mütecaviz
hakkında karar verileceğine dair düzenlemeler karşısında; 12. maddenin
gerekli kıldığı işlemler dava şartı olmayıp, birinci men kararının mütemmim
cüzünü oluşturan cezalandırma şartı (suç unsuru) dur. İdari makamlarca
verilmiş ikinci men kararı ve bunun infazı olmadıkça sanığın, 3091 sayılı
Yasanın 15. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilemez.
Ancak; köy hükmi şahsiyetine ait yer olduğunu veya öteden beri köylünün
müşterek yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek; mer'a, harman yeri,
yol ve sulak gibi taşınmazlara bir defa tecavüz edilmesi halinde bile TCY.nın
513/2. maddesi ile uygulama yapılmalıdır.
Maddi olayda; tecavüzü men edilen sanığın aynı yere yeniden tecavüz ettiği
ileri sürülerek C. Savcılığına şikayette bulunulduğu ve hakkında dava
açıldığı anlaşıldığından, Yerel Mahkemenin, ikinci tecavüzün varlığının
saptanması için durma kararı vererek dosyayı idareye göndermesine gerek
olmayıp, yargılamaya devamla davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
Bu usuli yönüyle direnme kararı yerinde görüldüğünden sair yönlerin
incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
* Üyelerden Sami Selçuk; "3091 sayılı Yasanın 12. maddesi failin cürmi
hareketinin dışında kalan ve idari mercilerce yapılması gereken bir işlemle
ilgilidir. O nedenle suçun cezalandırılabilme koşuludur. Bu yüzden suç
oluşmamıştır. Yargılama koşulu söz konusu değildir. Direnme bu nedenle
yerindedir" görüşüyle ve değişik gerekçeyle çoğunluk görüşüne katılmıştır.
* Karşı oy kullanan Kurul Üyeleri ise; Özel Daire bozmasının haklı nedenlere
dayandığını belirtmişlerdir.
S o n u ç : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme kararı yerinde
görüldüğünden hükmün sair yönlerinin incelenmesi için dosyanın Sekizinci Ceza
Dairesi'ne gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığı'na tevdiine, 3.12.1990
günü 2/3'ü aşan oyçokluğuyla karar verildi.
|