 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1990/7-298
K. 1990/320
T. 3.12.1990
* KARŞILIKSIZ ÇEK VERMEK
* TEBLİGAT
* DÜZELTME HAKKI
ÖZET : Dosya içeriğine göre, düzeltme hakkını kullanabilmesi için sanığa
iadeli taahhütlü mektupla ihbarda bulunulmamıştır. Sanık duruşmalara
katılmamış, talimatla ifadesi alımıştır. Tebligatı aldığı ve düzeltme hakkını
kullanmadığı hususunda bir beyanı da yoktur. Ayrıca, ihtarnamelerin sanığa
tebliğ edildiği tarihler de belli değildir.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün açıklanan genişletilmiş gerekçe
ile bozulmasına karar verilmelidir.
(3167 s. Çek K. m. 7, 16/1) (7201 s. Tebligat K. m. 2, 32)
Karşılıksız çek vermek suçundan sanık Enver'in, 3167 sayılı Yasanın 16/1.
maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl çek
hesabı açma ve keşide etmesinin yasaklanmasına ilişkin, (Beyoğlu Birinci
Asliye Ceza Mahkemesi)nce verilen 26.12.1988 gün 389/988 sayılı hükmün sanık
tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Yedinci Ceza Dairesi,
2.2.1990 gün 4058/792 sayı ile;
"Muhatap bancaka, 3167 sayılı Yasanın 7. maddesine göre zorunlu olduğu
ihtaratı yaptığı cevaben bildirilmişse de, ihtarnamenin elden teslim edilip
anılan madde gereğince iadeli taahhütlü mektupla gönderilmediği, bu durumda
tebligatın usulüne uygun yapılmadığı anlaşılmakla, mevcut olmayan ihtarname
tebligat evraklarının da istenerek tebligatın usulüne uygun olarak yapılıp
yapılmadığının tahkiki ile usulüne uygun şekilde yapılmadığının anlaşılması
halinde anılan maddede mevzubahis kuralın keşidecinin iyi niyetini göstermek
imkanını sağlamak amacına yönelik olduğu da gözönüne alınarak çekin mahkemece
bankaya tevdii edilip 7. maddeye göre ihtarat yapılmasının sağlanması ve bu
ihtarat üzerine kanundaki yazılı 7 iş günü içinde düzeltme hakkını kullanıp
kullanmadığının araştırılıp belgeleri de eklenerek sonucuna göre bir hüküm
kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi"
İsabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme, 1.6.1990 gün 110/583 sayı ile;
"3167 sayılı Yasanın 7. maddesinde, "iadeli taahhütlü mektupla tebliğ olunur"
denilmesindeki amaç, ihtarın en sağlıklı şekilde sanığın eline geçmesini
sağlamaktır. Kanun koyucunun arzuladığı gaye, elden tebligat yapılarak
sağlanmıştır. Sadece yasanın lafzı ile yetinilmemelidir".
Gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de, Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından süresinde
istenildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın onama istemli 26.10.1990
tarihli tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel
kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Karşılıksız çek vermek suçundan sanığın cezalandırılmasına karar verilen
olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlığın konusunu, "3167
sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince, ilgili banka şubesi tarafından düzeltme
hakkının kullanılması için sanığa yapılacak bildirimin banka görevlileri
eliyle yapılabilip yapılamayacağı" hususu oluşturmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Yasasının 2. maddesi gereğince, diğer yasalarda özel
hüküm bulunması veya gecikmesinde zarar olması halinde memur vasıtasıyla
tebligat yapılabilir. 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek
Hamillerinin Korunması Hakkındaki Yasada, memur kanalıyla tebligat
yapılabileceğine ilişkin özel bir hüküm bulunmadığı gibi aksine, düzeltme
hakkının kullanılmasına ilişkin ihbarın sadece "iadeli taahhütlü mektupla"
yapılabileceği Yasanın 7. maddesinde hükme bağlanmıştır.
Kanun tasarısında "iadeli taahhütlü mektupla veya banka görevlileri eliyle
tebliğ etmek zorundadır" biçiminde düzenlenen 7. madde, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurulu'nda yapılan görüşmeler sırasında verilen bir önerge ile
değiştirilmiş ve görevliler eliyle tebligat yapılabileceğine ilişkin bölüm
maddeden çıkartılmıştır. Bu suretle, elden tebligat yapılması yasa koyucu
tarafından kabul edilmediğinden, banka şubesi tarafından hesap sahibine
iadeli taahhütlü mektupla ihbarda bulunulmalıdır. Ancak, Tebligat Yasasının
32. maddesi gereğince, usulüne aykırı yapılan tebligat, muhatabın tebliği
öğrenmesi ile muteber sayılacağından sanığın, ihtarı aldığını kabulü veya
tebligata ilişkin belge okunduğunda bir diyeceği olmadığını beyan etmesi
halinde de tebligat geçerlilik kazanacaktır.
Dosya içeriğine göre, düzeltme hakkını kullanabilmesi için sanığa iadeli
taahhütlü mektupla ihbarda bulunulmamıştır. Sanık, duruşmalara katılmamış,
talimatla ifadesi alınmıştır. Tebligatı aldığı ve düzeltme hakkını
kullanmadığı hususunda bir beyanıda yoktur. Ayrıca, ihtarnamelerin sanığa
tebliğ edildiği tarihler de belli değildir.
Bu itibarla, Yerel Mahkeme direnme hükmünün yukarıda açıklanan genişletilmiş
gerekçe ile bozulmasına karar verilmelidir.
S o n u ç : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün, isteme aykırı
olarak (BOZULMASINA), 3.12.1990 günü oybirliği ile karar verildi.
|